M harfi ile bitki adı yani baş harfi M ile başlayan bitki adı hangileridir? İşte M harfi ile başlayan bitki adı ve o bitki hakkında bilgi.
Canlılar aleminin ikinci büyük bölümü olan bitkiler, yeryüzündeki ağaçlar, otlar, sebzeler ve denizlerdeki yosunların meydana getirdiği topluluktur. Bunlar, bittiği yere kökleriyle bağlanır, insan ve hayvanlar da olduğu gibi büyüyüp gelişir ve sonra ölür. Diğer bir ifade ile bitki; bulunduğu toprağa kökleriyle tutunan, gelişip döl veren, yaşama süresi dolduktan sonra kuruyarak varlığı sona eren yosun, ot, ağaç gibi canlı varlıkların ortak adıdır.
M harfiyle başlayan bitkiler
– Mantar
– Marul
– Maydanoz
– Mazı
– Melissa
– Menekşe
– Mersin
– Mısır
– Mine çiçeği
– Muz
– Mahmude
– Mandalina
– Margarit
– Marrup
– Mayasıl otu
– Melekotu
– Meryem otu
– Meryempelsengi
– Mercimek
– Meşe
– Meyankökü
– Misk çiçeği
– Miskotu
– Misvak ağacı
– Muşmula
– Mürsafi
– Mürver
– Mango
– Mahlep
– Muskat
– Misket Limon
– Mercanköşk
Mazı
Mazı, servigiller familyasının Thuja cinsinden ağaç türlerine verilen ad. Doğu Asya ve Kuzey Amerika’nın batı bölgerinde yetişen ve odunu için ya da süs ağacı olarak başka ülkelerde de yetiştirilen kozalaklı ağaçlardır. Türkiye’de doğal olarak bulunmazlar ancak süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.
Melisa
Limon otu veya limon melisa otu, Merkezî Avrupa ve Akdeniz bölgelerinde yetişen nane türü bir bitkidir. Beyaz çiçekleri bal arısını çektiği için genus ismi Yunancadan gelme ‘bal arısı’ melissadır, yani oğulotu. 70–150 cm’ye kadar uzayabilir. Yaprakları hafif bir limon aroması verir.
Menekşe
Menekşe, menekşegiller familyasına bağlı Viola cinsini oluşturan çoğunlukla saksılarda yetiştirilen bitki türlerinin ortak adı. 400 ile 500 arası türü bulunmaktadır. Dünyanın birçok yerinde yetişebilmekle beraber en çok kuzey yarımkürede yetişir. Ayrıca Hawai ve Güneydoğu Asya’da da yetişebilir.
Mersin
Mersin veya murt ağacı, mersingiller familyasından, maki grubundan çalı formunda bir bitkidir. Boyları 2-3 metreye kadar yükselebilen bitki, Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerlerde, özellikle kıyı kesimlerde görülür.
Mercanköşk
Latince adı “Origanum majorona” olan Mercanköşk, ballıbabagiller familyasındandır. Akdeniz havzası bitkisidir. Çeşitli türleri ülkemizde de Trakya, Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde yabani olarak yetişir. Kurak yerlerde, kayalık bölgelerde sıkça rastlanan, çalı görünümlü, hoş kokulu çokyıllık bir bitkidir.
Bazı yörelerde Güveyotu, Keklikotu ya da Mercan Köşkü isimleriyle de bilinir. Koyu yeşil yaprakları kekik gibi aromalı kokar. Haziran ve Ekim ayları arasında beyaz ya da pembe çiçeklerle doğayı şenlendirir. Farsçada “dağın keyfi”, “dağın neşesi” anlamına gelen sözcükten dolayı Türkçeye “Mercanköşk” olarak geçmiştir. Romalılar döneminden beri özellilikle Orta Avrupa”da kekiğe yakın bir tatta oluşuyla ün salmıştır. Hemen her türlü et yemeğinde, sebzelerde, salatalarda kendine has aromasını özgürce sergiler. Afrodit, Mercanköşk”ün müthiş kokusunu “mutluluk” simgesi olarak kabul etmiştir. Bir mezarın üzerinde “Mercanköşk” çıkarsa ölen kişinin ruhunun sonsuza kadar mutlu olacağına inanmıştır.
