Ramazan kelimesi, yaz sonunda yağıp yeryüzünü tozlardan temizleyen yağmur” manasında “er-ramza” kelimesinden veya “Güneş ışınlarından yanıp kızması” anlamına olan “er-ramaz” kelimesinden alınmıştır. Bu yağmur, yeryüzünü nasıl tertemiz yıkarsa, kızgın yer, orada yürüyenlerin ayaklarını nasıl yakarsa, Ramazan ayı da, bu ayda yapılan salih amellerle müminleri günah kirlerinden öylece temizler, günahlar yakılır, yok edilir.
Kur”an-ı Kerimde adı tek anılan ay Ramazan ayıdır. Ramazan ayı, Yüce Allah onu anmakla kalmamış, aynı zamanda Kur”an ve oruç ayı olarak belirlemiştir. Çünkü farz olan oruç bu aya tahsis edilmiş ve Kur”an bu ayda inmiştir. Kur”an”ın indiği gece bin aydan daha hayırlı olarak “Kadir Gecesi” olarak Rabbimiz tarafından tespit edilmiştir. Kur”an-ı Kerimde şöyle buyrulmaktadır;
“Ey müminler, sizden önceki ümmetlere olduğu gibi, günahlardan arınasınız diye, sayılı günler olarak oruç tutmak size de farz kılındı. İçinizden kim hasta ya da yolcu olursa tutmadığı günler sayısınca sonraki günlerde oruç tutar. Oruca dayanamayanların bir yoksulu doyuracak kadar fidye vermeleri gerekir. Kim gönüllü olarak bundan daha fazlasını verirse, bu onun için daha hayırlıdır. Ayrıca, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.
Ramazan ayı ki, o ayda Kur”an, insanlara yol gösterici, doğru yola iletici, eğri ile doğruyu birbirinden ayırt edici olarak indirildi. İçinizden kim bu aya yetişirse onu oruçla geçirsin. Kim hasta ya da yolcu olursa tutmadığı günler sayısınca sonraki günlerde oruç tutsun. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bu sayılı günleri tamamlamanızı ve size doğru yolu gösterdi diye kendisini tekbir etmenizi (ululuğunu dile getirmenizi) ister, ola ki, O”na şükredersiniz” Bakara suresi 183-185)
Bu ayetler, Ramazan ayının, diğer aylardan ayrıcalıklı olduğunu açıkça ifade etmektedir. Çünkü Ramazan ayı; “oruç ayıdır, Farz olan orucun farz kılındığı aydır. Kur”an ayıdır, Kur”an”ın indiği aydır. takva ayıdır, Allah”ı yüceltme ayıdır, şükür ayıdır, doğruyu bulma ayıdır, tövbe ayıdır, itikaf ayıdır, yani tefekkür ve ibadet ayıdır, Allah”ın koyduğu sınırları gözetme ayıdır, bin aydan hayırlı içinde Kadir gecesini içinde saklayan bir aydır”.
Böylece İslam ile yepyeni anlama kavuşan Ramazan kelimesi, bize mübarek bir zaman dilimini, tam bir huzur iklimini çağrıştırır. Ramazan ayı boyunca Müslümanlar, toplum olarak ibadet yoğunluğu ve heyecanı içerisinde olurlar. Çünkü Ramazan, ilmin, inancın, ibadetin, ahlakın, dayanışmanın, kardeşliğin daha da olgunlaştırılabilmesi için Müslümanlara ikram edilmiş bereketli bir eğitim mevsimidir. Müslüman bu zaman diliminde Rabbiyle, kardeşleri ile, nefsi ile ilişkilerini gözden geçirir, gece gündüz tam bir ay süren yoğun bir eğitim faaliyetinden güçlenerek, arınarak çıkar.
Ramazan ayının bu faziletinden dolayı, Sevgili Peygamberimiz, Ramazan öncesinde sohbet ederek ashabının zihinlerini ve gönüllerini bu mübarek aya hazırlardı. Sohbetlerinde şöyle buyurmuştu;
“Ramazan ayının ilk gecesi olunca, şeytanlar ve azgın cinler zincire vurulur. Cehennem kapıları kapanır ve hiç biri açılmaz. Cennet kapıları açılır ve hiç biri kapanmaz. Sonra bir melek şöyle seslenir; Ey hayır dileyen, ibadet ve kulluğa gel. Ey şer isteyen günahlarından vazgeç. Allah”ın bu ayda ateşten azat ettiği nice kimseler vardır ve bu Ramazan boyunca her gece böyledir.” ( Tirmizi, Savm, 1)
“Ramazan ayı size bereketi ile geldi. Allah o ayda sizi zengin kılar, bundan dolayı size rahmet indirir. Hataları yok eder. O ayda duaları kabul eder. Allah Teala sizin ramazan ayındaki ibadet ve hayır konusunda birbirinizle yarış etmenize bakar ve meleklere karşı sizinle övünür. O halde iyilik ve hayırdan yana Allah Teala”ya kendinizi gösterin. … “ ( Heysemi, Mecmeu”z-zevaid, III, 344)
Peygamber Efendimiz, Ramazan günlerinde bol bol Kur”an okur, hayır ve hasenatta bulunurdu. Cebrail (as), Ramazan sonuna kadar her gece kendisine gelir ve Hz. Peygamber O”na Kur”an okuyup dinletirdi. (Buhari, Savm, 7) Günümüzdeki Ramazan ayındaki mukabele geleneği buna dayanır.
