Zelle lügatta “sürçüp kayma, istemeden yanılma” gibi manalara gelir. İslamda daha çok Peygamberlerin yaptığı bir takım hatalı işlere denir. Peygamberlerin hata ile veya unutarak yaptıklara kusurları, ifade eden bir terimdir. Peygamberler herhangi bir zelle, yani istemeden işlenmiş bir suç gösterirlerse yüce Allah onları hemen ikaz eder. Zelle günah manasına gelmez. Zira Peygamberler asla günah işlemeyen masum insanlardır.
Peygamberler günah işlemezler. Onlar “İsmet” sıfatına sahiptirler. Ancak, istemeden bazı kusurlar işlemeleri de mümkündür. Şu kadar var ki böyle bir hata işleyen peygamber hatasına devam etmez. Allah onu derhal uyararak hatadan uzaklaştırır, yanlışını düzeltir.
Zelle, efdal (en üstün) olanı terkedip, fadıl (üstün) olanı yapmaktır şeklinde de izah edilir (Ebu’l-Berekât Abdullah en-Nesefî, Tefsir, IV, 365). Bu izaha göre, zelle bir kusur olmaz. Fakat peygamberlere yakışan daima en üstün olan davranışta bulunmak olduğu için, zelle işleyen Peygamber’in dikkati çekilir.