Suya götürüp susuz getirmek
* Çok zeki karşıdakini kolayca aldatılabilecek kimseler için kullanılır.
* Birinden çok kurnaz olmak, onu aldatabilecek kadar akıllı ve kabiliyetli olmak.
Suya Götürüp Susuz Getirmek Deyiminin Hikayesi
Zengin ve büyük bir aşiretin obasında, genç ve yakışıklı, yoksul bir çoban varmış. Aşiret reisinin kızına aşık olmuş. Kızın da çobanda gönlü varmış ama babası, onu zengin biri ile nişanlamış.
Bir gün yoksul çobanla genç kızı kuytuda konuşurken görenler, aşiret reisine haber vermişler. İki aşık yakalanmış. Kızı çadırına hapsetmiş, çobana bir ceza vermek üzere obanın yaşlıları toplanmışlar.
Akçakocalardan, çobana acıyan biri, şöyle bir teklifte bulunmuş:
“Bu çoban bize, işinin ehli olduğunu ispat etsin. Sürüsünü iki gün susuz bırakalım. Üçüncü gün sürüyü dereye götürsün ama su içmeden geri çevirsin. Bunu başarırsa, kızı ona verelim” demiş.
Bunun imkânsız olduğuna inanan ötekiler ve aşiret reisi, teklifi uygun bulmuşlar. Sürüyü iki gün susuz bekletmişler. Üçüncü gün oba halkı toplanarak çobanı izlemeye koyulmuş.
Kavalını çala çala sürüyü dere kenarına kadar getiren çoban, suyun kıyısına gelince, öyle içli çalmaya başlamış ki, sürünün başı olan koyuna âdeta yalvarmış ve sürüyü geri döndürüp obaya getirmiş. Kızı da almış.
DEYİM NEDİR?
Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı ya da söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler.
Diğer bir deyişle Deyim; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarına “deyim” denir.