Mercanköşk bitkisinden; mercanköşk çayı, mercanköşk yağı, mercanköşk tentürü, mercanköşk merhemi ve mercanköşk kolonyası gibi esanslar, parfümler de üretilir.
Mine çiçeği
Mineçiçeğigiller familyasından; gövdesi dört köşeli, sapsız yaprakları tüylerle örtülü, otsu bitki veya ağaçcıktır. Çiçekleri başak durumundadır. Renkleri eflatun veya bazen de alacalıdır. Yurdumuzda yetişen verbana officinalis denilen türü 30-80 cm boyunda, bir veya birçok yıllık otsu bir bitkidir. Otsu kısmı ve kökü glikozit, tanen ve acı bir madde ihtiva eder.
Mahmude
Çitsarmaşığıgiller familyasından; Anadolu’da ve Suriye’de yetişen, sarılarak tırmanan, sürünücü ve sütlü, çok yıllık bir bitkidir. Gövdesi ince ve tüysüzdür. Çiçekleri beyaz ve sarımsı renktedir. Meyvesi 4 tohumlu, 2 gözlü bir kapsüldür. Kökleri uzun ve kalındır. Kökü, nişasta, tanen, müsilaj ve “skammonin” taşır. Ev ilaçlarında kullanılmaması tavsiye edilir.
Margarit
Dağlarda ve çayırlarda yetişen güzel çiçekli bir bitkidir. Kasımpatıya benzer. Dalları ufaktır. Yeşil yaprakları dantela gibidir. Çiçeklerin etrafında beyaz yaprakları vardır. Ortası altın sarısı rengindedir. Çiçekleri yaz aylarında toplanıp kurutulur.
Marrup
İkiçenekliler sınıfının, simaroubaceae familyasından, Amerika’da dokuz türü olan, bileşik almaşık yapraklı bir ağaçtır. Antillerde yetişen şişmarouba amara; 20 m kadar boyunda bir ağaçtır. Kabuğu düz, pürüzsüz, grimsi ve çok acıdır. Kerestesi kıymetlidir.
Mayasıl otu
Mayasıl otu, ballıbabagiller familyasından Ajuga cinsini oluşturan bitki türlerinin ortak adı. Yaklaşık 40-50 türün görüldüğü bir yıllık ve çok yıllık otsu bitkilerdir. Anavatanı Avrupa, Asya ve Afrika olmasına karşın iki türü güneydoğu Avustralya’da bulunur. Karşılıklı dizilmiş yaprakları 5–10 cm boyutundadır.
Melekotu
Maydanozgiller familyasından; dere kenarlarında, çayırlarda ve ormanlardaki ağaçsız alanlarda yetişen, boyu 3 m kadar, hoş kokulu, otsu bir bitkidir. İstanbul, Marmara Bölgesi, Doğu Karadeniz ve Beyşehir dolaylarında yetişir. Boyu 1- 1,5 m kadardır. 2 veya çok yıllık bir bitkidir. Gövdesi silindiriktir. Boyuna çizgiler vardır. İçi boştur. Mavimtırak yeşil veya kırmızı renktedir. Çiçekleri beyazdır. Kökü ve rizomlarında uçucu bir yağ ve tanen ihtiva eder. Yaz ve sonbahar aylarında toplanıp kurutulur.
Meryem otu
Gülgiller familyasından; Doğu, Güney ve Karadeniz bölgeleri ile İstanbul çevresinde yetişen bir bitki türüdür. Görünümü yumruk şeklinde kapalı bir ele benzediğinden, bu isimlerle anılır. Bitkinin yumruları arasında tohumları bulunur. Arabistan’a nadiren çöllere yağan yağmurlar sırasında Meryem ana otunun kuruyan yaprakları açılır ve yeşil bir renge dönüşür. Bölgedeki uzun kuraklık döneminde yumrular arasından koruduğu tohumlarını etrafa toprağa saçar. Yağmur yağarken yeterine su depolar ve daha sonraki yağmura kadar yine kapalı kalır ve yenden kuru bir bitki görünümüne bürünür.
