Kureyş müşrikleri Bedir’deki yenilginin acısını bir türlü unutamıyorlardı. Qünkü bir avuç Müslümandan yedikleri ağır darbe izzeti nefislerini kırmış, o bölgedeki kabileler nezninde onların prestijini sarsmıştı. Ayrıca Şam ticaret yolları Müslümanlar tarafından kontrol altında tutulduğu için rahat bir şekilde ticaret yapamıyorlardı. Bundan dolayı Müslümanlarla bir daha savaşmaktan başka çarelerinin olmadığını düşünüyorlardı. İşte bunun için kısa sürede savaşa karar vererek bölgedeki İslam düşmanı olan kabilelerden de destek alarak, Ebu Süfyan’nın önderliğinde 3000 kişilik bir ordu hazırladılar. Müslümanlara karşı büyük bir kinle hazırlanmış olan bu ordu Medine’ye doğru yola çıkmıştı. Bu haberi alan Hz. Peygamber sahabeleriyle istişare ederek gelen bu düşman ordusunu Medine’nin dışında karşılamaya karar verdi. Hz. Peygamber kısa sürede hazırlık görerek 1000 kişilik bir ordu ile Uhud dağının bulunduğu bölgeye hareket etti. Ancak daha Uhud’a varmadan münafıkların başı olan Abdullah bin Übey’in çıkarmış olduğu fitne sonucu, onun liderliğinde 300 kişilik bir gurup İslam ordusundan ayrılarak Medine’ye geri döndü. Bu gurubun ayrılmasından sonra 700 kişi kalan İslam ordusu ile 3000 kişilik küfür ordusu hicretin üçüncü yılının Şevval ayında (Miladi 625) karşı karşıya geldiler. Bu şekilde Uhud Gazvesi başlamış oluyordu.