Resulullah (sav) dua eden bir adamın, dua sırasında Hz. Peygamber (sav)’e salat ve selam okumadığını görmüştü. Hemen: “Bu kimse acele etti” buyurdu. Sonra adamı çağırıp: “Biriniz dua ederken, Allahu Teala’ya hamd-u send ederek başlasın, sonra Hz. Peygamber (sav)’e salat okusun, sonra da diledigini istesin” buyurdu.
Ravi: Fadale İbnu Ubeyd
Kaynak: Tirmizi, Da’avat 66, (3473, 3476); Ebu Davud, Salat 368, (1481); Nesai, Sehv 48, (3, 44)
Resulullah (sav) buyurdular ki: “Dua sema ile arz arasında durur. Bana salat okunmadıkça, Allah’a yükselmez. [Beni hayvana binen yolcunun maşrabası yerine tutmayın. Bana, duanızın başında, ortasında ve sonunda salat okuyun.]” (Tirmizi, bunu Hz. Ömer (ra)’e mevkuf olarak rivayet etmiştir. Rezin ise merfu olarak rivayet etmiştir.)
Ravi: Ömer
Kaynak: Tirmizi, Salat 352, (486)
Resulullah (sav), Hz. Ebu Bekir, Hz, Ömer (ra) beraber otururlarken ben namaz kılıyordum. (Namazı bitirip) oturunca, Allah’a sena ile zikretmeye başladım ve arkasından Resulullah (sav)’a salat okuyarak devam ettim. Sonra kendim için duada bulundum. (Bu tarzımı beğenmiş olacak ki) Hz. Peygamber (sav): “İşte! İstediğin veriliyor, işte! İstediğin veriliyor.” dedi.
Ravi: İbnu Mes’ud
Kaynak: Tirmizi, Cum’a 64, (693)
Resulullah (sav) birisine dua edeceği vakit önce kendisine dua ederek başlardı.
Ravi: Übeyy İbnu Ka’b
Kaynak: Tirmizi, Da’avat, 10, (3382)
Ebu Züheyr en-Nümeyri (ra)’den naklen anlatıyor: “Bir gece Resulullah (sav) ile beraber çıktık. Derken bir adama rastlatdık. Sual (ve Allah’tan talep) hususunda çok ısrarlı idi. Resulullah (sav) onu dinlemek üzere durakladı. Ve: “Eğer (duayı) sonlandırırsa vacib oldu!” buyurdu. Kendisine: “Ne ile sonlandırırsa ey Allah’ın Resulü!” denildi. “Amin ile” dedi, uzaklaştı. Adama: “Ey fülan! Duanı aminle tamamla ve de gözün aydın olsun!” dedi.
Ravi: Ebu Musahhih el-Makrai
Kaynak: Ebu Davud, Salat 172, (938)
Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden biri dua edince “Ya Rabb! Dilersen beni affet! Ya Rabb dilersen bana rahmet et!” demesin. Bilakis, azimle (kesin bir üslubla) istesin, zira Allah Teala Haretleri’ni kimse icbar edemez.”
Ravi: Enes
Kaynak: Buhari, Da’avat 21, Tevhid 31; Müslim, Zikr 7, (2678-79); Muvatta, Kurban 28 (1, 213); Tirmizi, Da’avat
Bir sefere (Hayber Seferi) çıkmıştık. Halk (yolda, bir ara) yüksek sesle tekbir getirmeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) (müdahele ederek): “Nefislerinize karşı merhametli olun. Zira sizler, sağır birisine hitab etmiyorsunuz, muhatabınız gaib de değil. Sizler gören, işiten, (nerede olsanız) sizinle olan bir Zat’a, Allah’a hitab ediyorsunuz. Dua ettiğiniz Zat, her birinize, bineğinin boynundan daha yakındır” dedi.
Ravi: Ebu Musa
Kaynak: Buhari, Da’avat 50, 67, Cihad 131, Meğazi 38, Kader 7, Tevhid 9; Müslim, Zikr 44, (2704); Tirmizi, Da’avat
Resulullah (sav), bir kimsenin: “Ya Rabbi, senden nimetin kemalini taleb ediyorum” dediğini işitmişti. Sordu: “Nimetin kemali nedir?” “Bu bir duadır, onunla dua edip, onunla hayır (çok mal) ümid ettim” dedi. Resulullah (sav) “Sordum, zira, nimetin kemali cennete girmektir, ateşten kurtulmaktır” dedi. Bir başkasının da şöyle dediğini işitti: “Ey celal ve ikrab sahibi Rabbim!” hemen şunu söyledi: “Duana icabet edilmiştir, (ne arzu ediyorsan) durma iste.” Derken, bir başkasının: “Ya Rabbi senden sabır istiyorum!” dediğini işitmişti, ona da: “Allah’tan bela istedin, afiyet de iste!” dedi.
Ravi: Muaz
Kaynak: Tirmizi, Da’avat 99, (3524)
Resulullah (sav) özlü duaları tercih eder, diğerlerini bırakırdı.
Ravi: Aişe
Kaynak: Ebu Davud, Salat 358, (1482)
Resulullah (sav) duayı üç kere yapmaktan, istiğfarı üç kere yapmaktan hoşlanırdı.
Ravi: İbnu Mes’ud
Kaynak: Ebu Davud, Salat 361, (1524)