Meryempelsengi
Guttiferae familyasından Antil adalarında yetişen bir ağaçtır. Kabuklarından reçine elde edilir.
Meşe
Meşe, kayıngiller familyasının Quercus cinsinden 400 kadar türü arasında yaz-kış yapraklarını dökmeyenleri de bulunan, kerestesi dayanıklı orman ağaçlarının ortak adı. Dünya üzerinde geniş bir yayılış sahası vardır. Anavatanı Anadolu, Irak, İran, Suriye, Lübnan, Afganistan, Pakistan ve Yunanistan’dır.
Meyankökü
Meyan, yaklaşık 120–150 cm’e kadar boylanabilen, Baklagiller ailesinden çok yıllık bir çalımsı bitkidir. Anavatanı Rusya ve Çin’dir. Küçük, mavimsi, mor çiçekleri 0,8–1,2 cm boyundadır. 7–15 santimetre boyunda yaprakları ve toprağın altında boyu 1 metreye ulaşan bir kök yapısı vardır.
Misk çiçeği
İkiçenekliler sınıfının, Dipsacaceae familyasından güzel kokulu bir bitkidir. Boyları 1 metre kadar uzayabilir. Yapraklarında şeker, A ve B vitaminleri, yağ bulunur. Hoş kokulu, buruk tatlı bir bitkidir. Dalları kırmızı ya da koyu kırmızı renktedir. Bahar aylarında renk renk çiçek açar.
Miskotu
İkiçenekliler sınıfından; 50-100 cm boyunda, sarımtırak renkli, güzel kokulu bir bitkidir. Yapraklarında şekerler, uçucu yağ, A ve B vitaminleri vardır. Çiçekli dalları kullanılır.
Misvak ağacı
Misvak ağacı, Salvadoraceae familyasından bitki türü. Kalem biçiminde kesilip yontulan dalları misvak adıyla insanlar tarafından diş temizleme malzemesi olarak kullanılır.
Mürsafi
Burseraceae familyasından; çeşitli balsam ağaçlarından elde edilen reçine sakızıdır. Güzel kokusu vardır. İlkçağlardan beri kullanılır. Kokusu kuvvetli, tadı acıdır.
Mürver
Mürver ya da yivdin, Adoxaceae familyasından 5 ile 30 arasında türü bulunan çalı ve ağaççıkları oluşturan cins. Önceleri hanımeligiller familyası içerisinde değerlendirilmekle birlikte son yıllarda Adoxaceae familyasıyla kesin genetik akrabalığı ortaya çıkmıştır.
Mahlep
Mahlep, gülgiller familyasından boylu çalı veya 8–10 m’ye ulaşan, kışın yaprağını döken bir ağaç türü. Yapraklar dairemsi ya da geniş yumurta biçiminde, boyları 3–6 cm, kenarları dişli, alt yüzlerinde ana damar boyunca tüyler vardır.
Muskat
Küçük Hindistan cevizi, portakal ağacına benzeyen, anavatanı Banda Adaları olan bir tropik ağaç cinsidir. Hindistan ceviziyle ilgisi yoktur. Muskat ya da hint cevizi adıyla da bilinir. Karayipler bölgesinde, özellikle de Grenada’da yetişir.
Marul
Marul, papatyagiller ailesinden geniş yeşil yapraklı, yıllık veya altı aylık bir ılıman iklim sebzesidir. Genelde yaprakları salata olarak çiğ tüketildiği gibi Çin gibi bazı ülkelerde kökü ve yaprakları pişirilerek de yenir.
Sütlü bir su içermesi nedeniyle Latince’deki ismi lactis (süt) kökünden türetilmiştir. Pek çok çeşidi vardır. Marulda, A ve C vitaminleri bulunur.
Muz
Muz, Güneydoğu Asya’nın tropikal bölgelerinde doğal olarak yetişen bir ağaçsı bitkiye ve bu bitkinin yeşil kabuklu (bazı türlerinde kırmızı veya pembe kabuklu uzun meyvelerine denir. Türkiye’de daha çok bozyazı ile Alanya arasında üretilmektedir.
