MÜRSELÂT SÛRESİ: Mekkede inmiş olup 50 ayettir. Sûre, adını ilk ayetinden alır. Sûrenin ilk ayetlerinde, kâinattaki birtakım önemli işlere ve onları yerine getiren melâikeye dikkat çekilir. Allahın üstün kudretine deliller getirilir. Bu üstün kudret sahibinin insanları diriltmeye de kadir olduğu vurgulanır. Dini ve ahireti yalan sayanların feci akıbetleri tekrar tekrar ihtar edilir.
Bismillahirrahmanirrahim.
1 – İyilik için birbirinin peşinden gönderilenler, İlk beş ayet, müfessirlerin çoğu tarafından rüzgârların sıfatları olarak açıklanır. İnsanlar, rüzgâr gelmediğinde kıtlık korkusu ile kalbleri yumuşayıp Allahtan af dilerler. Rüzgârlar vasıtasıyla yağmur gönderdiği için Ona şükrederler. Bazan da fırtına şeklinde geldiğinde helâk olma korkusu ile Allah’a dönerler. Bazı müfessirler, bu beş ayetin meleklerden bahsettiğini söylerler. Bazıları ise, ilk üç ayetin rüzgarların, müteakip iki ayetin ise meleklerin sıfatlarından söz ettiğini kabul ederler.
2 – Esip savuranlar,
3 – Tohumlarını yaydıkça yayanlar,
4 – Hakla batılı, doğru ile eğriyi ayırd edenler,
5-6 – Hak sahiplerine özür, yahut haksızlara tehdit olarak vahyi getiren melekler hakkı için:
7 – Size vâdedilen mutlaka gerçekleşecektir.
8 – Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,
9 – Gök yarıldığı zaman,
10 – Dağlar parçalanıp savrulduğu zaman,
11 – Resûllere ümmetleri hakkında şahitlik vakitleri belirlendiği zaman, beklenen kıyamet kopmuştur.
12 – Bunlar hangi güne ertelendiler?
13 – “Hüküm gününe!”
14 – “Hüküm günü” nedir bilir misin?
15 – Hakkı yalan sayanların o gün vay hallerine!
16 – Biz o peygamberleri reddedenlerden öncekileri yok etmedik mi?
17 – Sonra gidenleri de onların ardına takarız.
18 – İşte mücrimlere Biz böyle davranırız.
19 – Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine!
20 – Biz sizi basit bir sudan yaratmadık mı?
21-22 – Sonra da o meni nutfesini belirli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirdik. [23,13] Allahın nizamı, döllenen yumurtayı rahim cidarına öylesine yapıştırır ve koruma altına alır, bütün imkânlarla onun gelişmesi için öyle tedbirler alır ki, o cenin annenin hareketlerinden kolay kolay etkilenip tehlikeye girmez. Böyle “sağlam bir yer” verilmeseydi, her hamilelik, çekilmesi zor bir ömür törpüsü olurdu.
23 – İşte böyle takdir ettik Biz. Ne güzel takdir ederiz Biz!
24 – Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine!
25-26 – Biz dünyayı toplanma yeri kılmadık mı? Gerek diriler ve gerek ölüler için.
27 – Orada, sabit yüksek dağlar yarattık ve size tatlı bir su ihsan ettik. Dünya hayatının mezkûr ayetlerde bildirildiği tarzda düzenlenmesi, kesin olarak hikmetli bir Yaratıcı tarafından tanzim edildiğini ispatlar. Bu da ahiretin mümkün olduğunun bir delilidir. Sayısız yaratıklar, mil-yonlarca tür bitkiler, yüz binlerce tür hayvanlar, ve bunlardan bir nevi olarak insanlar, milyonlarca yıldan beri dünyanın bağrında beslenmektedirler. Bunların, milyonlarca çeşit ihtiyaçları hep dünyada yerleştirilmiştir. Bunların hepsini yerli yerinde yaratan üstün kudret, hikmet, irade ve adalet sahibi Allah, elbette yeni bir ülke kurmaya kadirdir.
28 – Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine!
29 – Nankörlere ise şöyle denir: “Haydi, durmayın yalan dediğiniz o azaba girin bakalım!”
30 – Üç kola ayrılmış gölgeye gidin.
31 – Gidin ama, o, ateşten sizi korumaz, gölgelik olmaz.
32 – O birer saray gibi kıvılcımlar atar.
33 – O kıvılcımlardan her biri, sanki birer deve yav-rusudur!
34 – Hakkı yalan sayanların o gün vay hallerine!
35 – Bugün, kâfirlerin konuşamayacakları bir gündür.
36 – Kendilerine konuşma izni verilmez ki özür dilesinler.
37 – Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine!
38 – Bu gün karar ve hüküm günüdür. Sizi de, önce gelip geçmiş olanları da bir araya topladık.
39 – İşte hepiniz bir aradasınız. Kurtulmak için, bir düzeniniz, bir hileniz varsa, hiç durmayın, derhal uygulayın!
40 – Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine!
41 – Allaha karşı gelmekten sakınanlar ise o gün gölgeliklerde, pınar başlarındadırlar.
42 – Arzu ettikleri her türlü meyveyi bulurlar.
43 – Dünyada yaptıklarınızdan ötürü âfiyetle yiyin, için!
44 – Biz iyi hareket edenleri işte böyle ödüllendiririz.
45 – Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine!
46 – Ey kâfirler! Yeyin, azıcık zevkedin bakalım. Gerçek şu ki siz mücrimsiniz.
47 – Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine!
48 – Onlara: Haydi Allaha boyun eğin denildiğinde, boyun eğmezler.
49 – Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine!
50 – Artık bu Kur’ana da inanmazlarsa, hangi söze inanırlar acaba?