Çanakkale Savaşı nedir ve Çanakkale Savaşı ne zaman oldu? İşte Çanakkale Savaşı kimlerle yapıldı, kim kazandı, Çanakkale Savaşı ne zaman başladı ve bitti, nedenleri ve sonuçları hakkında tüm detaylar.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde destansı kahramanlık örneği gösteren, kimseye boğun eğmeyerek tüm kararlılığını, gücünü ve hakimiyetini ortaya koyan askerlerimizin adını kazıdığı Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915–1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir.
Çanakkale Savaşı, Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri [İngiltere, Fransa, Anzak (Yeni Zelanda), Avustralya] arasında 3 Kasım 1914 – 18 Mart 1915 arasında Çanakkale Boğazı’nda cereyan eden deniz savaşlarıyla Gelibolu yarımadasında 25 Nisan 1915 – 9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaşlarıdır. Bu savaşlarda Türk ordusu, Türk tarihine altın harflerle yazılacak zaferle çıktı.
Çanakkale Savaşının Nedenleri
* 1911-1912 yıllarında Osmanlı Devleti son Afrika toprakları olan Trablusgarp ve Bingazi’yi İtalya’ya bırakmış, 1912-1913 Balkan hezimeti ise, 500 yıldır Türk olan Rumeli’deki son Türk hakimiyetini yok etmişti. Bu yüzden Osmanlı Devleti kaybettiği toprakları geri almak istemesi
* İngiliz ve Fransızların İstanbul’u ele geçirmek istemesi ve İstanbul’a giden yol ise Çanakkale Boğazı’ndan geçer. Bulgar ordularının İstanbul kapılarını zorlaması, İstanbul ve boğazların güvenliğinin tehlikeye girmesi..
Çanakkale zaferi şiirleri sayfası için tıklayın!
* Ekonomisi kötüye giden Rusya’ya gerekli yardımı götürmek. Ve Anadoludaki petrol yataklarını ele geçirmek.
* Balkan Savaşları’ nda yara almış Osmanlı devleti’ne ikinci hamleyi vurarak tamamen çökertmek. Bu sayede de Avrupa’ya açılabilme emellerini gerçekleştirmek.
* İki Alman gemisinin Akdeniz’de İngiliz ve Fransız donanmasından kaçarak Türk bayrağı altında Rus limanlarını bombalaması.
* Osmanlı Devleti’nin bu sebeplerden dolayı savaşa girmek zorunda kalması ve müttefiği olduğu Almanya’nın savaşı kazanacaklarına inanması.
ÇANAKKALE SAVAŞI NASIL BAŞLADI?
“Gelibolu savaşları” adıyla da anılan Boğazlar’a yönelik bu harekâtın ilk deniz hücumu, 3 Kasım 1914’te iki İngiliz harp gemisinin Ertuğrul ve Seddülbahir, iki Fransız gemisinin de Kumkale ve Orhaniye tabyalarını bombardıman etmesiyle başladı. Henüz Osmanlı Devleti’ne resmen savaş ilân edilmeden yapılan bu saldırı, hem fiilen savaş ilân edildiğinin, hem de yapılacak askerî harekâtın hedefinin Boğazlar olacağının ilk habercisiydi. İtilâf devletleri (Fransa ve İngiltere) 5 Kasım 1914’te Osmanlı Devleti’ne savaş ilân ettiler. Osmanlı Devleti buna 11 Kasım’da çıkan bir irade ile cevap verdi.