Dünya üzerinde meyvesi belki de en fazla tüketilen bitkilerden biridir. Muzun bu kadar aranmasının sebebi sadece kolay erişilebilen ve kolay tüketilebilen bir bitki olması değildir. Bu tüketimin ardında muzun çok besleyici bir besin kaynağı olması, birçok vitamin, protein, mineral ve aminoasiti içeriyor olması yatmaktadır. Batı Avrupa ülkelerinde sadece tadı ve kokusu için aranan bir meyve konumunda ise de üçüncü dünya ülkelerinde çok önemli bir besin maddesidir. Az gelişmiş ülkelerde çocuklar ihtiyaçları olan proteini muz yiyerek almaktadırlar. Faydaları şunlardır: Muz kemik gelişimini sağlar, sinir zafiyeti ve yorgunluğu giderir. Böbrek ve mafsal iltihabında, bağırsak hastalıklarında faydalıdır. Müzmin kabızlık çekenler fazla yememelidir. B1, B2, C, A ve E vitaminlerini içeren muz, potasyum, demir, kalsiyum, fosfor, sodyum ve iyot açısından da çok zengindir. Muzun kalori düzeyi çok yüksek olmasına karşılık hiç kolesterol içermemektedir. Kalp kaslarını geliştiren sodyum ve potasyum maddeleri içermektedir.
Potasyum terleme sebebiyle kapasitesini yitirmeye başlayan kasları canlandırır ve daha kolay hareket etmelerini sağlar. B1 vitamini sayesinde sinir dokularının normal çalışmasına da etki eder. İçerdiği iyot sayesinde de tiroid bezinin dengeli çalışmasına yardım eder.
Muz bitkisi en büyük çiçekli otsul bitkidir. Bitkileri sıkça ağaçlarla karıştırılır ve 7.6 metreye kadar çıkabilirler. Yaprakları sarmal bir biçimde yer alır ve 2.7 metre uzunluğa, 60 cm genişliğe kadar büyüyebilir.
Mandalina
Mandalina, ılıman iklimde yetişmekte olan turunçgiller (Rutaceae) familyasına ait bir meyve türü. Turuncu, sarı renklerde olan mandalina, etli ve sulu bir yapıya sahiptir. Mandalina, portakala nazaran daha yumuşak olan kabuğu soyulduktan sonra yenebildiği gibi suyu sıkılarak da içilebilir.
Tangerina, nova, kinnow, fremond, klausellina, robinson, okitsu, satsuma, ankor, klemantin, fortune, yerli, lee, fairchild marisol, minneola, ortanik, kara, ovari gibi çeşitleri vardır.
Türkiye’de en çok Akdeniz’de, Ege bölgesinin kıyı kesimlerinde ve kısmen Karadeniz Bölgesinde yetiştirilir.
Mandalina tüm turunçgiller gibi, sıcağı sever. Ama soğuğa karşı dayanımı portakal, limon gibi turunçgillerden daha yüksektir, özellikle Satsuma (Rize Mandalinası) gibi türleri.
Bu ağacın yetiştiriciliğinin yapıldığı yerde sıcaklıklar -3, -4 derecenin altına düşmemelidir. -9, -10 derecenin altına düşen sıcaklıklarda mandalina ağaçları donup ölebilir. Dayanamayacağı en yüksek sıcaklıklar ise, 45 derece ve üzeridir.
Mango
Mango, kapalı tohumlulardan Anacardiaceae familyasının Mangifera cinsine ait tropik, astropik ağaçlarının verdiği etli meyveye denir. Mango anavatanı olan Hindistan’dan dünya’ya yayılmıştır.
At mangosu (Horse mango) olarak adlandırılan M. foetida türü gibi yerel bazda yetiştirilen türlerin yanında; Mangifera indica – bilinen mango ya da Hint mangosu olarak adlandırılan tür dünyada pek çok tropik, subtropik bölgelerde yaygın olarak yetiştirilip dünyaya dağıtılan tek türdür. Bir kısım kültürlerde mangifera meyveleri düğünlerde dekorasyonda, halk kutlamaları ve dinsel ayinlerde kullanılır.
