Peygamber Efendimizin (s.a.v) İnce Kalpliliği
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem son derece merhametli ve ince kalpli idi. Mâlik b. Huveyris bir heyete katılarak Hz. Peygamber’in huzuruna gelmişti. Yirmi gün boyunca Hz. Peygamber’in sohbetlerine katılma fırsatı bulmuştu. O her zaman Hz. Peygamber için:”Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem son derece merhametli ve ince kalpliydi” derdi.
Zeyneb (ra)’run çocuğu ölmek üzereydi. Hz. Peygamber’e haberci göndererek mutlaka gelmesini istedi. Hz. Peygamber de mecburen geldi. Yanında Saîd b. Ubbâ-de, Muâz b. Cebel, Übeyy b. Ka’b ve Zeyd b. Sabit (ra) de vardı. Oradaki insanlar çocuğu Kucağına alarak Hz. Peygamber’in Önüne getirdiğinde çocuk son nefeslerini veriyordu. Allah Resulü elinde olmadan ağlamaya ve gözünden yaşlar süzülmeye başladı. Sâ’d (ra) hayret ederek; “Ey Allah Resulü! Bu ne?” dedi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem; “Allah Teâlâ başkalarına acıyana acır” buyurdu.
Allah Rasûlü Uhud savaşından sonra Medine’ye dönerken her evde şehitlere ağıtlar yakılıyor, matemler tutuluyordu. Kadınların herbiri kendi şehitlerine fer-yâd edip ağlıyordu. Bunları görünce Hz. Peygamber’in kalbi burkuldu ve; “Ham-za (ra)’ın hiçbir feryâd edip ağlayanı yok” buyurdu.
Bir gün sahabeden biri cahiliye döneminde yaptığı bir işi anlatarak şöyle diyordu: “Küçük bir kızım vardı. Araplar arasmda kız çocuklarını öldürme adeti vardı. Ben de kendi kızımı canlı canlı toprağa gömdüm. O, “Babacığım babacığım!” diye bağırıyordu. Bense üzerine toprak yığıyordum. Bu merhametsizliği duyunca elinde olmadan Hz. Peygamber’in gözlerinden yaşlar boşandı ve: “Bunu bir daha anlat” buyurdu. O şahabı, bu acıklı olayı bir daha anlattı. Hz. Peygamber yine ağladı. O kadar ağladı ki mübarek yüzü ve sakalı tamamen ıslandı.”
Abbas (ra), Bedir savaşında esir edilerek Medine’ye getirilmişti. Askerler onun ellerini ve ayaklarını çok sıkı bağlamışlardı. Abbâs (ra) acıdan inliyordu. Onun inlemeleri Hz. Peygamber’in mübarek kulağına tekrar tekrar çarpıyordu. Ama halk “Bak, kendi yalanlarına farklı davranarak eşitliğ riayet etmiyor” der düşüncesiyle Hz. Abbâs’ın ellerini çözdürmüyordu. Öte yandan duyduğu ızdıraptan dolayı da uykusu gelmiyor, yatağında bir o yana, bir bu yana dönüp duruyordu, insanlar Allah Resûlü’nün huzursuzluğunun sebebini anlayınca, Hz. Abbâs (ra)’m el ve ayağındaki ipleri gevşettiler. Abbas (ra)’ın ızdırâbı dinip de iniltisi kesilince Hz. Peygamber de uyuma imkânı buldu.
Mus’ab b. Umeyr sahabedendi. Müslüman olmadan önce varlık ve konfor içinde büyümüştü. Babası ve annesi ona kıymetli ve pahalı elbiseler giydirirdi. Allah ona tslâmı nasip etti ve müslüman oldu. Çocuklarının, atalarının dinini terkettiği-ni görünce anne babasınm sevgisi birden düşmanlığa döndü. Bir gün Hz. Peygamber’in huzuruna geldi, üzerinde lime lime olmuş yamalı elbiseler vardı. Hz. Peygamber atlas ve ipek elbiselerle büyümüş bu gencin îslâm uğruna nelere katlandığını ve bu acıklı manzarasını görünce gözleri yaşla doldu.