Dam ustaları, bir çatının üstünü üslûba, yerel geleneğe ya da coğrafî şartlara göre çeşitli malzemelerle, örneğin çavdar sapı, kamış, ağaç yaprakları, kiremit, cam, saç, arduvaz, çinko ya da kurşun kaplanmış tahta, taş döşeme ya da çimento levhalarla örterek damı meydana getirirler.
Terasları oluşturan düz ve yatay damlar özellikle yağmurun sık yağmadığı ülkelerde yapılır. Bu damları su geçirmez hale getirmek için, madenî bir levhayla ya da bir zift tabakasıyla kaplamak, ya da hiç olmazsa, su sızdırmayan ve ışık geçiren camdan bir örtü malzemesiyle örtmek gerekir.
Eğik damlar «balık pulları» ilkesine göre inşa edilir; bu damlarda su, hiç bir zaman içeri geçmeden üstten kayabilir. Eğik damlar, birbirinin üzerine binen kiremit ya da arduvazlarla örtülür. Düz kiremitler ya da fabrikada yapılan pişmiş toprak kiremitler üst üste bindirilir. Bunlar sadece kendi ağırlıklarının ve yatay tespit çengellerinin yardımıyla yerlerinde tutunurlar. Yalnızca mahya kiremitleri harçla bağlanır. Yarım silindir biçimindeki yuvarlak roma kiremitleri, kenarları birbirinin oyuk kısmına oturacak biçimde üst üste bindirilir ve alta gelenler harçla birbirine tutturulur. Daha hafif olan arduvazlar, demir telden kancalarla, kestane ağacından yapılma latalara tutturulur.
Ama rüzgâr ve fırtına, bu dam örtülerine zarar verebilir. Bu bakımdan, onların düzenli olarak gözden geçirilmesi ve bakımlarının yapılması gerekir. Çinko ya da kurşun dam örtüleri, tamamen ağaç latalarla örtülmüş çatıların üzerine döşenir. Bu madenler güneşin sıcaklığıyla kolayca genleştiklerinden, söz konusu örtülerin birleşme yerleri arasında yeterli bir boşluk bırakmak gerekir. Camdan yapılma bir dam örtüsü, camların madeni köşebentler üzerine macunla tutturulmasıyla gerçekleştirilir.