Mango ağacı 35-40 metre yüksekliğe ulaşan 10 metreye kadar taçlanabilen uzun ömürlü bir ağaçtır. Öyle ki 300 yıldır meyve verebilir türlerine de rastlanmaktadır. Derin toprakta kazık kökleri 6 metre derinliğe ulaşıp ayrıca yana belli bir alana doğru yayılan yan kökleri bulunmaktadır. Yaprakları her daim yeşil basit 15–35 cm uzunluğunda ve 6–16 cm genişliğindedir. Genç yapraklar portakal-pembemsi bir renkte iken giderek koyularak kırmızı sonrasında yaşlandıkça koyu yeşil bir hal alırlar. Çiçekleri 10–40 cm uzunluğunda bileşik salkımlı uçlardadır. Salkımlardaki her bir çiçek küçük 5–10 mm uzunluğunda beyaz 5 taç yapraklıdır. Çiçekler zambaklara benzer keskin bir koku yayarlar. Meyvelerinin olgunlaşması 3 ila 6 ayı bulabilir. Meyveleri genelde türlerine göre değişiklik gösterir.Kültüre alınmış türler sarı,portakal,kırmızı ya da yeşil dikdörtgen çukurlu tüylü tekli yüzeye sahiptir ve yüzeyi meyve etinden kolay ayrılmaz. Olgunlaşmış meyvelerde kabuğu soyulmuş meyve eti reçineli tatlı bir koku verir. Her meyvenin iç kısmında 1-2mm çapında tohumu koruyan bir kabuk ve bu kabuğun altında bitkinin embriyosunu taşıyan bir tohum bulunur.
Maydanoz
Maydanoz, yeşil renkli, damarlı bir bitki türüdür. Yaprakları baharat olarak kullanılmaktadır.
Ağustos-Eylül ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, kazık köklü, 30-100 cm boylarında, iki yıllık otsu bir bitki. İlk yil bir yaprak rozeti, ikinci yıl ise bir gövde meydana getirir. Rutubetli ve sulak toprakları sever. Gövdeleri dik, tüysüz, köseli, içi bos ve çok dallı, yapraklari saplı, parçalı ve koyu yeşil renklidir. Çiçekler şemsiye şeklinde toplanmıştır. Yapraklari tüysüz, yeşilimsi, esmer renkli, armut seklinde ve özel kokuludur.
Maydanozgiller familyasından; tohumları ufak ve esmerdir. Meyvelerinin içeriğinde uçucu bir yağ ile apiin adlı bir glikozit vardır. Kökünde, biraz uçucu yağ, müsilaj ve apiin vardır. Yaprakları, kökü ve meyvesi kulanılır.
Ayrıca maydanoz suyunun ödemleri atmada çok etkili olduğu bilinmektedir.
Mantarlar
Mantarlar, çok hücreli ve tek hücreli olabilen ökaryotik canlıları kapsayan bir canlılar âlemi ve şapkalı mantarların tümüne halk arasında verilen genel addır.
Halk arasında kav mantarı, küf mantarı, maya mantarı, mildiyö mantarı, pas mantarı, puf mantarı, rastık mantarı, şapkalı mantar gibi çeşitli isimlerle anılan bütün mantarlar, mantarlar âlemi içerisinde incelenirler.
Dünyanın her yerinde bulunurlar. Fazla nemli yerlerde daha çokturlar. Yeryüzünde 1,5 milyon kadar mantar türü olduğu düşünülmekte ise de günümüzde sadece 69.000 kadar türü tanımlanmıştır. Çoğu insan, mantarların bitki olduğunu düşünmektedir, ancak mantarlar bitki değildir. Çünkü, mantarlar kendi besinlerini üretemezler. Bu yüzden mantarlar üretici değil, ayrıştırıcıdırlar.