İngiliz ve Fransız savaş gemilerinin ikinci hücumu, 19 Şubat 1915’te boğazın gerisindeki Türk tabyalarını uzaktan topçu ateşine tutmak suretiyle gerçekleşti. Hemen arkasından İngiliz-Fransız filosu daha çok savaş gemisiyle boğazın önüne gelerek tekrar saldırıya geçti, Ertuğrul ve Orhaniye tabyaları tahrip edildi. Ardından İtilâf kuvvetlerine mensup bazı savaş gemileri 26-27 Şubat günleri boğaza girerek merkez tabyalarını ateş altına aldılar; bu saldırıyı mart ayı başlarında tekrarladılarsa da bir sonuç alamadılar. Bu cephe açılmadan önce bir ay içinde Marmara’ya girmeyi planlayan, fakat başarısız taarruzlardan sinirleri bozulan İngiliz Amirali Carden, başkumandanlık yapamayacağını bildirdiğinden İngiltere’ye geri gönderilmişti. Girişilecek büyük taarruz öncesinde bu kumanda boşluğu İngiliz kuvvetlerini şaşırttıysa da onun yerine Londra’dan gelen emirle en kıdemli Fransız kumandan Amiral J. M. de Robeck tayin edildi. Robeck de Carden gibi bütün gücüyle boğazı zorlayarak İstanbul’a ulaşma hazırlıklarına başladı.
17 Mart 1915’te Bozcaada’da, Akdeniz orduları başkumandanı General Hamilton’un da katıldığı bir toplantıda görüşülen deniz harekâtı planına göre, bir hafta önce mayınlardan temizlenmiş olan boğazın aşağı kesimlerinde bütün savaş gemileri kullanılarak boğaz zorlanacaktı. Fakat aynı günün akşamı, Türk donanmasına mensup Nusret mayın gemisinin Karanlık Liman bölgesini mayınlaması deniz harekâtının kaderini değiştirdi.
18 Mart bozgunu İtilâf devletlerine, karadan destek almaksızın yalnız deniz kuvvetleriyle boğazın geçilemeyeceğini gösterdiğinden General Hamilton’un emrinde bir çıkarma ordusu hazırlanmaya başlandı. Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinden oluşan kolordu (Australian and New Zealand Army Corps = ANZAC Kolordusu) Arıburnu’na, İngiliz ve Fransız kuvvetleri de Seddülbahir’e çıkartılacaktı. Bu amaçla yaklaşık 75 bin kişilik bir ordu Limni’de toplanırken Türk başkumandanlığı da Çanakkale bölgesindeki birliklerini yeni kuvvetlerle takviye ederek Beşinci Ordu’yu kurdu ve başına Mareşal Liman von Sanders’i getirdi. Liman von Sanders, Türk birliklerini boğazın her tarafına dağıtmak yerine muhtemel çıkarma bölgelerine yakın yerlerde topladı.
Çıkarma harekâtı, 25 Nisan 1915 günü sabaha karşı İngiliz Generali Hamilton ve Fransız Generali D’Amade’un (daha sonra Gouraud) idaresinde başladı. Asıl çıkartma Seddülbahir ve Arıburnu bölgelerine yapılacaktı. Savaş gemilerinin ve muhriplerin korumasında kıyıya yaklaşan Avustralya tümeninin bir tugayını taşıyan çıkarma gemilerinin, akıntı sebebiyle sürüklenerek kumluk bir kıyı (Kabatepe) yerine sarp bir kıyı olan Arıburnu bölgesine çıkmak zorunda kalmaları üzerine 57. Alay bir dağ bataryası ile takviye edilerek Arıburnu’na sevkedildi. Ayrıca Eceabat bölgesindeki 27. Alay’ın önemli bir kısmı da çıkarma bölgesine gönderildi. Bu tedbirler Beşinci Ordu kumandanlığınca da tasvip edildiğinden karşı taarruz başlatıldı. Böylece kıyıya çıkan İngiliz ve Fransız kuvvetleri geri püskürtüldü; ancak geriden gelen kuvvetlerin yardımıyla Kanlısırt batısı ile (Sivritepe-Merkeztepe) Yükseksırt hattında tutunabildiler.
