Namus ne demek: Irz, doğruluk, kanun, din, Şeref, iffet, edeb, haya, nizam, emniyet ve istikamet gibi faziletlerin tümünden ibaret olan pek kıymetli bir vasıftır. Şeriata ve kanuna da namus denir. Melek Cibril-i Emîn’e Namus-i Ekber denilmiştir. Namusun karşıtı, iffet ve istikametten yoksun bulunmaktır.
Namus, değişmeyen bir gerçektir. Onun bunun anlayışına göre değildir. İslam ahlak ve adabına uymayan herhangi bir şeyin namus vasfı ile ilgisi yoktur. Onun için İslam ahlakına uymayan şeylerden kaçınmak gerekir.
Bir kimsenin mahrem, gizli sırları olup, işlerinin ve hâllerinin iç yüzüne vâkıf olana, onun namusu denir. Hayırlara ait gizli hâllere vâkıf olana da namus denir.
Namussuz; genelde iffetsiz, edepsiz, hayâsız, şerefsiz, fahişe gibi mânâlarda kullanılıyorsa da, emniyeti, nizamı bozanlara, İslamiyet”e uymayanlara, Allah”ın kanunlarını yani dinimizin emir ve yasaklarını çiğneyenlere de denir. Bu bakımdan namussuz; kanunsuz, yani kanuna uymayan, dinimizin emirlerini çiğneyen kişi demektir. Bu tarife göre, namaz, oruç gibi Allahü teâlânın emirlerini yerine getirmeyen, yalan söyleyen, hırsızlık eden namussuz oluyor. Böyle namussuzların, (Namus sözü veriyorum) demelerinin bir kıymeti olur mu?
(Ar namus, tertemiz) demek, (Hayâsı, utanması yok) demektir.
(O namussuzun biridir) demek, (Şerefsizin biridir, dinden, imandan haberi yok) demektir.