Din, akıl sahibi insanları, kendi hür iradeleriyle dünya ve ahiret saadetrine ulaştıran ilahi bir kanundur.
Dinin başka bir tarifi de şöyledir: Allah fc.c.) tarafından, peygamberleri vasıtasıyla bildirilen İlâhi emirlerin, yasakların ve hükümlerin hepsine birden “Din” denir.
Diğer bir deyişle Din, insanları saâdet-i ebediyyeye ya’nî sonsuz saâdete, huzura götürmek için Allahü teâlâ tarafından peygamberleri vâsıtasıyla gösterilen yol demektir.
Dinler öncelikle ilahi dinler ve ilahi olmayan dinler diye iki kısma ayrılır. Ancak “din” tabirinin ilahi olmayan inanç ve ideolojiler için kullanılması “ilah” kavramının sahte ilahlar için de kullanılması gibi hakiki manada değildir. Çünkü gerçek din yalnızca ALLAH Teala tarafından gönderilen dindir. Bununla birlikte Kafirun suresinde “Sizin dininiz size, benim dinim bana” şeklinde buyurlduğu gibi insanlann kendi kafalarından uydurdukları ve peşinde koştukları inanç, ibadet ve hayat anlayışlarına da anlayışlarına da din denir.
Dinler kaça ayrılır?
Dinler üçe ayrılır;
a) Birincisi: Hak dinlerdir; Bunlar Yüce Allah tarafından peygamberler aracılığı ile insanlara bildirilen dinlerdir. Bunlara “İlahi yada Semavi ” dinler de denir.
Bu dinler Hz. Adem’den Hz. İsa’ya kadar gelen bütün peygamberlerin insanlara bildirmiş oldukları dinlerdir. Ancak iman esaslarında bir olup yalnız bir Allah’a iman etmeye dayalı iken, bunlar sonradan bozulmuş ve asılları kaybolmuştur. Yüce Allah en son ve en büyük Peygamberi olan Hz. Muhammed (s.a.v)’i bütün insanlara Peygamber olarak göndermiştir. O’nun aracılığı ile de hak dinlerin en sonuncusu ve en mükemmeli olan İslam dinini kullarına Allah Teala ihsan etmiştir. İşte bugün yeryüzünde hak din olarak kıyamete kadar yaşayacak olan yalnızca bu İslam dinidir. Bu yüce din, gerek dünyada gerekse ahirette bir kurtuluş ve selamete eriş yoludur, bir mutluluk kaynağıdır. Bundan dolayı Cenab-ı Hak Kur-an da şöyle buyurmuştur;“Allah katında din İslam’dır.“ (Al-i İmran:19)
b) İkincisi: Asılları değişmiş ve bozulmuş olan dinlerdir; Bunlar asılları bakımından birer gerçek din iken sonradan bozulmuş ve İlahi özelliklerini kaybetmiş olan dinlerdir. Bu günkü halleri ile Yahudilik ve Hiristiyanlık böyle dinlerdir.
c) Üçüncüsü: Batıl dinlerdir; Bu dinler asılları bakımından gerçek din ile alakası bulunmayan dinlerdir. Bunlar bazı kimseler yada bazı milletler tarafından kendi menfaat ve hevesleri için ortaya konmuş uydurma dinlerdir. Bunlarda akla ve mantığa uygun olan bazı hükümler bulunsa bile kuruluşları itibarı ile İlahi olma şerefinden yoksun olup hiçbir bakımdan kutsallık taşımazlar. Mecusilik, Budizm, Kominizm, Kapitalizm ve Demokrasi bu dinlere örnek olarak verilebilinir.