İtilâf donanmasına mensup kuvvetler, aynı günün sabahında donanmanın ateş desteğiyle Seddülbahir’e de çıkarma yapmaya başladılar. Seddülbahir kesimini ay biçiminde çevreleyen yüzlerce geminin yakın mesafeden Türk siperlerine yönelttiği top ateşine rağmen Türk kuvvetleri çıkarmaya yeltenenlere ağır zayiat verdirdi. Daha sonra 27 Nisan’da İngilizler yeni bir saldırıda bulundularsa da Türk savunma mevzilerinin 700-800 m. ilerisinde Zığındere-Eski Hisarlık hattında durduruldular. 28 Nisan’da İngiliz ve Fransız birliklerinin ortak bir teşebbüste daha bulunarak Kirte’yi ele geçirme çabaları da Türk kuvvetlerinin karşı taarruzları sonucu başarısızlığa uğratıldı.
TÜRK ORDUSUNUN TAARRUZLARI
İtilâf kuvvetleri bütün güçleriyle boğazı zorlarken Türkler de sadece mevzilerini savunmakla kalmamış, zaman zaman karşı taarruzlarda bulunmuşlardır. İlk Türk taarruzunu, Anafartalar bölgesine çıkan İngilizler’e karşı 27 Nisan 1915 sabahı Arıburnu kesimindeki Türk birlikleri gerçekleştirdi. Ancak İngiliz-Fransız savaş gemilerinin yoğun ateşi sebebiyle Türk taarruzu yavaşladı ve İngilizler’i mevkilerinden söküp atma gücünü kaybetti. Türk birlikleri 1 Mayıs sabahı tekrar Merkeztepe, Sivritepe, Kanlısırt hattındaki İngiliz kuvvetlerine saldırdıysa da İngiliz donanmasının etkili desteği bir defa daha Anzak Kolordusu’nu imha edilmekten kurtardı.
Türk birliklerinin ikinci önemli taarruzu, 1-2 Mayıs gecesi Seddülbahir bölgesinde gerçekleştirildi ve çok kanlı geçmesine rağmen önemli bir başarı sağlanamadı. Bunun üzerine 3-4 Mayıs gecesi yeniden taarruza karar verildi. Bu defa Türk birlikleri karşısında İngiliz ve Fransız hatlarında çözülmeler başladıysa da İngiliz-Fransız savaş gemilerinin açtığı şiddetli ateş yüzünden taarruz durduruldu ve birlikler eski mevkilerine çekilmek zorunda kaldı. Bundan sonra Türk birlikleri kumandasında bazı değişiklikler yapıldı, ordu güney ve kuzey grupları olarak ikiye ayrıldı. Seddülbahir kesimindeki birliklere Güney Grubu adı verildi ve kumandanlığına Weber Paşa (Vehib Paşa’nın yerine) getirildi. Arıburnu bölgesi de Kuzey Grubu adıyla önce Esad Paşa’nın, daha sonra da Ali Rızâ Bey’in kumandasına verildi.
Türk ordusunda bu değişiklikler yapılırken General Hamilton da Türkler’in mevzilerini tahkim edip takviye almalarına imkân vermeden Kirte bölgesini almak için 6 Mayıs günü İngiliz birliklerini harekete geçirdi; ancak bunlar Türk karşı taarruzu ve yan ateşleriyle geri püskürtüldüler. Taarruz İtilâf kuvvetlerince 7, 8 ve 9 Mayıs günleri tekrarlandıysa da yine başarısızlığa uğratıldılar.
ENVER PAŞANIN EMRİ
11 Mayıs’ta Çanakkale’ye gelip cepheyi dolaşan Enver Paşa, Arıburnu’nda bir karşı taarruzla İngilizler’i denize dökmek için 13 Mayıs’ta Beşinci Ordu kumandanlığına emir vermişti. Bunun üzerine Mareşal Liman von Sanders 19 Mayıs’ta saldırıyı başlattı. Türk birlikleri önce bazı başarılar elde ettiler; ancak dar sahil şeridi üzerinde tutunmaya çalışan Anzak kuvvetlerinin şiddetle müdafaası yüzünden kesin bir sonuç alamadılar. Bundan sonra her iki cephede de günlerce siper savaşları sürdürülmüş, özellikle 21 Haziran’da Kerevizdere, 28 Haziran’da da Zığındere çarpışmaları çok şiddetli geçmiştir. Bunun ardından İtilâf kuvvetleri kesin bir sonuç almak maksadıyla büyük takviye kuvvetleri getirtip Türk birliklerinin geri ile irtibatını kesmek için 6-7 Ağustos gecesi Arıburnu’nun kuzeyinde Suvla Limanı ve civarına asker çıkararak Anafartalar’a doğru ilerlemeye başladılar.
