Yüce Peygamberimiz (sav) namazı nasıl kılmışsa, namazda nasıl ve ne şekilde durmuş, hangi vakitlerde kılmış, hangi dilde okumuşsa ve bize nasıl tarif edip göstermişse, biz de namazı öyle kılarız.
Namazı dosdoğru kılabilmek ve namazın bizi Ankebut suresinin 45. ayetinde ifade edilen kötülük ve haramlardan alıkoyabilmesi için Hz. Peygamberin öğrettiği şekilde, şartlarına, rükünlerine, vaciplerine ve tadil-i erkânına uymamız gerekir. Aksi takdirde o namaz dosdoğru kılınmış olmaz. Farzlar bilerek veya unutularak, vacipler bilerek terk edilirse o namaz geçerli olmaz, yeniden kılınması gerekir. Sünnetler bilerek terk edilirse Hz. Peygambere uyulmamış ve namazın sevabından eksiltilmiş olur. Hakkıyla kılınmayan bir namaz hayatımıza etki etmez, bizi haram ve günahlardan korumaz. Peygamberimizin, özenerek ve hakkını vererek şart ve erkânına uygun kılmadığı için bir sahabîye namazı yeniden kıldırmıştır. Sahabeden Ebu Hureyre anlatıyor:
“Resulüllah(s.a.v) Mescide girdi. Hemen akabinde bir adam da Mescide girdi ve namaz kıldı sonra gelip Hz. Peygambere selam verdi. Hz Peygamber selamı aldı ve adama,
– “Dön namazını tekrar kıl, çünkü sen namaz kılmadın” dedi. Adam döndü daha önce kıldığı gibi namaz kıldı, sonra geldi ve Hz. Peygambere selam verdi. Hz. Peygamber “selam senin üzerine olsun” dedi ve sonra adama,
– “Dön namazı yeniden kıl, çünkü sen namaz kılmadın” dedi. Adam üç defa bu şekilde yeniden namaz kıldı. Üçüncü defadan sonra adam,
– “Ey Allah”ın elçisi! Seni hak olarak gönderen Allah”a yemin ederim ki bundan daha güzelini yapamam, bana namazı öğret” dedi. Hz. Peygamber bu zata namazı şöyle anlattı:
– “Namaza kalktığın zaman tekbir al, sonra Kur”ân”dan sana kolay olanı oku, sonra rükûya eğil, rükûda bütün uzuvların hareketsiz oluncaya kadar kal, sonra rükûdan dimdik olacak şekilde tam doğrul, sonra secde yap, secdede bütün uzuvların hareketsiz oluncaya kadar kal, sonra secdeden kalk ve iki secde arasında bütün uzuvların hareketsiz oluncaya kadar otur. Namazın bütün rükünlerini böyle yap.” “ (Müslim, Salât, 45.)
Ebu Hureyre”den yapılan aynı konu ile ilgili diğer bir rivayette Peygamberimiz namazı tarife şu cümle ile başlamıştır:
“Namazı kılmaya kalktığın zaman güzelce abdest al, kıbleye yönel ve tekbir al.”
(Müslim, Salât, 46.)
Makbul bir namaz; ihlâs ve huşu ile şartlarına, rükünlerine, vaciplerine ve sünnetlerine uygun olarak şu şekilde kılınır:
I. NAMAZ İHLÂS İLE KILINMALIDIR
II. NAMAZ HUŞU İLE KILINMALIDIR
III. NAMAZIN FARZLARI VE VACİPLERİ EKSİKSİZ YERİNE GETİRİLMELİDİR.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
“Sabah namazının iki rekât sünneti dünyadan ve dünyada var olan şeylerden daha hayırlıdır.” (Müslim, Misâfirîn, 96, 97; Tirmizî, Salât, 190)
“Öğle namazının farzından önce dört rekât sünneti terk eden kimse şefaatime nail olmaz.” (bk. İbn Abidin, a.e., 2/14)
“İkindi namazından önce dört rekat namaz kılan kimseye Allah rahmet etsin” (Tirmizî, Salât, 301).
“Hz. Peygamber, yatsıdan önce dört rekat namaz kılardı.” (Zeylaî, Nasbur Raye, II, 145 vd.eş-Şevkânî, Neylü”l-evtar, III, 18).
Namazı dosdoğru kılmak – Cübbeli Ahmet Hoca