Peygamber Efendimizin Hayvanlara Merhameti
Hz. Peygamber hayvanlara karşı son derece merhametliydi. Araplar arasında bu dilsiz varlıklara karşı uzun süreden beri yapılagelen zulme son verdi. Develerin boynuna tasma takmak yaygın bir adetti. Onu da engelledi. Canlı hayvanın vücudundan et parçası keserek alır ve onu pişirerek yerlerdi. Bunu da şiddetle me-netti. Hayvanların kuyruğunu ve yelelerini kesmeyi de yasakladı. “Kuyruk, onların sinekleri kovalayan yelpazesi, yeleler ise yorganlarıdır” buyurdu. Hayvanları uzun süre koşulu olarak ayakta bekletmeyi de yasakladı ve: “Hayvanların sırtlarını kendinize koltuk ve istirahat yeri yapmayın” buyurdu.” Hayvanların yarış için dövüştürülmelerini de yasakladı. Bunun caiz olmadığını bildirdi. Araplar’in acımasız bir adetleri de şuydu: Herhangi bir hayvanı bir yere bağlar, onu hedef yaparak üzerinde ok talimatı yaparlardı. Hz. Peygamber bu vahşeti de kesinlikle yasakladı.
Bir gün yolda yüzü dağlanmış bir eşek gördü ve şöyle buyurdu: “Bunun yüzünü kim dağlamışsa ona lanet olsun!” İşaretlemek veya bazı başka sebeplerden dolayı deve ve keçileri dağlamak gerekebilirdi. Böyle bir durumda Hz. Peygamber hayvanların çok nazik ve hassas olmayan yerlerini dağlatırdı. Enes (ra) der ki: “Bir keresinde, keçilerin bulunduğu yere gitmiştim. Orada Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in, keçilerin kulaklarını dağladığını gördüm.
Bir defasında Hz. Peygamber sefere gidiyordu, insanlar bir yerde konakladılar. Orada bir kuş yuva yapmış, içinde de yumurtaları duruyordu. Biri o yumurtaları aldı. Bunun üzerine kuş telaşla uçmaya ve çırpınmaya başladı. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bunu görünce; “Kim bunun yumurtalarını yuvasından alarak ona zulmetti?” diye sordu. Alan şahabı, “Ey Allah Resulü! Ben yaptım” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber “Onları aldığın yere koy!” buyurdu.
Sahabeden biri Hz. Peygamber’in huzuruna geldi. Elinde beze sarılmış kuş yavruları vardı. Hz. Peygamber ne olduğunu sorunca şahabı; “Bir çalılığın içinden sesler geliyordu. Gidip baktığımda bu yavrular duruyordu. Ben de onları oradan aldım. Anneleri bunu görünce tepemde uçarak çırpınmaya başladı” dedi. Bunun üzerine Hz, Peygamber sallallahu aleyhi vesellem; “Git ve yavruları oraya koy da gel” buyurdu.
Bir keresinde yolda aşın zayıflıktan dolayı karnı sırtına yapışmış bir deve görünce Hz. Peygamber; “Bu dilsiz varlıklar hakkında Allah’tan korkun” buyurdu.
Hz. Peygamber, bir gün ensardan bir müslümanın bağına gitti. Çok zayıf bir deve gördü ve onu hayvanları çağıran bir sesle kendisine çağırdı. Yanına gelen deveyi şefkatle okşadı, ellerini sırtında gezdirdi. Sonra oradakilere devenin sahibinin adını sordu. Ensardan bir müslümana ait olduğunu öğrenince Hz. Peygamber ona; “Bu hayvan hakkında Allah’tan korkmuyor musun?” buyurdu.