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Kasım 1915’te cepheye gelen İngiliz Harbiye Nâzırı Lord Kitchener durumu görünce bölgeyi tahliye etmekten başka çare kalmadığına karar verdi. Böylece İtilâf kuvvetleri, 19-20 Aralık gecesi Anafartalar ve Arıburnu cephesinden, 8-9 Ocak 1916’da da Seddülbahir’den çekildiler.
İtilâf devletlerinin başarısızlığı ile sonuçlanan Çanakkale muharebeleri, I. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirip uzamasına sebep olduğu gibi Çarlık Rusyası’nın çöküşünü de hazırlamış ve İngiltere’de hükümet değişikliğine yol açmıştır. Bir yıldan fazla süren ve dünya savaş tarihinde farklı bir yeri olan bu muharebelerde her iki taraf büyük kayıplar vermiştir. İtilâf devletleri Çanakkale’ye 410.000 İngiliz, 79.000 Fransız olmak üzere yarım milyona yakın asker göndermiş, sadece İngiliz kuvvetlerinin toplam kaybı 213.980 kişiyi bulmuştur. Çanakkale muharebelerine katılan Türk kuvvetleri (yaklaşık 700.000 kişi) genellikle kısım kısım kullanıldığından zayiatın belirlenmesi güçleşmiş ve çeşitli rakamlar ortaya atılmıştır. Bu rakamlar 190.000 ile 350.000 arasında değişmektedir. Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı’nın resmî kayıtlara dayanarak tesbit ettiği şehid sayısı ise 213.882’dir.
Çanakkale Savaşı’nın Sonuçları
– Osmanlı Devleti, tarihinde en fazla maddî ve manevî kaybı 1. Dünya Savaşı sırasında yaşadı. Bu savaş sırasında en fazla şehit Çanakkale’de verildi.
– İstanbul’u bir ayda ele geçirmeyi planlayan İtilaf Devletleri bu amaçlarına ulaşamadılar.
– Savaşın sonlarına doğru Osmanlı Devleti’ne isyan etmeye hazırlanan azınlıklar, bu hain tavırlarını bir yıl geciktirmek zorunda kaldılar.
– Osmanlı tarihinde bir savaşta ilk defa bu kadar fazla talebe ve yetişmiş insan gücü kaybı yaşandı.
– Avusturya ve Yeni Zelanda askerleri bu savaşta Türk askerini yakından tanıma fırsatı bulmuş, bu savaşta bulunma nedenlerini sorgulamaya başlamışlardır.
– İtilaf Devletleri, dönemin en güçlü donanma ordularına sahip olmalarına karşın, Türk askerinin azim ve kararlılığı karşısında Boğazı geçemeyerek yarımadayı terk etmek zorunda kaldılar.
– Çanakkale Savaşı, Osmanlı tarihinde başkent değişikliğini gündeme getiren tek muharebe olması ile de dikkat çekici.
– İngiltere ve Fransa’nın mağlup olması dünya üzerinde büyük ses getirdi. Bu durum sömürge altında bulunan halkların bağımsızlık yolunda cesaretlenmelerine neden oldu. Sonunda, dünya coğrafyası bağımsızlık adına birçok yeni gelişmelere sahne oldu.
– Çanakkale Deniz Zaferi, Osmanlı tarihinde Preveze’den sonra kazanılan ikinci büyük deniz zaferi olma özelliği taşır. Ayrıca, denizaltılara karşı savaşılan ilk büyük harptir.
