Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
Hocanın (öğretmenin) vurduğu yerde gül biter
* Öğretmen ne yaptığını bilen adamdır. Eğer bir öğrenciye vurmayı gerekli görmüşse, bunu mutlaka eğitmek amacıyla yapmıştır. Sakın ola ki, bu tavrından ötürü ona darılıp gücenmeyiniz. Tam tersine onun bu tavrından ötürü sevininiz. Çünkü onun vurduğu yerde meydana gelen kızarıklık, öğrencinin yarın yapacağı yanlışlıklardan, edineceği kötü alışkanlıklardan kurtuluşunun bir işareti olarak görülmelidir.
* Öğretmen gerekli görürse çocuğu döver. Attığı dayağa, gücenmek şöyle dursun, nimet gözüyle bakılır ve dayağın yaptığı kızartı, vücutta açılmış gül diye nitelenir.
* Milletimiz, çocuklarını emanet ettiği öğretmenine büyük değer verir. O kadar ki, gönül meyvesi evladına kendisi bir fıske bile vuramazken, hocasının tokatını gül yerine koyar. İnsanımıza göre, öğretmen gerekli görürse çocuğu döver. Attığı dayağı, gücenmek şöyle dursun, nimet gözüyle bakılır ve dayağın yaptığı kızartı, vücutta açılmış gül diye nitelendirilir.
* Öğretmenin verdiği ceza, öğrencinin yararına olur. Öğretmen, kafası bilgilerle yüklü olup, bu bilgileri, öğrenmek için gelen öğrencilere vermek, onları kendi ailelerine, çevrelerine ve yurtlarına yararlı birer insan haline getirmek için çabalayan kişidir. Böylesine büyük bir görev yüklenen kişinin işi kutsaldır. Onun biçimlendireceği insanlar toplumu yönetecek, toplumun geleceğini belirlemede etkin olacaktır. Bu zorlu görevde amacına ulaşmak için ceza dahil olmak üzere her yola başvurması doğaldır. Çünkü amacı güzeldir. Yararlı olacağına inandığı cezaları verir. Öğretmenin vereceği cezaların insana yaraşır, insan onuruna dokunmayan cezalar olacağı muhakkaktır.