İşten artmaz dişten artar
* Kazanç ne kadar çok olursa olsun, tutumlu davranılmazsa para biriktirilemez. Tasarruf, savurganlık yapmamak, tüketimi kısmakla mümkündür ancak.
* İnsan ne denli çok çalışıp para kazanırsa kazansın, tutumlu harcamasını bilmezse bir şey artıramaz. Para, kazanmakla değil, tutumla artar.
* İnsan ne kadar çalışıp para kazanırsa kazansın, tutumlu olmadığı ve harcamalarına bir sınır getirmediği sürece birşey arttıramaz. Para, kazanmakla değil, tutumla artar.
* Para, fazla çalışmakla değil, yapılacak tutumla artar. Paranın azı da çoğu da mutlaka çalışmayla elde edilir. Ancak kazandığı paranın değerini bilmeyen bir insan ne kadar çok çalışsa da kazanacağı parayı harcadıktan sonra hiçbir değeri kalmaz. Para arttırmayı isteyen kişi, gereksiz harcamalardan kaçınır. Zorunlu ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, sosyal ihtiyaçlarında bir azaltma yapar. Ancak bu işe girişirken de cimrilikten kaçınacaktır. Para, para için değil, kötü günde gerekli olacak diye arttırılmalıdır. Kendi zorunlu ihtiyaçlarını ancak karşılamaya gücü yetenin ayrıca para biriktirmek için kendisini zorlamasına gerek yoktur, Yoksa kötü gününü bile bile çağırmış olur.
Sakla samanı gelir zamanı
* Gereksiz görülen, işe yaramaz kabul edilen şey günün birinde, ileride lâzım olabilir. Bu sebeple önemsiz gördüğümüz şeyleri bir kenara atıp elden çıkarmamalı, onları saklamalıyız.
* Bir şey çok değersiz bile olsa onu atmamalı, saklamalıdır. Günün birinde lazım olur, işe yarar.
* Şu anda ihtiyacımız olmayan bir nesneye ilerki bir zamanda ihtiyaç duyabiliriz.
* En değersiz şeyleri bile atmayıp saklamalıyız. Burada değer ile anlatılan maldır, eşyadır. Bütün mallar kişinin doğan veya doğacak ihtiyaçları için edinilir. Elimizde olup da şu anda işimize yaramayan bazı eşyalar, başka bir zaman bize yarayabilir. Bu nedenle ihtiyaç fazlası mallarımızı elden çıkarmamalı, gerekli olacağı zaman için saklamalıyız. Ancak ilerde de kesin olarak ihtiyaç duymayacağımıza inandığımız mallarımız varsa onları da saklamaya kalkmanın hiçbir anlamı yoktur. Bizim için yükten başka bir şey olmazlar. Öylelerini elden çıkarmalı veya ihtiyacı olanlara vermeliyiz.
Güvenme varlığa düşersin darlığa
* Varlık gelip geçicidir. Kimde ne zaman, ne kadar duracağı belli olmaz. Bu bakımdan insan varlığına, zenginliğine güven duyarak öyle olur olmaz işlere kalkışmamalı; har vurup harman savurmamalı, tutumlu davranmalıdır. Gelecekte işlerinin kötüye gitmeyeceğini, yoksul düşmeyeceğini, darda kalmayacağını kim söyleyebilir?
* İnsan, varlıklı durumuna güvenerek har vurup harman savurmamalı, tutumlu olmalıdır. Buna dikkat etmeyen kişi, işlerin iyi gitmediği ve çalışamadığı zamanlarda darlığa düşer.
* Paramızı ölçülü kullanmasını bilmeliyiz. Kimi varlıklı kişiler, ellerindeki varlıklara tükenmeyecekmiş gözüyle bakar, gerekli gereksiz yerlerde harcamaya, har vurup harman savurmaya kalkar. Oysa hazıra dağların dayanmadığını bilip, ya elindeki varlığı arttırmaya, ya da düşünceli harcamaya çalışması; belli bir miktarını da çalışamaz duruma geldiğinde veya ummadığı bir durumla karşılaştığında harcamak üzere bir kenarda biriktirmesi gerekir. Böyle davranmayanlar, zor duruma düştüklerinde ellerinde hiçbir varlık bulamayacakları gibi, çevrelerinde de hiçbir dost bulamaz, yalnız kalırlar.
Şık şık eden nalçadır, iş bitiren akçadır
* Değerli bir şeye benzeyen başka bir şey, onun yerini tutmaz. Nalça da madeni para gibi “şık şık” diye ses çıkarır, fakat para gibi iş bitiremez.