Ebu Hureyre”nin haber verdiğine göre, Rasulullah (sav) kesin emir vermeksizin insanları ramazan gecelerini ibadetle değerlendirmeye teşvik ederek şöyle derdi: “Kim inanarak ve karşılığını Allah”tan bekleyerek ramazan gecelerini ihya ederse (teravih namazı kılarsa) geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, İman, 28) Peygamber Efendimiz ramazanın son on gününe ayrı bir önem verir Mescid-i Nebevi”de itikada girer, ibadet ve taatle meşgul olurdu. Peygamberimizin bu uygulaması, vefat edinceye kadar devam etmiştir. Her yıl 10 gün itikafa girerken, vefat ettiği yılın itikafı 20 gün sürmüş, o yıl ramazan ayında Cebrail (as)”a Kuran-ı Kerim”i iki defa arz etmişti. (İbn-i Mace, Siyam, 58)
Ramazanı mübarek kılan en önemli unsurlardan biri de Kadir Gecesi”dir. Bu geceye çok önem veren Rahmet Peygamberi rahmet ayı içinde gizlenmiş olan Kadir gecesini “…Ramazan ayının son on günü içinde arayın” (Muatta, İtikaf ,6) buyururdu. Kendisi de ailesi ile birlikte Ramazan ayının son on gününü ibadetle geçirirdi. İnsanları sadaka-i fıtır (yaratılış-insanlık sadakası) vermeye teşvik eder ve ramazan ayında verilen sadakayı daha üstün görürdü. (Tırmizi, Zekat, 28)
Rasulullah (sav) bir aylık rahmet mevsimini ibadetle, taatle geçirmiş olmanın sevincini ashabı ile birlikte bayram ederek kutlardı. O, bayram namazına gitmeden önce gusleder, mescide farklı yollardan gidip gelir, bayramı tekbir ve tehlillerle karşılardı.
Allah tarafından mübarek kılınan Ramazan ayının bereketinden istifade etmek, Müslümanın iradesine bırakılmıştır. Müslümanlar için Ramazan ayı bir hasat mevsimi, maddi ve manevi bir arınma iklimidir. Bundan dolayı Ramazan ayına yetiştiği halde onun kadrini ve kıymetini bilmeyen ve değerlendiremeyen kişi için kaçırılmış bir fırsat olacaktır.
Evet, Ramazan ayı berekettir, ziyafettir, zarafettir. Ramazan ayı ibadettir, rahmettir, mağfirettir. Ramazan ayı ruh ve nefis için, birey ve toplum için takvadır, korunmadır. Ramazan ayı; selamdır, esenliktir, sükunettir, sekinettir, olgunluktur. Ramazan ayı, kardeşliktir, dayanışmadır, paylaşmadır. Ramazan ayı zenginin oruç tutarak yoksulu anması, kısmen de olsa onun halini yaşamasıdır. Ramazan ayı, geçici olarak yeme içmeden uzak kaldığı nimetlerin kadrini bilmek ve onları veren Rezzak olan Allah”a karşı şükür görevini hatırlamaktır. Ramazan ayı, kötü alışkanlıklara son verme, iyiden, güzelden yana yeni sayfalar açma fırsatıdır.
İşte bu bilinç içerisinde dolu dolu yaşanan Ramazan, sonrasında gelen ayların hatta bütün bir yılın verimli geçmesini sağlayacaktır. Allah Rasulü; “Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde, beş vakit namaz ile Cuma bir sonraki cumaya kadar ve Ramazan diğer Ramazana kadar, aralarında işlenen günahların bağışlanmasına vesiledir.” (Müslim, Taharet, 16) hadisi sadece geçmişte işlenmiş günahların kefareti olarak değil, aynı zamanda ramazanın verdiği bilinç ile bir sonraki ramazana kadar açılmış olan beyaz sayfayı temiz tutma gayreti olarak anlaşılmaktadır.
Ramazan ayı, taattir, hasenattır, kurbettir. Cenabı-ı Hakka yakın olmadır. Cennet kapılarının açıldığı, Cehennem kapılarının kapandığı, Şeytanların bağlandığı, toplumda suç oranının azaldığı bir huzur dönemidir. Takvanın, şükrün ve rüştün yollarının öğretildiği, irade eğitiminin verildiği önemli bir ay ve mekteptir.
Ramazan ayı bir zaman diliminin adı olmaktan öte bir şeydir. Evet o, yediden yetmişe bütün Müslümanlar için bir neşedir, coşkudur, heyecandır, kültürdür, medeniyettir. Hem de üzerinde çok konuşulan, makaleler ve kitaplar yazılan bir “Ramazan Medeniyeti”
Ramazan, bir medeniyettir, bir dünya görüşüdür. Sadece, nefsimize gem vurulan günler değil, yoksulların, düşkünlerin, açların, muhtaçların, kimsesizlerin hatırlandığı ve korunduğu yoğun bir mevsimdir.
Ve her sayılı gün gibi, bu coşkulu günler de çok hızlı geçer. Ömrü boyunca kaç ramazan geçireceğini bilemeyen Müslüman için son teravih namazı, son sahur, son iftar buruk bir hüzne dönüşür. Tıpkı gözü yaşlı hacıların kutsal iklime veda edişi gibi. Bu mübarek mevsime de aynı duygularla veda edilir. Camilerde güzel sesli hafızların “Elveda Ya Şehr-i Ramazan” nağmeleri ile uğurlanır ramazan.
Bir taraftan arınmış, korunmuş, bol ecir kazanmış olma ümidi, diğer taraftan bir sonraki ramazana yetişememe endişesi ile vedalaşır. İşte inancımızda, dini hayatımızda, sosyal hayatımızda, aile hayatımızda, medeniyetimizde, kültürümüzde Ramazan. Ne mübarek bir ay. Hepimize kutlu ve mutlu olsun.
Bekir GEREK İl Müftüsü