Avrupa, Amerika, Çin ve Japonya’da gıda olarak mantar yetiştirme bir endüstri halini almıştır. Çin’de mantar yetiştiriliciği 600 yıl öncesine kadar dayanır. Avrupa’da ise1650’li yıllarda Fransa’da kültür mantarı yetiştiriciliği başlamıştır. Şili gibi bazı Güney Amerika ülkelerinde Aztekler zamanından beri bilinen mısır rastığı (Ustilago maydis), bazı mısır tarlaları özellikle bu mantar ile enfekte edilerek üretimi yapılmakta ve yenilmektedir. Mantarlar gelişmek için; nem, sıcaklık, 4-7 arası pH, oksijen, az miktarda ışığa ihtiyaç duyarlar.
Mısır
Mısır, genellikle çok nemli iklim bölgelerinde yetiştirilebilen, tek yıllık özellikle yağı doymamış yağ grubunda olan bir tarım bitkisi.
Mısırda lisin ve triptofan proteinin biyolojik değeri de aminoasitlerin limite edici etkisi altındadır. Tanesindeki ham yağ yulaftan sonra en yüksek değer veren besin maddesidir. Meksika ve Orta Amerika kökenlidir. Sınıflandırma koçan sekli, tane şekli iriliği, sıralar arası açıklık koçan ucundaki boşluk somak rengine bakılarak yapılır.
Muşmula
Muşmula ya da döngel, beşbıyık, ezgil, gülgillerin bir altfamilyası olan Maloideae’dan bir ağaç ve bu ağacın meyvelerdir.
Çiçek tablasıyla sarılmış etli meyveleri, eriksi yapıdadır. Yabani olanları daha küçük olur. İçinde sertleşmiş tohumları bulunur. Olgunlaştığında koyu kahverengiye dönen meyve kabuğu ve koyu kahve meyve eti vardır. İlk koparıldığında buruk bir tadı vardır. Bir süre beklenildiğinde yumuşar ve lezzetlenir. Karadeniz ve Marmara bölgelerinde yayılış gösterir.
Tam olgunlaşmadan yenmesi mümkün olmayan bu meyvenin olgunluk aşamasından sonra suda bekletilerek uzun süre dayanıklı kalması ve ballanarak yenmesi mümkündür.
Misket limonu
Misket limonu (diğer adıyla: Lim, veya küçük limon, Arapçadan ليمون laymūn ve Farsçadan ليمو límu) koyu yeşil bir renge sahip, citrus ailesinden gelen bir turunçgil olup limondan fark edilir oranda küçüktür. Bergamota benzer. Ağacı; limon ağacına benzer ve aynı aileden gelir.
Mercimek
Mercimek, baklagiller familyasında yer alan Lens cinsine dahil dört türden biridir. Aslında Lens cinsi içinde bulunan tüm türlerin az çok mercek şekilli ve yenilebilir tohumları topluca ‘mercimekler’ olarak anılsa da Lens culinaris, ‘mercimek’ denildiğinde en çok akla gelen ve en sık tüketilendir.
Mercimek tipleri
Kahverengi mercimek
Çok küçük taneleri olan bu kahverengi mercimeğin tatlımsı bir aroması vardır. Pişerken çok fazla yumuşamaz ve aromaları içine çekme özelliğine sahiptir. Salatalar için 35 dakika, çorbalar için ise 50 dakika pişirmek gerekir.
Kırmızı mercimek
Kabuksuz olan bu mercimeğin, nişasta oranı fazladır. Natural tada sahip olan kırmızı mercimeği salatalar için 8 dakika, püreler ve çorbalar için 10 dakika pişirmelisiniz.
Sarı mercimek
Kabuksuz olan bu mercimeğin nişastalı, hafif fındığımsı bir tadı vardır. 8 dakikadan fazla pişirildiğinde dağılır. Püre yapmak için çok uygundur.
Yeşil mercimek
Çok pişirilse bile formu bozulmaz. Yoğun fındığımsı tadı vardır ve aromaları çok iyi emer. Salatalar için 30 dakika, yemekler için 40 dakika pişirilir. Pişirirken kabukları çabuk patlar. Yemek ve püre yapmak için uygundur.