Ezanın anlamı nedir ve Ezan ne zaman meşru kılındı? Ezanın ortaya çıkışı nasıl olmuştur kısaca. İşte Ezan okunuşu, Ezan duası ve anlamı ile Ezan hakkında tüm ayrıntılar.
Ezan, kelime anlamım olarak bildirmek, duyurmak, çağrıda bulunmak, ilan etmek anlamlarında kullanılır. Ezan, dini bir terim olarak, İslam dininde namaz vaktinin geldiğini insanlara bildirmek için belli sözlerle yapılan çağrıya verilen isimdir.
İlk ezan 622 yılında Bilal-i Habeşi tarafından sabah namazında, yüksekçe bir evin damında okundu.
Ezan farz olan namazlar için okunur. Camide okunan ezan duyuluyorsa evlerde kılınacak namaz için ayrıca ezan okunmaz. Ezanın duyulmadığı uzak bir mesafede veya yerleşim merkezleri dışında bulunanlar da ezan okurlar. Cenaze namazı ile vitir, bayram, teravih, yağmur duası namazı ve farz-ı ayın olmayan diğer namazlar için ezan okunmaz.
İslâmi ibadetlerin temel yapısı ve ruhu, birleştirici ve toplayıcı olmasıdır. Bu ana kadar hiç bir özel işaret ve alamet bulunmadığı için cemaatle namaz kılma düzeni kurulamamıştı. Müslümanlar zamanı kendi tahminlerine göre ayarlayarak namaza geliyorlar ve kılıyorlardı. Hz. Peygamber bundan memnun değildi. Namaz vakitleri geldiğinde insanları evlerinden namaza çağırmak üzere bir takım insanları görevlendirmeyi düşünüyordu. Fakat bunda birtakım sıkıntılar vardı. Sahabe-i kirâm’ı çağırarak meseleyi onlarla görüştü. Herkes değişik görüşler ileri sürdü.
Biri: “Namaz vakti mescidin tepesine bir bayrak dikilsin, onu görenler namaza gelsin” dedi. Hz. Peygamber bu tarzı beğenmedi. Yahudilerle hıristiyanlann ibadete çağırma tarzları da konu edilerek önerildi. Ama Resûlullah Hz. Ömer’in görüşünü beğenerek Bilâl-i Habeşi’ye (ra) ezan okumasını emretti. Ezanla yapılan davetle bir taraftan namaz vaktinin geldiği haber verilmiş oluyordu, diğer taraftan her gün okunan beş ezanla İslâm’a davet çağrısı da yapılmış oluyordu. Altı sahih hadis kitabının bazılarında ezan okuma fikrini Abdullah b. Zeyd’in (ra) ileri sürdüğü, ezanı rüyasında görüp Öğrendiği anlatılmıştır.
Başka bir rivayette, aynı rüyayı Hz. Ömer’in de gördüğü bildirilmektedir. Ama Sahih-i Buhârfnin rivayeti karşısında başka hiçbir rivayet tercih edilemez. Buhâride açıkça şöyle bildirilmektedir: “Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’e boru çalınması veya çan çalınması teklifleri getirildi, Hz. Ömer ezan okunmasını teklif etti. Hz. Peygamber bu görüşü beğendi ve Bilâl-i Habeşi’yi çağırarak ezan okumasını emretti.” Burada rüya diye birşey geçmemektedir.
Ezanın sözleri ve anlamı:
“Allâh-ü Ekber” (Allah en büyüktür) (4 kere),
“Eşhedü en lâ ilâhe İllAllah” (Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur) (2 kere),
“Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah” (Şahitlik ederim ki Muhammed Allah’ın elçisidir) (2 kere),
“Hayye ale’s-salâh” (Haydi namaza) (2 kere),
“Hayye ale’l-felâh” (Haydi kurtuluşa) (2 kere),
“As-salatu hayrun mine’n nevm” (Namaz uykudan hayırlıdır) (2 kere), (Sadece sabah ezanında),
“Allâh-ü Ekber” (Allah en büyüktür) (2 kere),
“Lâ ilâhe İllAllah” (Allah’tan başka ilâh yoktur) (1 kere).
Ezan duası: Allahumme Rebbe hazihi’d-da’veti’t-tamme. Vesselatil kâimeti ati Muhammedenil vesilete vel fazilete ved-dereceter-refîate. vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh. İnneke lâ tühlifü’l-mîâd.
Anlamı: Allah’ım! Ey bu tam davetin ve kılınacak namazın Rabb’i, Muhammed’e (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) vesileyi, fazileti ve yüksek dereceyi ver, O’nu kendisine vaadettiğin Makam-ı Mahmud’a ulaştır.
“Kim ezanı işittiği zaman, Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın Rabbi olan ALLAH’ım Muhammed (s.a.v)’e vesileyi ve fazileti ver. O’nu kendisine va’dettiğin Makam-ı Mahmud’a ulaştır, diye dua ederse kıyamet gününde o kimseye şefaatim vacip olur.” (Buhari)