Melekler başlıca iki kısımdır. Bir kısmı “kerûbiyyân“dır. Bunlar daima teşbih ve tehlil ile meşgul olup Allah Teâlâ’nın sevgisine dalmışlardır ve başka şeylerle asla ilgilenmezler. Diğer bir kısmı da “müdebbirât“tır. Bunlar hem ibadetler ve taatlerle meşgul hem de kâinatta birtakım işlerin idare ve yürütülmesiyle mükelleftirler. Hafaza melekleri gibi.
Kerûbiyyân, Allah Teâlâ’nın arşını taşıyan meleklere verilen isimdir. Kur’ân-ı Kerîm’deki, “Gök yarılmış ve o gün bitkin bir hale gelmiştir. Melekler onun çevresindedir. Ve o gün Rabb’inin arşını, onların da üstünde sekiz tanesi yüklenir” (Hâkka 69/16-17) âyetindeki meleklerin kerrû-biyân melekleri olduğu kabul edilmektedir.
Melek ne demektir?
Melek (Arapça: ملاك, İbranice: מלאך, Latince: Angelus, Yunanca: Άγγελος), dini bir terim. Melek; Allah’ın emriyle çeşitli görevleri yerine getiren, gözle görülmeyen nûrânî ve ruhanî varlıktır.
Meleklere inanmak İslam dini akidesinin bir parçasıdır, yani iman esaslarındandır. Buna göre İslam dininde meleklerin varlığına ve İslam dininin melek görüşüne inanmayan kişi iman etmiş olmaz. Konuya Kur’an’da 2/285 ve 2/177’de değinilmiştir.
İslam dininde melekler, yemeyen, içmeyen, erkeklik ve dişiliği olmayan, uyumayan, günah işlemeyen, gözle görülmeyen, nurdan varlıklar olarak nitelenmiştir. Görevleri, mahlukatı Allah’ın ismiyle seyredip, Allah’ın kudret ve sanat eserlerini o türlerde görerek, Allah’ı bütün eksikliklerden tenzih ve tespih etmek, ve Allah’a ibadet etmektir. Ayrıca insanlar dışındaki mahlûkatın Allah’a karşı yaptıkları ibadeti Allah’a sunmakla yükümlüdürler. Bunun yanında hayvanların ve bitkilerin görevlerini onlara ilham etmek ve irade ile olan hareketlerine müdahale etmek, vaziyetlerini bir şekilde düzenlemek ile de vazifelidirler. İslam inancına göre meleklerin bu görevleri onların ibadetleridir. Mahlûkat üzerinde gerçek bir tasarrufları yoktur. Yaptıkları ancak Rablerine karşı dua etme konumunda kalarak, neticeyi Allah’ın yaratmasını istemeleridir. Bu İslâm’daki tevhîd inancının bir gereğidir. Tevhîd inancına göre evrende olan bütün her şey Allah tarafından yaratılır. İnsan, melek ve benzeri bütün mahlûkatın iradeleriyle istemeleri ise, vücuda getirilmek istenen şeyin yaratılmasını Allah’tan talep etmekten ibarettir.
İslam dinine göre meleklerin iradeleri vardır. Fakat insandan çok farklı olarak Allahın emrine karşı çıkmaya iradeleri yoktur; sadece emredileni cüzzi iradesiyle yerine getirir. Dolayısıyla günahsız varlıklardır. Aynı sebepten ötürü makamları sabittir.
İslam dininde, Kur’an’da veya hadislerde meleklerin sayıları ve çeşitleri tam olarak belirtilmemiştir. Yine de bazı melek çeşitleri ve görevleri gerek Kur’an’da, gerekse hadislerde belirtilmiştir. İslam dininde özellikle dört büyük melek olarak anılan dört baş melek vardır. Bunlar: Cebrâil, Mîkâîl, İsrâfil ve Azrâîl’dir.