Yükselti, bir yerin deniz yüzeyinden olan yüksekliğidir. Meselâ Paris’teki ünlü Eyfel kulesinin yerden yüksekliği 320 metre olmasına rağmen coğrafî anlamdaki yüksekliği 345 metredir. Çünkü Paris, deniz yüzeyinden 25 metre yüksekliktedir.
Havacılar güvenlik içinde uçabilmelerl için yerden ne kadar yükseklikte uçtuklarını bilmek zorundadırlar. Uçakların altimetreleri atmosfer basıncını ölçen bir âlettir. Bu basınç da, normal havada deniz yüzeyinde 76 santim boyunda, 1 santimetre kare eninde bir civa sütununun basıncına eşitken, yerden 5000 metre yükseklikte 40 santim, 10.000 metrede de 20 santim olacak şekilde azalır. Böyle olunca bir altimetrenin göstergesini metre cinsinden işaretleyerek, ibrenin gösterdiği rakamı okuyup yüksekliği öğrenmek kolay olur.
Bir yerin yüksekliği o yer şekilleri hakkında kesin bilgiler vermez. Zira yer şekilleri denildiğinde dağ, tepe, vadi, ova, plato, çukur, boyun v.s anlaşılır. Ve aynı yer şekilleri farklı yüksekliklerde yer aldığı gibi farklı yer şekilleri de aynı yüksekliklerde yer alabilir. Ege Bölgesinde yer alan Büyük Menderes Ovasının yükseltisi 50 metre civarında iken, İç Anadolu Bölgesindeki Konya Ovasının yükseltisi 900 metre, Doğu Anadolu Bölgesindeki Erzurum Ovasının yükseltisi 1800 metre civarındadır. Yine Batı Anadolu’daki bazı dağların yüksekliği Doğu Anadolu’daki ovalardan daha azdır. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde hidroelektrik enerji potansiyelinin Marmara Bölgesindekinden yüksek olmasında yer şekillerinin farklılığı değil yükselti ortalamalarının farklı olması neden olmuştur. Çünkü her iki bölgede yer şekilleri özellikleri benzerdir. Bu nedenle “yükselti” ile “yer şekilleri” farklı şeylerdir. Dolayısıyla yükselti ile yer şekillerinin etkileri de farklıdır.