– Osmanlı Devleti’nin bu büyük zaferi dünya üzerinde yaşayan Müslümanlar üzerinde olumlu bir etki yaptı. Baskı ve sömürge altında bulunan Müslümanlar kendi kurtuluşları için, Çanakkale Zaferinden güç aldılar.
– Çanakkale, 1. Dünya Savaşı’nın uzamasına neden olan bir mücadeledir.
– Osmanlı Devleti, Balkan Savaşında kaybettiği pirestijini bu zafer sonrası yeniden kazandı.
– Çanakkale Zaferi, Osmanlı ordusunun moralinin yükselmesine neden oldu.
– Dünya tarihinde dar bir alanda çok büyük orduların savaşmasına sahne olan muharebedir.
– Çanakkale’de denizde ve karada elde edilen zaferler hükümetin iktidarda kalış sürelerini uzatmış, İtilaf Devletleri’nin savaşın başından beri bekledikleri hükümet krizi olmamış ve kabine değişikliğine de gidilmemiştir.
– Çanakkale Savaşları ile Rusya’ya yardım gönderilemediği için Çarlık Rusya’sı yıkıldı, yerine Bolşevik Rusya kuruldu. Çanakkale, savaşa bizzat katılmayan bir devletin yıkılmasına sebep oldu.
– Mustafa Kemal gibi, Çanakkale Savaşında kendisini yeni yeni göstermeye başlayan ve ileriki dönemde Kurtuluş Savaşı’nın ünlü Türk komutanları arasına girecek olan subaylar bu savaşta sivrildi.
– Çanakkale, Osmanlı ordusu içinde en fazla yabancı askerin yer aldığı bir mücadeledir. Yaklaşık 500 kadar Alman subay ve asker yer alırken, İslam coğrafyasının çeşitli bölgelerinden gelen başka milletlerden Müslümanlar da destek verdi.
– Osmanlı Devleti’nin Çanakkale cephesi için ayırdığı 300.000’den fazla askerden yaklaşık 211.000’i şehit düştü. Bu durumun insan gücü açısından meydana getirdiği boşluk sadece Birinci Dünya Savaşı’nda değil Türk İstiklal Savaşı boyunca da hissedildi.
– Osmanlı tarihinde ilk defa bir savaş devam ederken edebiyatçılari şairler cepheye götürülerek oradaki hissiyatı kamuoyuna yansıtmaları istendi.
– İngiltere ve Fransa’dan yardım alamayan Çarlık Rusya’sında Bolşevik İhtilali yaşandı ve Çarlık Rusya’sı devrildi. Böylece Rusya savaştan çekilmek zorunda kaldı.
– İlk kez bir savaş esnasında mecmua yayınlanarak halkın maneviyatı yükseltilmeye çalışıldı.
– Osmanlı Devleti’nin elde ettiği bu zaferin ardından Bulgaristan İttifak Devletleri’nin yanında savaşa katılmış, başta Yunanistan, Romanya ve İtalya bir süre daha tarafsızlıklarını korumuşlardır.
– 7-8 Kasım 1917’deki Bolşevik Devrimi ile Rusya savaştan çekilince, Osmanlı, Rus işgalindeki topraklarını kurtardı.
– İtilaf Devletleri’nin başarısızlığı, Arap ayaklanmasını bir yıla yakın geciktirdi.
– Dünya deniz ticaretinin yarısını elinde tutan ve zenginliğini de bu üstünlüğü ile sağlayan İngiltere, denizlerdeki hakimiyetini Amerikan ve Japon ticaret filolarına kaptırdı.
– Çanakkale’de Türklerin elde ettiği başarı sonrası iki yıl uzayan savaş boyunca Doğulu ve Batılı müttefik devletlerin (Rusya-İngiltere-Fransa) ekonomilerinde ciddi sıkıntılar meydana geldi.
– Kısa süre içerisinde bitmesi beklenen Birinci Dünya Savaşı 2 yıl daha uzamıştır.
– Çanakkale, verilen büyük kayıplar sebebiyle Türk tarihinin en hazin zaferi olma özelliğini taşır.