Akka; İsrail’in kuzeybatısında liman kentidir. Aynı adı taşıyan yönetim biriminde, Hayfa (AJkkâ) Körfezi’nde, Karmel Dağı’nın 21 km kuzeyinde, dağlık bir burunda-yer alır. Endüstri (demir-çelik, kimya, plastik, dokuma, yapı gereçleri) etkinliklerinin yanı sıra, canlı bir balıkçılık limanıdır. Liman, günümüzde toprakla dolduğundan, ticaret işlevini, karşı kıyıdaki Hayfa Limanı’na kaptırmıştır. Akka yüzölçümü 13,53 km², Nüfusu 45.000 civarıdır. Müslümanların, Dürzilerin, Hıristiyanların, Bahailerin ve Yahudiler’in birlikte yaşadıkları bir şehirdir.
Akka Tarihi
İS 638’de Arapların kurduğu kent, 1104’te Birinci Haçlı Seferi’nde Haçlıların eline geçti. 1187’de, Selahattin Eyyubi’nin geri aldığı, ancak 1191’de Üçüncü Haçlı Seferi’nde, Aslan Yürekli Richard ve II. Philip’in yeniden ele geçirdiği kent, yaklaşık bir yüzyıl Hristiyanlık merkezi olarak kaldı. 1291’de Sarasenler (Bedevi boyları) kenti alarak Kudüs Krallığı’na ve Haçlı egemenliğine son verdiler. 1799’da, Osmanlıların elinde olan kenti, 61 gün süreyle kuşatan Napolyon, Cezzar Ahmet Paşa’nın savunmasını kıramayarak geri çekildi. Kısa bir süre (1832-1840) Mısır yönetimine geçti. Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması sonucunda İngilizlere geçen ve 1948’de Filistin’in bölünmesiyle Araplarda kalan Akka, daha sonraki yıllarda İsrail topraklarına katıldı.
Akkâ Kuşatması
Napolyon Bonapart’ın, Akkâ Kalesi’ni, 62 gün süren sonuçsuz kuşatması (28 Mart-16 Mayıs 1799). Hindistan yolunu denetiminde bulundurmak isteyen Fransa, General Napolyon Bonapart komutasında bir orduyu Mısır ve Suriye üzerine gönderdi. Napolyon, Haziran 1789’da Mısır’a çıktı; Temmuzda Kahire ve İskenderiye’yi ele geçirdi. Suriye üzerine yürüdüğünde çok stratejik bir yer olan Akkâ Kalesi’ni almak zorundaydı. Kaleyi almak için önce Sayda Valisi Cezzar Ahmet Paşa’ya elçiler yollayıp barış ve anlaşma yolunu seçti, başaramayınca ordusuyla Akkâ üzerine yürüdü. Cezzar Ahmet Paşa bu sonucu bekliyordu ve hazırlıklıydı. Kent surlarının güçlendirilmesi, sur önündeki hendeğin genişletilmesi, kentteki Hıristiyan halkın boşaltılması gibi önlemleri almış, yabancı bandıralı gemilerin limana girmesi de yasaklanmıştı. İstanbul’dan 50.000 kişilik donanımlı bir ordu Cezzar Ahmet Paşa’ya yardım için yola çıkarıldı, bir İngiliz Filosu da yardım için Akkâ limanı’nda bekliyordu. 1799’da harekâta başlayan Napolyon el-Ariş şubatta, Yafa’yı da martta, güçlü direnmelere karşın ele geçirip Akkâ önlerine geldi (18 Mart) ve kaleye saldırdı (19-20 Mart). Saldırılara karadan Cezzar Ahmet Paşa birlikleri, denizden Osmanlı ve İngiliz gemileri karşı koydu. İlk genel saldırı (28 Mart) püskürtüldü, kalenin Burc-ı Ali bölümüne saldıran Fransızlar geri çekilmek zorunda kaldılar (25 Nisan), bu saldırıda General Caffarelli de öldü. Generalleri Kleber ve Bon ile birlikte Napolyon’un kendisinin komuta ettiği saldırı da başarıya ulaşmadı. General Bon da saldırıda öldü. 51. gün Burc-ı Ali Kulesi’ni yıkıp içeri girmeyi başaran Fransız birlikleri güçlü direniş karşısında geri çekildiler. Başarısız son saldırının (7-8 Mayıs gecesi) ardından Napolyon, ölüleri gömmek ve tutsak değiştirmek için ateşkes istediyse de Cezzâr Ahmet Paşa bu öneriyi reddederek karşı saldırıya geçti (16 Mayıs). Üstüste düzenlediği baskın ve saldırılarla Fransızlara büyük kayıplar verdirdi. Bu saldırılar karşısında kuşatmayı kaldırmaya karar veren Napolyon, 20 Mayıs 1799 gecesi ordusunu tümüyle çekti, kalan cephanesini yaktırdı, yenilmiş olarak döndü.
Akka Tarihsel Eserler
Cezzar Ahmet Paşa Camisi ve Hamamı (günümüzde Belediye Binası), Haçlılar dönemi kiliseleri, Bahailiğin kurucusu Bahaullah’ın Türbesi (kentin kuzeyinde), ilgi çekici tarihsel eserlerdir.