Cennetü’l-Baki, Peygamber Efendimiz’in (sav) kabrine yüz metre mesâfede bulunan, Medine’deki Müslümanların ilk mezarlığıdır. Cennet’ül Bâki yada diğer adıyla (El Baki) mezarlığı Suudi Arabistan’ın Medine şehrindedir. Mescid-i Nebevî’nin yakınında bulunan Cennetü’l-Baki mezarlığı, Kanûnî Sultan Süleyman devrinde yapılmış ve günümüzde yıkılmış olan kale duvarlarının dışında bulunmaktadır. Eskiden buraya Baki kapısından geçilirken bugün Mescid-i Nebevî ile arasında bina kalmamıştır. Hac turları ve umre turları ile Medine’ye ziyarete gelen müslümanların uğrak noktalarından biri olan Cennet’ül Baki lügatlarda ise Cennet bahçesi anlamına gelmektedir.
Cennet’ül Bâki, hac turları ve umre turları ile gelen Müslümanların ziyaretleriyle şenlenen, umreci ve hacılara ölümü hatırlatma, dünyadan uzaklaşma konularında rehber olan nadide mekânlardan biridir.
Peygamber Efendimiz (sav) tarafından mezarlık olarak kullanılmasına karar verilmeden önce Bakı’ “garkad” adı verilen bir tür çalılıkla kaplı bir yerdi. Resûl-i Ekrem ashabından vefat edenlerin defnedilmesi için bir yer arayarak Bakı’ mevkiini mezarlık olarak kararlaştırdı.
El Baki Kabristanı’nın en önemli özelliği bu mezarlığın bizzat Hazreti Muhammed aleyhisselam tarafından seçilmiş olmasıdır. Cennet’ül Bâki, Müslümanların kurmuş oldukları ilk mezarlıktır. Cennet’ül Bâki Mezarlığı’na ilk defnedilen zâtın; İslâm’ın Medine coğrafyasında hızla yayılmasında etkili olan ve İslâm’da ilk defa Müslümanlara cuma namazı kıldıran Es’ad b. Zürare olduğu rivayet edilirken, başka bir görüşe göre ise göre El-Bakî’ye ilk defa Osman b. Maz’un defnedilmiştir.
Hazreti Muhammed Aleyhisselam’ın oğlu İbrahim, eşleri, kızı Fâtıma ve torunu Hasan me mezarlıkta defnedildiği için, Cennet’ül Bâki Mezarlığı’nın Önemi büyüktür. Cennet’ül Bâki Efendimiz aleyhisselam’ın zevceleri, evlâdlari ve ashabın seçkinlerinin mübarek, nurlu bedenlerine son mekân olmuştur. Üçüncü halife Hz. Osman Zinnureyn, başlangıçta Cennetu’l Baki dışında bir mevkiye defnedilmişken, zamanımızda mezarlık onun kabrini de içine alacak şekilde genişletilmiştir.
Cennetu’l Baki’de yatan bazı Ehl-i Beyt ve Sahabiler
Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, oğlu İbrâhim vefat edince aynı yere defnedilmesini emretti; kabrinin üstüne su döktü ve buraya Zevrâ adını verdi. Bunun üzerine Medine’deki her kabile Cennetü’l-bakī’da kendileri için bir yer ayırdılar. Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-‘in kızlarından Rukıyye ve Zeyneb de buraya defnedildiler; sonradan Hz. Fâtıma ile oğlu Hz. Hasan da Bakı’a gömüldüler. Kerbelâ’da şehid edildikten sonra Dımaşk’a götürülen Hz. Hüseyin’in başı Yezîd tarafından Medine’ye gönderilince annesinin yanına defnedildi (İbn Sa’d, V, 238). Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-‘in amcası Abbas ile halası Safiyye bint Abdülmuttalib ve bazı torunları da burada yatmaktadır. Bakı’a defnedilenler arasında, Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-‘in “benim ikinci annem” dediği Hz. Ali’nin annesi Fâtıma bint Esed ile süt annesi Halîme, Resûl-i Ekrem’in zevcelerinden başta Hz. Âişe olmak üzere Hafsa, Ümmü Seleme, Zeyneb bint Huzeyme, Zeyneb bint Cahş, Safiyye, Reyhâne ve Mâriye bulunmaktadır. Cennetü’l-bakī’a birçok sahâbî yanında Ehl-i beyt’in ileri gelenleri, tâbiîn neslinden birçok kimse defnedilmiştir. Sahâbîlerden ise Halife Hz. Osman, Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebû Vakkās, Abdullah b. Mes’ûd, Suheyb b. Sinân ve Ebû Hüreyre zikredilebilir.