Hutbenin yirmi kadar sünneti vardır. Hatip minbere çıkınca ezan okumak, sonrasında hatibin ayağa kalkıp hutbeyi ayakta ve iki kısma ayırmak suretiyle okuması sünnetlerden bir kısmıdır. Yine iki hutbe arasında üç âyet okunacak kadar oturmak, birinci hutbede hamdü senâdan ve salâtü selâmdan sonra kısa ve faydalı vaaz ve nasihatte bulunmak, her iki hutbede de Cenâb-ı Hakk’a hamdü senâ etmek, Resûl-i Ekrem’e salâtü selâmda bulunmak, müminlere dua etmek, hutbenin sonunda da kamet getirmek cumanın sünnetlerindendir. Cuma hutbelerinin sonunda,
اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَا۪يتَٓائِ ذِي الْقُرْبٰى وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَٓاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِۚ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
“Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor” (Nahl 16/90) âyet-i celilesinin okunması Emevî halifelerinden Ömer b. Abdülaziz tarafından konulmuş olup böylelikle bazı hatiplerin Hz Ali’nin saygınlığına ters konuşmaları önlenmiştir.
Cuma hutbesinin sünnetleri maddeler halinde şunlardır;
1 – Hutbeyi ayakta okumak. Oturarak veya yaslanarak okumak caiz ise de, sünnete aykırıdır.
2 – Hatibin, minbere çıktığında yüzü cemaata dönük olması.
3 – Hatibin huzurunda ezan okunması.
4 – Birinci hutbeye hamd ile başlamak.
5 – Hutbeyi sesli okumak.
6 – Şehadet getirmek ve Peygambere salâvatta bulunmak.
7 – Müslümanlara dünya ve âhiretlerine faydalı nasihatta bulunmak.
8 – Eûzü-besmele çekip bir âyet okumak. Okuyuş ya uzun bir âyet veya 3 kısa âyet olmalıdır.
9 – Hutbeyi ikiye ayırarak iki hutbe arasında bir müddet oturmak. Üç âyet okuyacak kadar oturmalıdır.
10 – İkinci hutbeye de birinci hutbe gibi hamd ve salâvatla başlamak.
11 – İkinci hutbede mü’minlere dua etmek.
12 – Her iki hutbeyi de uzatmayarak mümkün olduğu kadar kısa kesmek. Uzun okumak mekruhtur.
Hadîs-i şerîf’te:
“Namazı uzatıp hutbeyi kısa kesiniz. Şüphesiz ki bâzı sözler, sihir gibi kalbleri teshir eder” buyrularak hutbenin az, öz ve beliğ olması istenmiştir. Zaten Hz. Peygamberin okuduğu hutbelere baktığımız zaman bu özellikleri rahatça görebiliriz. Hutbe okurken kimse ile konuşulmaz, hiç dünya kelâmı söylenmez, hattâ yakındaki birine “sus, konuşma” tarzında elle işarette bile bulunulmaz. Namazda imiş gibi susularak Hatib efendi dinlenir.
Resûlüllah Efendimiz bu hususta şöyle buyurmuştur:
“Hutbe okunurken birisi arkadaşına “sükût dur’ veya ‘sus’ dese, lağvetmiş, yani kendisi sükût etmemiş olur. Hutbe okunurken lâğv edenin Cumasının fazileti yoktur.” Dinlerken yüzü hatib efendiye çevirerek dinlemeli, başı sağa sola çevirip etrafına bakınıp durmamalıdır.