Hac Sonuçları 2019… Hac kuraları 2019 Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 28 Aralık 2018’de saat 15:00’te Türkiye Diyanet Vakfı konferans salonunda yapıldı. Hac kura sonuçları sorgulama ekranı bu sayfada. İşte Hac Kura Sonuçları 2019 (Hac Kura Sorgulama Ekranı) 2019 Yılı Hac Sorgulama Ekranı ve tüm ayrıntılar…
Diyanet İşleri Başkanlığı hac organizasyonuyla kutsal topraklara gidecek olan hacı adayları için kura çekimi yapıldı. Hac farizasını yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitmek için başvuruda bulunan hacı adayları ve yakınlarının heyecanla beklediği Hac kura sonuçları saat 23:00’te belli oldu. Hac kura sonuçlarınızı https://www.hac.gov.tr/ adresinden Tc kimlik numaranızı ve resimdeki rakamları yazarak öğrenebilirsiniz. Sonuçlar ayrıca hacı adaylarının cep telefonlarına sms olarak gönderilecek.Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda elektronik ortamda yapılacak kura çekimine, 2 milyon 213 bin 835 hacı adayı katılacak.
Kura, hacı adaylarının kayıt yaptırdıkları iller bazında “Oda Tercihli” veya “Otel Tercihli” hac konaklama türlerinde sıralamaya konulmaları şeklinde çekilecek. Kura sonuçlarında asil ve yedek tasnifi yapılmayacağı gibi Diyanet ve acente ayırımına da gidilmeyecek.
Kura sonucunda 80 bin kişi kutsal topraklara gitmeye hak kazanacak.
Kesin kayıtlar 2 Ocak’ta başlayacak
Kurada “Kesin Kayıt Hakkı’ elde edenler, 02-11 Ocak 2019 tarihleri arasında “Kesin Kayıt Yaptırabilir” belgesini internet ortamından veya müftülüklerden alarak kayıtlarını yaptırabilecekler.
Belirlenen süre içerisinde kesin kayıt yaptırmayanların yerine, hac konaklama türlerine göre kura sırası gözetilerek 17-25 Ocak 2019 tarihleri arasında dağıtılan kontenjanlar çerçevesinde kayıtlar alınacak.
Şehit yakını ve gaziler
Diyanet İşleri Başkanlığı, 2007-2019 yılları arasında kayıt yaptırıp daha önce hiç hacca gitmemiş şehit anne, baba, eş ve evlenmemiş çocukları ile gazi ve eşlerinden müracaat edenleri kurasız olarak hacca götürecek.
Hac Vazifesi nasıl yapılır?
İslam dininin beş şartından biri olan hac vazifesi, hicretin dokuzuncu yılında farz kılınmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de: “Yoluna gücü yetenlerin evi (Kâbe) hac ve ziyaret etmeleri, insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır” (Âl-i İmrân Suresi 3/97) buyrulmuştur.
Gücü yeten, yani sağlık ve servet yönünden hac imkânına sahip olan müslümanların, ömründe bir defa hacca gitmeleri farzdır ve imkanları yeterli bulunan müslümanların geciktirmeden yerine getirmesi gerekir. Hayatında bir defa hac yapmış olan müslüman bu farzı yerine getirmiş olur.
Kâbe’yi ziyaretle ilgili ibadetlerden biri de “umre”dir. Ziyaret belirli zamanda ve Arafat vakfesiyle birlikte olursa “hac”; belirli bir zamana bağlı olmayarak vakfesiz yapılırsa “umre” adını alır. Hac ve umreyi birbirinden ayırmak için hacca, “hacc-ı ekber” (büyük hac), umreye “hacc-ı asgar” da (küçük hac) denir. Halk arasında ise arefesi cumaya rastlayan haccın hacc-ı ekber olduğuna dair yaygın bir görüş bulunmaktadır.
Hac ve umre, her biri tek başına yapılabildiği gibi, aynı yılın hac ayları içinde, ikisi birbirine bağlı olarak da yapılabilir. Hac ayları içinde, hacdan önce umre yapıp yapmamaya, yapıldığı takdirde umre ve haccın ayrı veya aynı ihramla yapılma durumuna göre hac, ifrad haccı, temettu` haccı ve kırân haccı olmak üzere üç şekilde eda edilir.
a) İfrad Haccı
İfrad haccı umresiz yapılan hacdır. Sadece hac ibadeti yapıldığı için “umresiz hac” anlamında olmak üzere bu ad verilmiştir. Hac ayları içinde, hacdan önce umre yapmayıp, sadece hac niyetiyle ihrama girerek hac menâsikini eda edenler, ifrad haccı yapmış olurlar. İster mîkat sınırı dışında ister içinde ikamet etsin, herkes ifrad haccı yapabilir.
b) Temettu Haccı
Temettu` “yararlanmak, istifade etmek? anlamına gelir. Aynı yılın hac aylarında umre ayrı ihramla, hac ayrı ihramla yapıldığı zaman iki ihram arasında, ihramsız, yani ihram yasaklarının bulunmadığı yasaksız bir zaman dilimi, umre ile hac arasında hac yasaklarının söz konusu olmadığı serbest bir vakit bulunduğu için bu ad verilmiştir.
