Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
Dost (iyi dost) kara günde belli olur
* Varlıklı, iyi, güzel ve mutlu günlerimizde bizimle dostluk kuran, arkadaşlık eden, yanımızdan ayrılmak istemeyen çok olur. Herkesin mutluluktan bir pay almaya çalıştığı böyle günlerimizde, etrafımızdaki bu kişilerin hepsine gerçek dost diyebilir miyiz? Kuşkusuz hayır. Bu ancak işlerimizin kötü gittiği, üzüntülerimizin arttığı, felâketlerin bizi boğmaya çalıştığı günlerimizde belli olur. İyi ve mutlu günlerimizde olduğu gibi, bizi kara günlerimizde de yalnız bırakmayan, sıkıntılarımızı paylaşan kişiler gerçek dostlarımızdır.
* Gerçek dostlar ancak üzüntülü, sıkıntılı günlerde insanı yalnız bırakmamakla belli olur.” anlamında bir söz.
* Sevinçli, mutlu günlerinde bir kişiyle dostluk ilişkisi kuranlar çok olur. Çünkü mutluluğa katılmak hoş birşeydir. Sevincin ödenecek bir bedeli yoktur. Kara gününde bir kişi ile dost kalmak ise, üzüntüyü paylaşmayı, onu gidermek için bir takım özverilerde bulunmayı gerektirir. İşte buna katlanan, gerçekten dost olduğunu gösterir.
* Gerçek dostlar, kişinin karşılaştığı kötü bir durumda kendini gösterir.
İnsan iyi bir durumda olduğunda, sevincini, mutluluğunu herkes paylaşmak ister. Herkes dost görünür, yüze güler. Gerçek dost ile sahte dostlar birbirine karışır. Çünkü böyle günlerde onlardan beklenen bir şey olmaz. Oysa gerçek dost fedakârlıkta bulunandır. Dostunun acısını da paylaşan, onu kötü durumdan kurtarmak için elinden geleni yapandır. Öyle olunca da, gerçek dostlarımızı ancak kötü bir duruma düştüğümüzde görmemiz tanımamız mümkün olur. Bu nedenle kişinin dostluğunu bize yaptığı fedakârlıklara göre değerlendirmeliyiz.