Mükellef, Allah’a karşı sorumlu olan kişiler demektir. Bir müslümanın mükellef olması için akıllı olması ve ergenlik çağına ulaşması gerekmektedir.
Kelâm âlimlerinin çoğuna ve İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’ye göre ilk vâcip olan şey marifetullahtır (Allah’ı bilmektir). Çünkü bütün bilgilerin aslı ve esası budur. Dinen yapılması gerekli olan şeylerin gerekliliği buna göre çeşitli kollara ayrılır.
Mu’tezile’ye ve diğer bazı zatlara göre ilk vâcip olan şey marifetullah hususunda nazar ve tefekkürdür (inceden inceye düşünmektir). Bu, marifetten öncedir. Ebû Hâşim’e göre ise dinen yapılması gerekli olan şeylerin ilki şüphedir. Çünkü şüphe olmadıkça nazara ihtiyaç olmaz. Şüphe olmayınca nazar, bilinen şeyleri tekrar düşünüp öğrenmek gibi olur.
Ebû Hâşim’in bu iddiası doğru değildir. Marifetin vâcipliği zaten şek/şüpheye bağlıdır. Yani esasen bir şüphe, bir bilinmezlik öngörülmektedir ki bundan dolayı marifetin vâcip olması gerekmektedir. Ancak marifetin gerekli olması, şüphenin gerekli olduğu anlamına gelmez (Belki de bununla şüphenin giderilmesi hedeflenmiştir).