Naçar; çaresiz, çaresi olmayan, çözümü olmayan, mecbur, başka çıkar yol bulamamak, zavallı, biçare, düşkün gibi anlamlara gelir. İşte naçar kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bu eski kafanın nasihatlerinden yıldığı için pek naçar kaldığı anlarda bu kapıyı çalar. (H. R. Gürpınar)
– Nâçar kaldım şu yavruyu övmeden (Karacaoğlan)
– Her yana çırpındı ama naçar kaldı.
– Câfer Paşa, nâçar verilen emre uyarak bu deniz gibi çalkanan düşmanla savaşı kabul eder (Kâtip Çelebi)
– Beş-altı soyguncu, büyük bir markete girmişler ve dükkan sahibine kasada ne varsa vermesini söylemişlerdi. İhtiyar adamcağız, nâçâr bir şekilde kasanın anahtarlarını tam eline almıştı ki, kapıda gelen gideni kontrol için kalan soyguncu, onu farketti ve birden yerini terkederek süratle içeri girip yaşlı dükkan sahibine siper oldu.
– Naçar kaldım şu gurbet ellerde, kapımı açan yok.
– Yemeyenler kalır nâçar / Gözlerinden kanlar saçar / Bu bir demdir gelir geçer / Duyamazsın demedim mi (Pir Sultan Abdal)
– Fakirliği büsbütün belini büktü. Nâçâr bir vaziyette idi. Birçok kerâmet ve yardımlarını işittiği Hacı Bektâş-ı Velî Hazretleri’nin dergâhında herkesin murâdına erdiğini duyarak yiyecek almak için Hazret-i Pîr’in yoluna düştü.
– Naçar kaldım senin aşkından ey sevgili!
– Gitti cânım kaldım öyle / Nâçâr olup girdim yola (Yûnus Emre)
– Vapur seferleri de iptal olunca tamamen naçar kaldım.