Temettu haccı aynı yılın hac ayları içinde, umre ve haccı ayrı ayrı niyet ve ihramla yapmaktır. Hac ayları içinde umre yapıp ihramdan çıktıktan sonra, aynı yıl hac için yeniden ihrama girip hac menâsikini de eda eden uzak bölgelerden gelmiş hacılar temettu` haccı yapmış olurlar.
c) Kıran Haccı
Kırân haccı, her ikisine birlikte niyet edilerek aynı yılın hac ayları içinde umre ve haccı bir ihramda birleştirmektir. Hac ve umre tek ihramla yapıldığı için “birleştirmeli hac” anlamında bu adı almıştır. Umre ve hacca, ikisine birden niyet edip umreyi yaptıktan sonra ihramdan çıkmadan, aynı ihramla hac menâsikini de tamamlayan Âfâkýler “kırân haccı” yapmış olurlar.
d) Temettu ve Kıran Haccının Şartları
1. Hacceden kişi Âfâki olmalıdır. Harem ve Hil bölgelerinde, mîkat sınırları içinde ikamet edenlerin temettu` ve kırân haccı yapmaları câiz değildir. Hac aylarından önce Mekke’ye gidip hac günlerine kadar orada kalan Âfâkiler de bu konuda aynı hükme tâbidir. Bunlardan haccedecek olanların, o yıl hac ayları girdikten sonra umre yapmamaları gerekir. Yaptıkları takdirde, isâet etmiş olurlar; şükür kurbanı değil, ceza kurbanı keserler.
2. Umre ve hac, her ikisi aynı yılın hac aylarında yapılmalıdır. Şayet umre hac aylarından önce yapılmışsa veya umre tavafının en az dört şavtı, hac ayları henüz girmeden tamamlanmışsa yapılan hac temettu` veya kırân değil, ifrad haccı olur.
3. Hac aylarında yapılan umreden sonra “sahih ilmâm” olmamalıdır. Sahih ilmâm, Hanefîler’e göre, umre ile hac arasında herhangi bir sebeple memlekete dönmekle, Şâfiîler’e göre ise, mîkat sınırları dışına çıkmakla gerçekleşir. Umre ile hac arasında, Hanefîler’e göre memleketine giden; Şâfiîler’e göre ise mîkat sınırları dışına çıkan kimse, dönüşte tekrar umre yapmazsa, yaptığı hac temettu` değil, ifrad olur. Kırân haccında umreden sonra ihramdan çıkılmadığı için umre ile hac arasında ister mîkat dışına çıkılsın, ister memlekete veya başka bir yere gidilsin, kırân haccı ifrada dönüşmez.
Bu üç hacdan hangisi yapılırsa yapılsın, hac farîzası eda edilmiş olur.
Haccın geçerlilik şartları
Haccın geçerli yani sahih olabilmesi için üç şartın bulunması gerekir. Bu şartlar;
a) Hac yapmak niyetiyle ihrama girmek,
b) Özel vakit,
c) Özel mekândır.
İhram
İhram, ilmihal dilinde hac veya umre yapmaya niyet eden kişinin, diğer zamanlarda mubah olan bazı fiil ve davranışları belirli bir süre boyunca yani hac veya umrenin rükünlerini tamamlayıncaya kadar kendi nefsine haram kılması anlamındadır.
Normal zamanda helâl olan bazı fiiller ihramlı için yasak hale gelir. Kılık-kıyafet, cinsel hayat ve avlanmak gibi hususlarla ilgili olmak üzere gruplandırılabilecek bu yasakların ihlâli, yasağın çeşidine ve ihlâl biçimine göre değişen cezaları gerektirir. Bu cezalar kurban kesmek, sadaka vermek, bedelini ödemek ve oruç tutmaktan ibarettir.
İhramın Rükünleri
1. Niyet. Niyet hac veya umre yapmaya karar vermek ve hangisini yapacaksa onu belirlemekle olur. Niyeti dil ile ifade etmek de müstehaptır.
Bir kimse Kâbe’yi ve civarındaki kutsal yerleri ziyaret maksadıyla ihrama girdiği esnada, hacca mı yoksa umreye mi yahut ikisine birden mi niyet ettiğini, kalbi ve dili ile tayin etmese bile Hanefîler’e göre bu kişinin ihramı sahih olur. Bu durumdaki bir kimsenin tavafa başlamadan önce yapacağı ibadetin hac mı yoksa umre mi olduğunu belirlemesi yeterlidir. Şayet bu belirlemeyi yapmadan tavafa başlayacak olursa umre için ihrama girmiş olur. Tavaf yapmadan doğruca Arafat’a çıkıp vakfe yapacak olursa bu ihramı hac için olur ve yaptığı hac da ifrad haccı olur.
2. Telbiye. Telbiye ibadete başlama anını temsilen belli sözlerin söylenmesinden ibarettir. Telbiye namazdaki iftitah tekbiri mesabesindedir; bu bakımdan namazdaki tekbir ifadesi (Allahüekber) yerine bunda telbiye sözleri söylenir.
Telbiye; “Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni`mete leke ve’l-mülke, lâ şerîke lek” sözlerini söylemekten ibarettir (Anlamı: Davetine sözüm ve özümle geldim Allahım, emrin baş üstüne. Davetine sözüm ve özümle geldim ey ortaksız olan sen! Emrin baş üstüne. Hamd senin, nimet senin, mülk de senin. Yoktur senin ortağın).
Telbiyeyi ihrama girerken bir defa söylemek farz, zaman zaman yüksek sesle tekrarlamak ise sünnettir. Kadınlar gerek telbiye gerekse diğer dua, zikir ve tesbihlerde seslerini fazla yükseltmezler.