Bulutlar, yeryüzü atmosferinin bileşimindeki su buharının yoğunlaşmasıyla meydana gelir. Her bulut, bir yağmur damlasından bin kat küçük olan minik su küreciklerinden ya da çok ince buz billurlarından oluşmuştur. Damlacıkların çapı milimetrenin onda birini geçince bulutta yüklü olan su yere doğru düşmeye başlar.
Çevremizdeki havanın bileşiminde her zaman gözle göremeyeceğimiz bir miktar su buharı vardır. Sıcaklık düştüğü zaman bu görülmeyen su buharının miktarı azalır, örneğin 22 derecedeki bir metre kup havada yaklaşık olarak on dokuz gram su buharı bulunduğu halde, sıcaklık 10 derece düştüğü zaman aynı hava bu buharın ancak yarısını taşıyabilir. Bu yüzden de fazla gelen su buharının yoğunlaşması gerekir. Yoğunlaşan buhar sıvı su damlacıkları ya da katı buz billurları verir. Bu damlacıklar ya da billurlar soğuk toprağa değdiği zaman sis, güçlü bir yükselen hava akımının etkisiyle atmosfer basıncının birden düşmesi sonucunda bütün bir hava kütlesi soğduğu zaman bulutlar oluşur. Buzdolaplarında da soğuk elde etmek için gene bir basınç düşüşünden yararlanılır. Bizim yaşadığımız ılıman bölgelerde bulutlar dört ile beş kilometre kalınlığındaki bir katmanda meydana gelir. Su damlacıkları ve billurlar uzun zaman havada asılı olarak kalabilir. Bulutlara biçim veren havanın hareketi, bulutları sürükleyen ise rüzgârlardır. Kökenlerine ve bileşimlerine göre ayrı ayrı biçimler alan bulutları bilginler on grupta toplarlar: ince iplikler veya tüyler halinde uzanan saçaklı sirrüsler (tüy bulut), gri katmanlar halindeki stratüsler (katmanbulut), küçük tepecikler ve kubbeler halindeki kümülüsler (küme bulut), vb. Bulutların bileşimi sürekli olarak değişir. Renklerinin çok çeşitli olması da güneş ya da ay ışınlarından, denizin ya da toprağın yansımalarından veya taşıdıkları katı taneciklerden ileri gelir.