Gıyabi; bir kimse için, onun bulunmadığı sırada yapılan, verilen karar, hüküm vb.). anlamına gelmektedir. Cenaze ise; kefenlenip tabuta konulmuş, gömülmeye hazır durumdaki insan ölüsü demektir. Buna göre;
Gıyabi cenaze namazı, meftanın yani cenazenin hazır bulunmadığı yerlerde, gıyabında kılınan namazdır.
Aslolan, namazının kılınabilmesi için cenazenin hazır bulunmasıdır. Bununla birlikte hazır olmayan cenaze için de namaz kılınabilir. Nitekim Resûlullah (s.a.s.), Habeş Kralı Necâşî’nin vefatını haber vermiş, sonra da onun cenaze namazını kıldırmak üzere cemaatin önüne geçmiş, ashab da arkasında saf tutmuştur (Buhârî, Cenâiz, 55; Müslim, Cenâiz, 63). Olayda hazır bulunan Câbir b. Abdullah (r.a.) şöyle demiştir: “Resûlullah (s.a.s.), Necâşî’nin (gıyabında) cenaze namazını kıldırdı. Ben de ikinci yahut üçüncü saftaydım.” (Buhârî, Cenâiz, 54)
Yine, Resûlullah’ın (s.a.s.) Uhud şehitleri (Buhârî, Cenâiz, 73) ve kendisine haber verilmeden defnedilen cenazeler için de gıyabi cenaze namazı kıldığı bilinmektedir (Buhârî, Cenâiz, 56).
Cenaze namazının hükmü nedir?
Cenaze namazı, farz-ı kifâyedir. Müslümanların ölen din kardeşlerine karşı yerine getirmeleri gereken dinî vecîbelerin başında cenaze namazının kılınması ve bunun için gerekli hazırlıkların yapılması gelmektedir. Kadın olsun erkek olsun yalnız bir kişinin bu namazı kılmasıyla farz yerine getirilmiş olur. Cenaze namazı, Allah’a senâ, Resûlullah’a (s.a.s.) salât ve ölü için duadan ibarettir. Tebük seferine mazeretsiz çıkmayan münafıklarla ilgili olarak şöyle buyrulmaktadır: “Onlardan ölen hiçbirinin (cenaze) namazını kılma ve kabrinin başında durma. Çünkü onlar Allah’ı ve Resûlü’nü inkâr ettiler ve fâsık olarak öldüler.” (Tevbe, 9/84). Bu ayet, cenaze namazının farz oluşuna işaret etmektedir. Ayrıca Resûlullah (s.a.s.), bir müslümanın ölümü üzerine, “Bir din kardeşiniz vefat etmiştir. Kalkın, onun cenaze namazını kılın.” (Müslim, Cenâiz, 66) buyurmuştur.
Cenaze Namazı nasıl kılınır?
Cenaze ve kıbleye karşı saf tutulur, cenaze namazına niyet edilir, (“Allah için namaza, meyyit için duaya, er kişi (veya hatun kişi) niyetine uydum hazır olan imama” diye niyet edilir.) imam, Allahüekber diye tekbir alır, ellerini bağlar, cemaat de gizlice tekbir alarak ellerini bağlar. Sonra imam ve cemaat içinden,
Sübhânekellâhümme ve bihamdik, ve tebârakesmük, ve teâlâ ceddüke, ve celle senâük, ve lâ ilahe ğayruk.
Anlamı: “Ey Allah’ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Sana hamd ve senalarda bulunurum. Senin adın mübarektir. Azamet ve celâlin çok yüksektir. Seni öğmek senin öğülüşün pek yücedir. Senden gayri (başka) ilâh (ibâdet edilecek hiç bir mâbud) yoktur.”
şeklinde Sübhaneke’yi okurlar. Sonra imam, ellerini kaldırmaksızın açıktan (Allahüekber) diye tekbir alır, cemaat de ellerini
kaldırmaksızın içinden tekbir alır. Bu kez içinden Allahümme salli ve barik duasını okurlar.
