Öğüt ve nasihat vermek ve doğru yolu göstererek hakka sevketmek için Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bir çok hutbede bulunurdu. Hutbe, Cuma namazı için zâten mecburî idi. Cuma namazının hutbelerinde şöyle bir yol izlerdi: Halk mescidde toplanınca, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem son derece sâde bir şekilde evden çıkar, mescide girer, insanları selamlardı. Sonra minbere çıkar, arkasından insanlara dönerek selam verirdi. İç ezan okunduktan sonra hemen hutbeye başlardı. Önceleri, elinde bir asâ olurdu. Ama minber yapıldıktan sonra eline asâ almayı bıraktı. Hutbe daima son derece kısa ve özlü olurdu. Çoğu zaman “Namazın uzun olması, hutbenin kısa olması kişinin dinî bilgisinin fazlalığına delâlet eder” buyururdu. Cuma namazında genellikle Kâf sûresini okurdu. Bu sûrede kıyamet ve hesaba çekilme geniş bir şekilde anlatılmıştır.
Hutbesine devamlı “Allahım!” diyerek başlardı. Eğer hutbe sırasında önemli bir iş ortaya çıkarsa, minberden inerek onu yapıp gelir, sonra minbere çıkarak hutbesini tamamlardı. Bir keresinde Allah Resulü hutbe okuyordu. Tam o sırada adamın biri gelerek; “Ey Allah Resulü! Ben yolcuyum, dinimi tam bilmiyorum, bu konuda bazı şeyler sorup öğrenmeye geldim” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem minberden indi. Bir iskemle kondu. Üzerine oturdu ve o adama anlatmaya başladı. Sonra gidip hutbesini tamamladı. 216/3 Bir defasında yine hutbe verirken Hz. Hüseyin (ra) kırmızı elbise giymiş olarak mescide geldi. Çocukluğundan dolayı hoplayıp, zıplayarak geliyordu. Allah Resulü onu bu halde görünce kendini tutamadı, minberden indi. Onu kucağına aldı ve şu âyeti okudu: “Şüphesiz ki çocuklarınız ve mallarınız sizin için birer imtihandır.” (Tegâbün 64/15)
Hutbe verirken, insanlara oturmalarını veya namaz kılmalarını da emrederdi. Nitekim tam hutbe verdiği sırada mescide bir adam girdi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ona: “Namaz kıldın mı?” diye sorunca adam: “Hayır kılmadım” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem: “Kalk, kıl” buyurdu.
Cihâd meydanında hutbe verirken yaya yaslanarak ayakta dururdu. Bazı insanların hatırında kaldığına göre, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem eline kılıç alarak da ayakta dururdu. Fakat, Ibn-i Kayyım, “Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem hutbe okurken, hiçbir zaman eline kılıç almadı” diye bir bilgi aktarmıştır.
Öğüt verme veya uyarma için hutbe verirken insanlar usanıp yılmasınlar diye ara verirdi.