İmanda kesinlik gerektiği için artma ve eksilme olmaz. Fakat iman, icmâlî iman ve tafsîlî iman şeklinde kısımlara ayrılır. İcmâlî iman artma ve eksilmeyi kabul etmezken tafsîlî iman kabul eder.
Mesela, bir gayri müslim İslâmiyet’in hak bir din olduğunu bilip kabul edince icmâlî iman ile mümin olmuştur. Sonra Müslümanlık’taki namaz, oruç gibi vazifelerin farz olduklarını bilip bunlardan her birine de iman edince tafsîlî iman ile mümin olur. İşte bu farzları anladıkça imanı artmış sayılır.
Bazılarına göre iman, artma ve eksilme kabul eder. Çünkü bu bir tasdiktir. Tasdik ise nefsi bir durum olduğundan kuvvet ve zayıflık itibariyle farklıdır. Şüphe yok ki büyük nebiler ile ümmetin her birinin imanının kuvvet ve nuraniyeti aynı değildir.
Bununla birlikte iman, tasdik ile amellerin toplamından ibaret sayılırsa bunun artıp eksilmesi açıkça ortaya çıkar.
İMAN NEDİR?
İman’ın kelime anlamı, herhangi bir şeye inanmak demektir. İman, İslam dininin kat’i sûrette bilinen tüm hükümlerine (zarûrât-i dîniyye) inanmak ve bu inancı dile getirmektir. Diğer bir değişle iman, Hz. Peygamber’i, Allah Teâlâ’dan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerde (zarûrât-ı dîniyye) tasdik etmek, onun haber verdiği şeyleri tereddütsüz kabul edip bunların gerçek ve doğru olduğuna gönülden inanmak demektir.