Afak arapça bir kelime olup ufuklar, dört taraf, çevre ve etraf gibi anlamlara gelir.
Afaki; gereksiz, önemsiz (söz), bir kaynağa dayanmayan, hayalî gibi anlamlara gelir. Tekrar belirtmek gerekirse Afaki; bir kaynağa dayanmayan, hayalî, önemsiz sözler, bir konu etrafında değil de dereden tepeden konuşulan laflar demektir. Afaki mecaz olarak ise gelişigüzel söylenmiş (boş sözler), gayri ilmî (ifadeler); belli bir düşünce ve hayat düzeni olmayan (adam) gibi mânalara gelmektedir.
Sağlık Ansiklopedisine göre Afaki, gözde lensin bulunmaması durumudur. Ameliyatla alınmış olabileceği gibi delici bir yara veya ülser, veya konjenital bir anomali (kalıtsal bir bozukluk) nedeniyle de olabilir. Akomodasyon kaybı ve hiperopiye neden olur. Vitre veya retinanın çıkması ve glokom bilinen komplikasyonlarındandır.
Afak ve Afaki ile ilgili örnek cümleler
– Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar. (M. A. Ersoy)
– Afak, ezanın o rahatlatan sesi ile dolmuştu.
– Afaktan doğunca güneşler, sen o zaman gör beni.
– Biraz afaki sohbetten sonra oradan kalktık. (A. Rasim)
– Bir anda bütün hislerini kaybederek afaki düşündü. (Peyami Safa)
– Afaki sözlerle sorularımı geçiştirmeye çalışma.