Peygamber Efendimizin Şakacılığı
Ara sıra hoşa giden tatlı, nükteli sözler de söylerdi. Bir gün Enes (ra)’ı çağırarak “Ey iki kulaklı” buyurdu. Buradaki incelik şuydu Enes (ra) son derece yumuşak başlı ve itaatkâr bir yapıya sahipti. Hz. Peygamber’in buyruklarına kulak verir, dört gözle O’nun buyruğunu beklerdi. Ebu Ömer adında küçük bir kardeşi vardı ve henüz çok küçük yaştaydı. Küçük bir kuş besliyordu. Bir gün kuş öldü, Ebu Ömer buna çok üzüldü. Hz. Peygamber onun üzgün olduğunu görünce, “Ey Ebu Ömer! Senin kuşa ne oldu?” buyurdu.
Bir gün adamın biri Hz. Peygamber’in huzuruna gelerek; Binmek için bana bir deve ver” dedi. Hz. Peygamber, “Sana bir deve yavrusu vereyim” buyurdu. Adam, “Ey Allah Resulü, ben deve yavrusunu alıp da ne yapayım?” deyince Hz. Peygamber; “Her deve aynı zamanda bir devenin yavrusu değil midir?” buyurdu.
Yaşlı bir kadın bir gün Hz. Peygamber’e geldi ve “Ey Allah Resulü! Benim için dua et de cennete gireyim” dedi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem: “Cennete yaşlı kadınlar girmeyecek” buyurdu. Yaşlı kadın neye uğradığını şaşırarak büyük bir üzüntü içinde ağlayarak geri döndü. Hz. Peygamber ashabına: “Ona söyleyin yaşlı kadınlar cennete yaşlı olarak değil, genç olarak girecekler” buyurdu.
Hz. Peygamber’in ashabından bir bedevi vardı. Adı Zahir idi. O, Hz. Peygamber’e ara sıra köy azığı gönderirdi. Bir gün şehre geldi. Köyden getirdiği şeyleri pazarda satıp bitirmişti. Hz. Peygamber tesadüfen oraya uğradı. Zahir (ra)’ın arkasından giderek geriye dönemeyecek şekilde yakaladı. Zahir, “Kim o! Bırak!” dedi. Hz. Peygamber bırakıp da Zahir geriye dönünce Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem olduğunu gördü. Bunun üzerine sırtını Hz. Peygamber’e tekrar yasladı. Hz. Peygamber’in yaptığı bu şakayı ne kadar sevdiğini, kendisine bu kadar samimi davranmasından ne kadar hoşlandığını göstermek istedi. Hz Peygamber sallallahu aleyhi vesellem, “İçinizde bu köleyi satın alacak var mı?” diye etrafa seslenince, “Ey Allah Resulü! Benim gibi bir köleyi satın alan kimse zarar eder” dedi. Hz. Peygamber onun bu sözüne karşılık olarak da: “Ama Allah katında senin değerin yüksektir” buyurdu.
Yine bir gün bir kişi gelerek, “Kardeşimin karnında bir sertlik ve ağrı var” dedi. Hz. Peygamber de ona; “Bal şerbeti içir” buyurdu. Adam gittikten bir süre sonra tekrar geldi ve “Bal şerbeti içirdim ama rahatsızlığı devam ediyor” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, yine bal şerbeti içmesini tavsiye etti. O kişi üçüncü kez geldi ve yine aynı cevabı aldı. Dördüncü defa gelince Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem, “Allah doğrudur. O Kur’an-ı Kerim’de balda şifâ olduğunu bildiriyor. Ama kardeşinin karnı yalancıdır. Git tekrar bal şerbeti içir” buyurdu. Gitti tekrar içirince bu defa şifâ buldu. Midedeki bozuk madde fazla olduğundan ancak dördüncüde iyice temizlendikten sonra sertlik ve ağrı sona ermişti.