Güvendiği dağlara kar yağmak deyiminin anlamı
* Çok güvendiği bir şey ya da kişi tarafından ihanete uğramak. Bir başka şekli; güvendiği dal elinde kalmak.
* Güvendiği kimselerden yardım alamamak, güvendiği bir şeyin işe yaramadığı anlaşılmak.
* Güveni sarsılmak.
Örnek: Çok umutlusun, inşallah güvendiğin dağlara kar yağmaz.
Güven vermek deyiminin anlamı
* Güvenilir olduğunu hissetmek, dış görünüşünün güvenilir şekilde olması.
* Güvenilir bir kimse ya da şey olduğu izlenimi bırakmak, güven duygusu uyandırmak.
* Kendisinin güvenilir bir kişi olduğu, kendisine itimat edilebileceği duygusunu uyandırmak.
* Güven duygusu uyandırmak, itimat telkin etmek.
Örnek: Oldukça güven veren birisin.
Güven kazanmak deyiminin anlamı
* Bir kimsenin kendisine güvenmesini sağlamak.
* Davranışlarıyla, kendisine güvenileceğini göstererek herkesin güvenini elde etmek.
* Herkesin kendisine güvenmesini sağlamak, davranışlarıyla çevresindekileri kendisine güvendirmek.
* Söz, davranış ve yaptığı işlerle çevresindekileri kendisine inandırmak.
Örnek: İnsan, önce güven kazanmalıdır.
Örnek 2: Samimi davranışlarıyla kısa sürede herkesin güvenini kazanmıştı.
Bileğine güvenmek deyiminin anlamı
Gücüne, bilgisine, becerisine, yeteneklerine güvenmek.
Örnek: Ben bileğime güveniyorum, her işi yaparım.
Örnek 2: Bileğine güvenen ortaya çıksın.
Güveni olmak deyiminin anlamı
Güvenmek, inanmak.
Örnek: Sana güvenim olmasa, bu kadar parayı vermezdim.
Örnek 2: Arabama güvenim olmasa yola çıkmazdım.
Güvence altına almak deyiminin anlamı
Koruma sorumluluğunu üstlenmek.
Örnek: Anayasamızda güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerinizi öğrenin.
Örnek 2: Geleceğinizi güvence altına almak için iyi bir kariyer edinmeye çalışın.
Örnek 3: Çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak için çalışıyoruz.
Güvence vermek deyiminin anlamı
* Bir anlaşmada taraflardan biriyle ilgili olarak sorumluluğu yüklenmek, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek.
* Bir sorumluluk karşılığı olarak para vb. ortaya koymak, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek.
Örnek: İşi alabilmek için değerinin yarısı kadar bir güvence vermek gerekiyormuş.
Örnek 2: Bu konuyla ilgili bize nasıl bir güvence vereceksiniz?
Örnek 3: Şu iki bin lirayı güvence olarak alın.
Güvenceye bağlamak deyiminin anlamı
* Koruma sorumluluğunu üstlenmek.
* (bir kimseyi) gelecekteki yaşamını güvenceli kılmak.
Örnek: Anayasamızda güvenceye bağlanan temel hak ve özgürlüklerinizi öğrenin.
Örnek 2: Geleceğinizi güvenceye bağlamak için iyi bir kariyer edinmeye çalışın.
Örnek 3: Çocuklarımızın geleceğini güvenceye bağlamak için çalışıyoruz.
Güveni sarsılmak deyiminin anlamı
Güveni, inancı kalmamak.
Örnek: Yapılan adaletsizlikler, toplumun adalete olan güvenini sarsıyor.
Örnek 2: Bugün ödeme yapacaktı yapmadı, açıkçası ona olan güvenim sarsıldı.
Örnek 3: Kirayı sürekli geciktiriyor, ona güvenim sarsıldı.
Sırtından bıçaklamak deyiminin anlamı
Kendisine inanan, güvenen bir kimseye gizlice kötülük yapmak, ihanet etmek.
Örnek: Arkadaşların birbirini sırtından bıçaklaması doğru değil. Bunu ancak düşmanlar yapabilir. (S. Dölek)
Örnek 2: Bu tipler, insanı sırtından bıçaklamaktan çekinmez.
Güvenmelik vermek deyiminin anlamı
Bir kimseye pazarlığında anlaşılmış bir paranın küçük bir bölümünü önceden vermek, kapora vermek.
Güvenoyu almak deyiminin anlamı
Hükûmetin tutumu milletvekilleri tarafından onaylanmak.
Güvenoyu vermek deyiminin anlamı
Hükûmetin tutumu ile ilgili olarak milletvekilleri tarafından olumlu oy kullanılmak.
Güvensizlik duymak deyiminin anlamı
Güvenmemek.
Örnek: Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere. (N. Cumalı)
Örnek 2: O satıcıya güvensizlik duymakta haklısın.
Çiğ süt emmiş olmak deyiminin anlamı
İyiliğini gördüğü insana kötülük yapan kişiler için kullanılan bir söz.
Yumruğuna güvenmek deyiminin anlamı
İsteklerini yaptırmak için yalnızca bedensel gücüne güvenmek.
Örnek: Yumruğuna güvenmiyorsan bu işe hiç girişme.
İhanete uğramak deyiminin anlamı
Aldatılmak, sadakatsizlik görmek.
Örnek: Nerede sadakat beklersek orada ihanete uğrarız. (A. Ş. Hisar)
Örnek: En ufak bir ihanete uğramak istemiyorum.
Kesesine güvenmek deyiminin anlamı
Parasına güvenmek.
Örnek: Bu işe ancak kesesine güvenenler girebilir.
Örnek 2: Kesesine güvenmeyen adam böyle para harcamaz.
Örnek 3: Kesesine güvenen gelir, parayı basıp ihaleyi alır.
Güven beslemek deyiminin anlamı
* Bir kimseye güvenmek, inanmak.
* Güven duygusu içinde olmak.
* Bir kimseye, bir şeye güven duymak, inanmak, itimat etmek.
Örnek: O adama güven beslediğiniz için pişman olmayacaksınız.
Güven duymak deyiminin anlamı
* Bir kimseye güvenmek, inanmak.
* Güven duygusu içinde olmak.
* Bir kimseye, bir şeye güven duymak, inanmak, itimat etmek.