Ağız, insanlarda ve hayvanlarda besinlerin alınmasını sağlayan organ, sindirim borusunun başlangıcıdır. Bir hücreli hayvanlardan (zooprotist) yüksek yapılılara doğru değişiklikler gösterir. Bazı protistlerde (amip) belirgin bir ağız yokken bazılarında (terliksi hayvan) belirgin ağız vardır. Amip, besinlerini tek hücreden oluşan vücudunun her yerinden fagositozla alır. Terliksi hayvan, ağız bölgesinden besinlerini alıp kofullarda sindirir. Selentereler’de ağız, hem besinlerin alındığı, hem de artık ürünlerin atıldığı bir organdır. Solucanlar’da ve solucanlardan daha evrimleşmiş canlılarda ağız ve anüs ayrılıklar göstermeye başlar. Ağız, yalnızca besinlerin alınması, parçalanması, yutulması işlerini yapar.
Ağızın görevleri değiştikçe yapısı da doğal olarak değişir. Bazı kuşların gagaları, sert kabuklu tohumları kırmaya elverişli bir yapı gösterirken etle beslenen yırtıcı kuşlarda gaga, etle beslenmeye uygun biçimi almıştır.
İnsanlarda da ağız beslenmeye en uygun biçimi almıştır. İnsanın atası milyonlarca yıldan beri amnivordur (hem et hem otla beslenen). İnsanın ilk atasına ait fosillerdeki çene kemiklerinin biraz daha gelişmiş olduğu görülür. Ağızda son azı dişlerinin bazen çıkmaması ya da çıksa da önemli bir işlevi olmaması insanın yavaş yavaş çene kemiklerinin kısılacağı, binlerce yıl sonra akıldişi de denen bu son dişlerin hiç görülmeyeceği söylenebilir.
Ağzın görevi besinleri koparmak, parçalamak, küçük parçalara ayırmak, kanştırmak ve ilk sindirimi başlatmaktır. İlk üç görevi dişler, kanştırma işini dil, sindirim işini de tükrük bezleri yapar. Ağzın ön kesiminde dudaklar bulunur. Dudaklarda deri doku hayli incelir. Bu yüzden sinir uçları dış yüze çok yakındır; uyarmalara duyarlı olurlar.
Ağız boşluğu çenelerle desteklenir. Yanlarda dişler, dişetleri ve yanaklar, üstte damak, altta da dil bulunur. Damak bölgesi, arkada burun boşluğunu ağız bölgesiyle birleştirir. İnsanlarda ağız, sindirim sisteminin başlangıcı olmaktan başka konuşmayı da sağlayan önemli organdır. Gırtlaktan gelen sese biçim veren ağızdır, ağızda bir dişin noksan oluşu ya da bir yara alması konuşmayı da aksatır.