Allahümme Salli Duası Arapça Yazılışı
اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ ﴿﴾ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيم ﴿﴾ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
Allahümme Salli Duası Okunuşu
“Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidun mecîd.”
Allahümme Salli Duası Anlamı
“Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ümmetine rahmet eyle; şerefini yücelt. İbrahim’e ve İbrahim’in ümmetine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.”
Tekrar tekbir alırlar. Bu kez, ölüye ve diğer müminlere içinden dua ederler. Aşağıdaki cenaze namazı duasını bilmeyenler, onun yerine Fatiha Sûresini veya Kunut dualarını okuyabilir. Kunut dualarını da bilmeyen “Rabbenâ” duâsının veya kolayına gelen başka duları okur.
Cenaze Namazı Duası
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
ٱَللّٰهُمَّ ٱغْفِرْ لِحَيِّنَا وَمَيِّتِنَا وَشَاهِدِنَا وَغَآئِبِنَا وَكَبِيرِنَا وَصَغِيرِنَاوَذَكَرِنَا وَاُنْثَانَا ٱَللّٰهُمَّ مَنْ اَحْيَيْتَهُ مِنَّا فَاَحْيِهِ عَلَى ٱْلاِسْلاَمِوَمَنْ تَوَفَّيْتَهُ مِنَّا فَتَوَفَّنَا عَلَى ٱْلاِيمَانِ وَخُصَّ هٰذَا ٱلْمَيِّتَبِٱلرَّوْحِ وَٱلرَّاحَةِ وَٱلرَّحْمَةِ وَٱلْمَغْفِرَةِ وَٱلرِّضْوَانِ ٱَللّٰهُمَّ اِنْ كَانَمُحْسِنًا فَزِدْ فِى اِحْسَانِهِ وَاِنْ كَانَ مُسِيئًا وَتَجَاوَزْ عَنْهُ وَلَقِّهِٱْلاَمْنَ وَٱلْبُشْرٰى وَٱلْكَرَامَةَ وَٱلزُّلْفٰى بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ ٱلرَّاحِمِينَ
“Allâhümma’ğfir lihayyinâ ve meyyitinâ ve şâhidinâ ve gaibinâ ve zekerinâ ve ünsânâ ve sagýrinâ ve kebîrinâ. Allâhümme men ahyeytehû minnâ fe ahyihî ale’l-islâm ve men teveffeytehû minnâ fe teveffehû ale’l-îmân. Ve hussa hâze’l-meyyite bi’r-ravhi ve’r-râhati ve’l-mağfireti ve’r-rıdvân. Allâhümme in kâne muhsinen fe zid fî ihsânihî ve in kâne müsîen fe tecâvez anhü ve lakkihi’l-emne ve’l-büşrâ ve’l-kerâmete ve’z-zülfâ, bi rahmetike yâ erhame’r-râhimîn”
Anlamı: Allahım! Dirimizi, ölümüzü, burada bulunanlarımızı bulunmayanlarımızı, erkeğimizi kadınımızı, küçüğümüzü büyüğümüzü mağfiret buyur, bağışla. Allahım! Aramızdan yaşatacaklarını İslâm üzere yaşat, öldüreceklerini iman üzere öldür. Şurada duran ölüye, kolaylık ve rahatlık ver, onu bağışla. Bu kişi, iyi bir kimse idiyse sen onun iyiliğini artır; eğer kötü davranmış günahkâr bir kimse idiyse, sen rahmet ve merhametinle onları görmezden gel. Ona güven, müjde, ikram ve yakınlık ile mukabele et. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi olan Allahım.
Bundan sonra Allahüekber diye tekbir alınır, hemen sonrasında önce sağa sonra sola imam açıktan, cemaat de içinden selâm verirler, bu esnada eller salıverilir, namaz tamamlanmış olur.