Reci Olayı nedir? İşte Reci Vakası hakkında bilgi…
Adal ve Kare adlı ünlü iki kabilenin bir kaç adamı Hz. Peygamber’e gelerek: “Kabilemiz müslümanlığı kabul etti, oraya bir kaç kişi gönderiniz de islâm’ın emirlerini, inançlarını öğretsinler” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber on sahabîyi tebliğci olarak bunlarla birlikte gönderdi. Başlarına da Asım b. Sâbit’i (ra) komutan tayin etti. Bunlar Mekke ile Asfân arasında bulunan Reci’ mevkiine ulaştıklarında Adal ve Kare kabilesinden gelen o kalleşler Benî Lihyân kabilesine, bunların işini bitirin diye el altından haber gönderdiler. Benî Lihyân, aralarında yüz de okçunun bulunduğu 200 kişiyle bunların peşinden gitti. Onlara yaklaştıklarında sahabîler koşarak sarp bir tepeye sığındılar.
Okçular onlara: “Oradan inin, sizi himaye etmeye söz veriyoruz, bir şey yapmayacağız” dediler. Asım (ra): “Ben kâfirlerin himayesini kabul etmem. Onlara sığınmam” dedi. Bunu söyledikten sonra Allah’a yönelerek: “Yarabbi! Peygam-ber’ine halimizi bildir” diye dua etti. Asım b. Sabit, emrindeki on kişiden yedisiy-le birlikte savaşa savaşa düşman okçuları tarafından şehid edildiler. Kureyş, bir kaç adamını göndererek: “Asım’ın vücudundan bir parça et getirin de onu tanıyalım” dediler. Allah’ın takdirine bakın ki, şehit müslümana bu adice davranışı reva görmedi. Bal arılan gelip cesede üşüştüler. Kâfirler cesede yanaşamadan geri döndüler.
O sarp tepeye sığındıklarında müslümanlardan ikisi kâfirlerin verdiği söze inanarak tepeden aşağı inmişlerdi. Bunlar Hubeyb ve Zeyd (ra) idi. Kâfirler verdikleri sözde durmayarak, onların kollarını bağladılar ve Mekke’ye götürerek sattılar. Hubeyb (ra) Uhud savaşında Haris b. Amir’i öldürmüştü. O yüzden Hâris’in oğullan babalarının intikamını almak amacıyla öldürmek için onu sahn aldılar. Hubeyb bir kaç gün onların evinde kaldı. Bir gün Hâris’in torununa yemek yediriyor-du. Tesadüfen elinde çakı vardı. Çocuğun annesi birden içeri girdi. Hubeyb’in elindeki bıçağı görünce ürperdi ve ne söyleyeceğini şaşırdı. Hubeyb (ra): “Onu öldüreceğimi mi sandın? Biz öyle adi işler yapmayız” dedi. Haris ailesi onu öldürmek için Kabe sınırının dışına götürdüler. Hubeyb iki rekat namaz kılmak için izin istedi. Katiller de izin verdiler. îki rekat namaz kıldıktan sonra: “Gönlüm daha uzun süre namaz kılmak istiyor, ama ölümden korktuğum için namazı uzattığımı sanabilirsiniz” dedi. Sonra şu şiiri okudu:
“İslâm için öldürüldükten sonra artık hiçbir şeye önem vermem
Artık hangi yanım üzerine yatarak Öldürüleceğim, önemli değil.
Yaptıklarım ve ölümüm sadece Allah içindir.
Allah dilerse paramparça olan vücudumun her parçasına bereket indirecektir. “
İşte o günden sonra herhangi bir müslüman Öldürüleceği zaman iki rekat namaz kılması âdet olmuştur. Bu namaz, müstehab kabul edilmiştir.
Esir alınıp Mekke’ye getirilen iki kişiden diğeri Zeyd’di (ra). Onu da aynı amaçla Safvan b. Ümeyye satın aldı. Öldürüleceği sırada Kureyş’in ileri gelen liderleri seyretmeye geldiler. Aralarında Ebu Süfyân da vardı. Öldürecek kişi kılıcı eline alınca Ebu Süfyân: “Doğru söyle, şu anda senin yerine Muhammed öldürülseydi, bunu kendi kurtuluşun için bir talih kabul eder miydin?” dedi. Bunun üzerine Zeyd (ra): “Allah’a yemin ederim ki ben canım karşılığında Hz. Peygamberdin ayaklarına diken batmasına dahi razı olmam” dedi ve Safvan’ın kölesi Nistâs kılıcını indirerek boynunu kesti.