* Nalça da madenî para gibi şık şık diye ses çıkarır. Ama bu yönüyle benzese de değerli değildir ve iş bitirmez. Kişinin yaşamında işlerin arzulanan sonuçlara göre bitmesi parasının yeterli veya fazla olması ile mümkündür. Paraya benzer, paraya bir iki yönüyle benzer başka şeyler hiçbir zaman onun yerine kullanılıp o işi bitiremezler. Değerli olan ve iş bitiren geçerli paradır.
Gençlikte para kazan kocalıkta kur kazan
* Gençlik, insanın en verimli çağıdır. Güç ve enerji doludur. İnsan işte bu dönemde çalışıp para biriktirmeli, mal-mülk sahibi olmalıdır. Çünkü ihtiyarlayıp gücünü yitirdiği, çalışamadığı dönemde ona ihtiyaç duyacaktır. Elinde olduğu için de rahat yaşayacak ve sıkıntı çekmeden gün geçirecektir.
* Kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki, ihtiyarlayıp çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.
* Kişi, kırk yaşına gelmeden önce işini yoluna koymalı, hayatta yer edinmelidir. İnsan gençliğindee çalışıp para biriktirmelidir ki, ihtiyarlayıp çalışmadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.
Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir
* İnsanın gençliği göz açıp kapayıncaya kadardır. Ne olup bittiği pek anlaşılamadan geçip gider. İnsan ihtiyarlayınca şöyle düşünür, yapılacak pek çok şeyin varolduğunu fark eder. Ancak iş işten de geçmiştir. Çünkü bunları yapacak ne gücü ne de zamanı vardır. İşte o an, gençliğin ve gençlik günlerinin ne denli kıymetli olduğunu anlar.
* İnsan gençliğinde zamanını gereği gibi değerlendirmez. İhtiyarlayınca, yapılacak birçokşeyleri vaktiyle yapmamış olduğunu görür. Ama artık bunları yapacak gücü ve zamanıkalmamıştır. O vakit, gençliğin ne kadar değerli olduğunu anlar. Ne çare ki iş işten geçmişbulunur. Sağlık konusunda da durum böyledir.
Bol bol yiyen bel bel bakar.
Kazandığını düşüncesizce harcayan kişi, parasız kaldığı zaman acıklı duruma düşer.
Eskisi olmayanın yenisi olmaz
Biraz kullanılmış olan giyecek veya eşya eskidi diye elden çıkarılmamalıdır. Onları gündelik işlerimizde kullanırız. Böylece yenileri gündelik işlerde kullanmamış oluruz. Yeni olarak kalırlar.
Ekmeden biçilmez atasözü anlamı
* Verim alınmak isteniyorsa mutlaka emek ve çaba harcanmalı; para yatırılmalıdır.
* Birine iyilik yapıp fedakârlık göster ki, benzer şekilde karşılığını alabilesin.
Eken biçer konan göçer
* Her şeyin bir sonu vardır. Başlayan bir şey bir noktada mutlaka biter. Her şey doğal sonucuna varır. Örneğin, emek verip ekin eken tarlayı biçip ürün alır. Gezmekte olup da bir yerde konaklayan, bir zaman sonra oradan başka bir yere gider.
* Her davranış doğal sonucuna varır; emek verip ekin eken ürün alır, gezerken bir yerde konaklayan oradan kalkarak başka bir yere gider” anlamında kullanılan bir söz.
Damlaya damlaya göl olur
* Küçük çabalar, büyük problemlerin çözümüne yardımcı olabilirler.
* Küçük ve önemsiz şeyler birikerek büyük şeyleri meydana getirirler.
* Yağmur damlaları küçük derecikleri, derecikler çayları, çaylar ırmakları, ırmaklarda gölleri ve denizleri meydana getirir. Küçük şeyler birike birike büyük varlıklar oluştururlar. Küçük şeylerin önemini bilmeli, onları çarçur etmemeliyiz.
* Küçük ve önemsiz gördüğümüz şeyler birikerek büyük şeyleri meydana getirirler. Olumlu veya olumsuz tüm durumlar için olan bir durumdur. Bunun için küçüktür, azdır, önemsizdir deyip hiçbir şey hor görülmemelidir; bunların önemi bilinmeli, gereksiz yere ziyan edilmemelidir.Zaten ziyan etmek israfdır, israf ise dinimizde haramdır.
