Koyu; yoğunluğu yüzünden güç akan; kalınlığı, yoğunluğu çok olan; rengi açık olmayan, daha belirgin; derin, hararetli; yazı karakterinin daha belirgin olarak yazılmış biçimi, davranış ve düşünce bakımından aşırı gibi anlamlara gelir. İşte koyu kelimesi ile ilgili örnek cümleler.
– Oturduğu yerden Boğaziçi’nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu. (H. E. Adıvar)
– Daha eski zamanda koyu bir Türkçe taraftarıymış. (A. Ş. Hisar)
– Ahmet ile Hasan arasında koyu bir sohbet geçiyordu.
– Koyu renk kıyafetler giymeye bayılırım.
– Hana gelen yolcular koyu pekmezi adeta kana kana içtiler.
– Koyu renkler asla kir belli etmezler.
– Melahat Hanım sürekli koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.
– Koyu kahverengi saçlarını savurdu.
– Bu süt çok koyu değil mi, biraz su katalım mı?
– Sen de bana koyu renklerin yakıştığını biliyorsun.
– En koyu Fenerbahçeli’nin bile dudaklarından bu sözler dökülüyor.
– Ne zamandır koyu bir sohbet edemedik.
– Dönercide koyu bir ayran içince kendine geldi.
– Koyu, kremalı mantar çorbası severim.
– Eve koyu renk bir koltuk takımı aldık.
– Saçlarını koyu renge boyatıp ilk defa bir marka için poz verdi.
– Bu yemek çok koyu olduğu için kimse yemedi.
– Ezgi Hanım, koyu mavi bir eşarp taktı ve dışarı çıktı.
– O kadar koyu bir sohbet içindeydik ki annemin geldiğini görmedik.
– Bir aslanın yelesi daha koyu olsa dişileri için daha çekici olur.
– Dayım koyu kahveyi sever.
– Koyu renk giyisileri severim.
– Adamın üstündeki koyu gri takım elbise çok güzeldi.