Müslümanların Medine’ye hicreti ikinci Akabe biatından hemen sonra başlamıştır. Hz. Peygamber ile Medineli Müslümanlar arasında yapılan biatlardan sonra Mekkeli Müslümanlar için yepyeni ve emniyetli bir saha açılmıştı. İnançlarını burada serbestçe söyleyebilecek, ibadetlerini serbestçe yapabilecek, dinlerini korkmadan ve çekinmeden yayabileceklerdi. Qünkü, Medine’nin iki güçlü kabilesi olan Evs ve Hazreç onlara kucaklarını açmış, her durumda kedilerini koruyacaklarına ve yardım edeceklerine dair sözvermişlerdi. Bundan dolayı Müslümanlar hicret için Hz. Peygamberden izin istediler. Kısa süre sonra bu izin verildi ve Müslümanlardan bazıları gizli bazıları açıktan olmak üzere Medineye doğru yola çıkarak hicreti başlatmış oldular. Aslında Medine’ye doğru başlayan bu kutlu yolculuklar bütün haşmetiyle Medinede doğacak olan İslam güneşinin tan yerini ağartması anlamına geliyordu.
Bu Güzel Resul
Ey ilahi yolda giden muhacir
Medine yolunda çilekiş yolcu
Hicretin menzilli yolu dikendir
Bağlamaz imanı pranga zincir
Bu güzel Resulu Yesrip yolunda
Hicret coşkusuyla aramalısın
Ayrılık anneden, babadan yardan
Ve serden geçerek kavuşmalısın
Sen ey savaşçı, ey gözleri kara
Cennet arzusunu hicrette ara
Hicret ayrılmaktır mal ile candan
Allah’a dönmektir dünyalıklardan
İşte hicretimiz bu kutlu yolda
En güzel sevdaya kavuşturandır
Muhacir yiğitler genç kahramanlar
Bizleri kıyamla tanıştırandır
Bu güzel Resulu Yesrip yolunda
Hicret coşkusuyla aramalısın
Ayrılık anneden, babadan, yardan
Ve serden geçerek kavuşmalı