Bol bol yiyen bel bel bakar
* Bugünün yarını da vardır. Savurganlık yapıp elindekini bol bol harcayan, düşünceli davranıp ilerisi için bir şey bırakmayan kimse, yarın geçimini temin edecek bir şey bulamaz. Başkalarına muhtaç olur, onun bunun eline bakar.
* Kazandığını bol bol yiyip ilerisi için bir şey artırmayan kişi, kazançsız kaldığı zaman acıklı duruma düşer.
* Elde varken aşırı harcamaya kaçmamalı, yarınları düşünmelidir. Kazandığını bol bol yiyip ilerisi için birşey arttırmayan kimse, kazançsız kaldığı zaman acıklı duruma düşer.
Bağa bak üzüm olsun yemeye yüzün olsun
* Bir bağın bağ olması için gereken bakım gösterilmelidir. Üzümler zamanında budanmalı, gübrelenmeli, çapalanmalı ve sulanmalıdır. Bu yapılmazsa o bağdan istenilen üzüm alınamaz. Bu da bize gösteriyor ki emekle üzüm arasında sıkı bir ilişki var. Bir kişi bir şeyden verim bekliyor, fayda temin etmek istiyorsa gereken çabayı göstermeli; gerekli harcamalardan kaçmamalı, o şeye iyi bakmalıdır. Aksi takdirde o şeyden yararlanmaya yüzü olmaz.
* Kişi, verim beklediği şeyden istediğini alabilmek için gereken harcamalardan kaçınmamalıdır. Yoksa ne yüzle tam verim bekleyebilir?
* İnsanın bir işe yada girişime katkıda bulunması, elde edilecek olumlu sonuçlardan istifade etmesine bir gerekçe oluşturur. İnsanı, kendi emeği geçmeyen şeylerden istifade etmekten utanma duygusu alıkoymalıdır. Bir kimse, verim beklediği şeyden istediğini alabilmek için gereken harcamalardan kaçınmamalıdır. Yoksa hangi yüzle tam verim bekleyebilir?
Ak akçe kara gün içindir
* Emek vererek, alın teri dökerek kazandığımız para, sıkıntılı anlarımız ve zor günlerimiz içindir; bizi darlıktan bu para çekip kurtarır, rahata erdirir. Dara düşülen günlerimizde bu parayı harcamaktan da geri durmamalı, çekinmemeliyiz.
* Türlü sıkıntılarla kazandığımız para, dar zamanlarda imdadımıza yetişir ve yüzümüzü güldürür. Parayı kazanmak kadar, onu gerektiğinde harcamakta bir hünerdir. Böyle durumlarda parayı harcamaktan çekinmemeliyiz. Gerektiği yerde ve zamanında kazanılmış parayı harcamamak çok çirkin bir davranıştır.
* Yedekte her zaman bir miktar para bulundurmak faydalıdır.
Arpacıya borç eden, ahırını tez satar
* Borç para ile yürütülen iş, az zaman sonra, yürütülemez olur.
* Bir iş, borç para ile uzun zaman yürütülemez. İnsan, ödeyemeyeceği bir borç yükünün altına girerek elindekileri de tehlikeye sokmamalıdır.
Ayağını yorganına göre uzat
* Dengeli yaşamak isteyen insan mutlaka gelirini, giderine göre ayarlamalıdır. Harcamalar geliri aşmamalı, imkânlar zorlanmamalıdır. Aksine bir hareket bütçeyi sarsar, dengeyi bozar, insanı sıkıntıya sokup rahatsız eder.
* İnsanın çektiği birçok sıkıntının altında maddi imkansızlıklar görülür. Kazandığından çok harcamak yada gereksiz yere israf etmek insanı zora sokar. Zillet ve keder getirir. Bundan dolayı giderlerimizi gelirlerimizi uydurmalıyız. Harcamalarımız gelirlerimizi hiçbir zaman aşmamalıdır.
* Giderini gelirine uydur. Harcamaların gelirini aşmasın.
Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
* Kim ki elindekinden hoşnut olmuyor, onu yeter bulmuyor, onunla yetinmiyor, daha fazlasını istiyor ve onu hor görüp geri çeviriyorsa büyük bir hata işliyor demektir. Çünkü çoklar, azların (küçük şeylerin) birikmesiyle meydana gelir. Küçük şeylere sahip çıkmayan, onların birikmesiyle olmuş olan çoğu da kaybetmiş sayılır.
* Çoklar, azların birikmesiyle meydana gelir. Küçük şeyleri hor görenler, büyük şeyler edinmek fırsatını sürekli olarak kaçırırlar.