Yüksek perdeden konuşmak deyiminin anlamı
* Yüksek sesle ya da önemli konularda hüküm vererek, Üstünlük taslayarak konuşmak.
* Meydan okurcasına sert konuşmak.
* Yapılması güç şeyleri yapacakmış gibi abartılı konuşmak.
Örnek: Ahmet Bey yüksek perdeden konuşmaya bayılır.
Örnek 2: Güya bütün memleket arkamızda imiş gibi yüksek perdeden konuşmaya başlamıştık. (Y. K. Karaosmanoğlu)
Örnek 3: Sen böyle yüksek perdeden konuşuyorsun çünkü etrafındaki o çomarlara güveniyorsun. (R. C. Ulunay)
Yükseklerde dolaşmak deyiminin anlamı
* Hayalperest olmak, elde edilmesi güç şeyler istemek.
* Gözü, elde edilmesi güç şeylerde olmak.
Örnek: Yükseklerde dolaşmayı bırak da olabilecek bir şey iste.
Yüksekten atmak deyiminin anlamı
* İnanılmayacak ölçüde bir yalan uydurmak.
* Yapamayacağı şeyleri yapabilirmiş gibi söylemek, abartılı konuşmak.
Örnek: Amma da yüksekten atıyor.
Gözü yükseklerde olmak deyiminin anlamı
* Büyük şeyler hedeflemek, azla yetinmemek.
* Hâlen bulunduğu durumdan daha yüksek bir duruma ya da mevkiye çıkmak istemek, böyle bir amacı gütmek.
Örnek: Bundan böyle küçük şeylerle yetinme, gözün yükseklerde olsun daima.
Yüksekten bakmak deyiminin anlamı
* Kendini karşısındakinden üstün görmek.
* Bir kimseyi küçümsemek, kendini karşısındakinden üstün görmek.
Örnek: Bana hep yüksekten bakardı.
Yüksek oynamak deyiminin anlamı
* Kumar ve şans oyunlarına çok para ile katılmak.
* Herhangi bir işte en yüksekleri hedef almak.
Örnek: Politikada da yüksek oynamak gerekir.
Örnek 2: Yüksek oynamak, büyük riskleri göze almaktır.
Yüksekten konuşmak deyiminin anlamı
Kendini çevresindekilere kabul ettirebilmek için övünerek konuşmak.
Örnek: Yüksekten konuşan insanlara karşı pek ısınamadım.
Yüksekten uçmak deyiminin anlamı
* Gözü, elde edilmesi güç şeylerde olmak, yükseklerde dolaşmak.
* argo palavra atmak, çok abartmak.
Örnek: Yüksekten uçmayı bırak da olabilecek bir şey iste.