Resulullah (sav) beni Yemen’e kadı olarak gönderdi. O sıralarda henüz yaşım küçüktü, kazayı (hüküm vermeyi) bilmiyordum (Beni takviye için): “(Sen tereddüt etme, git! Bu vazife için) Allah kalbine hidayet koyacak ve delili de sabit kılacak. Yanına iki hasım geldiği vakit, birinciyi dinlediğin gibi, diğerini de dinlemeden sakın hüküm verme. Böyle yapman (daha isabetli) karar vermen için gereklidir!” buyurdular. Hz. Ali devamla der ki: “Ondan sonra hep kadılık yaptım. Henüz, bir kerecik olsun hükümde tereddüde düşmedim.”
Ravi: Ali
Kaynak: Ebu Davud, Akdiye 6, (3582); Tirmizi, Ahkam 6, (1331); İbnu Mace, Ahkam 1, (2310)
Resulullah (sav), iki hasmın da kadı’nın önüne oturmasına hükmetmiştir.
Ravi: İbnu’z-Zübeyr
Kaynak: Ebu Davud, Akdiye 8, (3588)
Anlattığına göre, Sicistan’da kadılık yapan oğlu Abdullah’a şöyle yazmıştır: “İki kişi arasında, öfkeli olduğun zaman hüküm verme. Zira, ben Resulullah (sav)’tn şöyle söylediğini işittim: “Kimse, öfkeli iken iki kişi arasında hüküm vermesin.”
Ravi: Ebu Bekre
Kaynak: Buhari, Ahkam 13; Müslim, Akdiye 16, (1717); Tirmizi, Ahkam 7, (1334); Ebu Davud, Akdiye 9, (3589);
Resulullah (sav) iki kişi arasında bir hükümde bulunmuştu. Hasımlar ayrıldıkları vakit, aleyhine hükmedilen kimse: “Hasbiyallahu ve ni’mel-vekil (Allah bana yeterlidir, O ne iyi vekildir)!” dedi. (Bu sözü işiten) Aleyhissalatu vesselam: “Allah Teala Hazretleri aczi levmediyor (kötülüyor). Fakat sana akıllılık düşer. Ama bir şey sana galebe çalacak olursa o zaman “hasbiyallahu ve ni’mel-vekil” de!” buyurdular.
Ravi: Avf İbnu Malik
Kaynak: Ebu Davud, Akdiye 28, (3624)
Hz. Ömer, Hz. Ali ve diğer bir kısım Ashab (ra) demişlerdir ki: “Kadı ve hakim mescidde hüküm verebilir. Şayet bir haddle ilgili hüküm vermişlerse, bunun icrası mescidin dışında yapılır.”
Ravi:
Kaynak: Buhari, bab başlığı olarak kaydetmiştir, Ahkam 19