Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
Doğru söyleyeni Dokuz köyden kovarlar
* Özellikle çıkarlarını düşünen insanların çoğaldığı, fedakârlığın azaldığı yerlerde yalan dolan, hile, ahlâksızlık artar ve insanlar iki yüzlü olurlar. Böyle bir ortamda doğru sözlü olan, sözünü esirgemeyen ve sakınmadan herkesi eleştiren kişiyi kimse sevmez. Herkes onu kınar, yanından ve yöresinden uzaklaştırmaya çalışır. Çünkü bu kişi doğru sözleriyle ahlâksızlık üzerine bina edilmiş menfaat düzenini bozmaya çalışır ve çok kimseyi rahatsız eder. Dolayısıyla çıkarları zedelenen, kusurları yüzüne söylenen, ikiyüzlülükleri yüzlerine çarpılan insanlar tarafından hor görülüp kovulurlar.
* Hiçbir şeyden çekinmeden doğruyu söyleyen kişileri kimse sevmez.
Kişiler toplum içinde yaşamaya başladığından beri, çıkarı gereği, her düşündüğünü, her duyduğunu olduğu gibi anlatmaktan kaçınmış, hep bir şeyler gizleyerek başkalarıyla ilişkilerini kurmuştur. Gizlediklerini başkalarından çıkarını sağlamak için söylemez. Çıkarı için, doğru olmadığına inandığı şeyleri bile söyler. Oysa insana yakışan, kendisini olduğu gibi ortaya koymaktır. Doğru bildiklerini hiç kimseden korkmadan, «başkaları ne der?» diye bir endişeye kapılmadan ortaya koyanlar, iyi insan oldukları halde, geneldeki çıkarcı insanlar tarafından hoş karşılanmaz, kimse böylelerinin yakınlarında olmasını istemez, öyle olunca da doğrular, belirli bir yerde barınamazlar.