Adet sözcük anlamıyla; her ay akmak (menstruation) demektir. Âdet: Hamile olmayan, ergin kadının rahminden (döl yatağından), lohusalık ya, da kan akmasına sebep olan bir hastalıktan ötürü değil de ergin kadınlık gereği, belli sürelerle gelen kandır.
Âdetli olmayı değişik bir durum ve yeni bir hal olarak düşünürsek âdeti; sözü edilen kan sebebi ile ortaya çıkan şer’î bir engeldir, diye tarif ederiz.
Yani birinci tarif, âdet kanının pis bir madde olmasına, ikinci tarif de sebep olduğu hades (hükmî pislik, yani abdestsizlik ve gusülsüzlük) haline göredir.
Âdet dediğimiz “hayz” in sözlük anlamı “akmak” tır.
Hayız karşılığı olarak dilimizde kullanılan en yaygın kelime “Âdet“tir. “Aybaşı“, “kirlilik“, “namazsızlık“, “ay hali” gibi kelimeler de aynı anlamda kullanılır.
Âdet görme, Allah’ın bir kanunudur. O, âdetli kadının namaz ve orucunu da bırakmasını emretmiştir. Kadın nasıl namaz kılma ve oruç tutma emrini yerine getirirken sevap kazanırsa, âdetli zamanında yine emre uyarak namaz kılmamak ve oruç tutmamakla da sevap kazanır.
Adetliyken bebek emzirmenin bir sakıncası yoktur. Adetli kadının cünüp olanın aksine ibadet etmedeki sınırlamalar dışında normal zamanlardan bir farkı yoktur. Cünüp kimsenin gusülden önce yemesi, içmesi ve çocuk emzirmesi uygun ol maz. Ancak adetli kimsenin pişirdiği yemek yenilebildiği gibi çocuk emzirmesinde de dinen bir sakınca yoktur.
Kadınlar adet döneminde diğer günlerdekinden farklı değildir.Sadece bu dönemde namaz kılamaz, oruç tutamaz, Kuranı Kerime dokunamaz ve okuyamaz, mescide giremez, hac ve tavaf yapamaz ve cinsi münasebette bulunamaz. Bunun dışında her şey mübahtır.