Hazreti Muhammed Salallahu Aleyhi Vesellem; Tokgözlü olması ve başkalarına ikramda bulunma duygularından dolayı hiçbir zaman lezzetli ve mükellef sofralarda yemek yemesi nasip olmamıştır. Nitekim Sa-hih-i Buhârî’nin Yemekler bölümünde bildirildiğine göre Hz. Peygamber sallalla-hu aleyhi vesellem hayatı boyunca saf buğday unundan yapılmış bir ekmeği yemek şöyle dursun yüzünü dahi görmemişti. Bazı yemekleri çok severdi. Sirke, bal tatlısı, zeytin yağı ve bazı sebze yemekleri hoşuna giderdi. Bir keresinde Ümmü Hânî (ra)’nın evine gitmiş ve “Yiyecek birşeyler var mı?” diye sormuştu. O, “Sirke var” deyince, “Sirke olan evde hiçbir şey yok denemez” buyurmuştu. Arabistan’da bir yemek türü vardır ki “Hîs” denir. Tereyağına peynir ve hurma konarak hazırlanır. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bu yemeği de çok severdi.
Bir keresinde Hz. Hasan (ra) ile Abdullah b. Abbâs, Ümmü Seleme’nin yanma giderek: “Bugün bize Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in en sevdiği yemeği pişir de sun” dediler. Bunun üzerine, “Peki siz onu sevecek misiniz?” dedi. Onlar da ısrar edince Ümmü Seleme arpa ununu eleyerek tencereye koydu ve ocağa sürdü. Üzerine zeytinyağı ve baharatla kara biber attı. Pişince önlerine getirip koydu ve, “îşte bu, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in en sevdiği yemekti” dedi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem et çeşitlerinden koyun, keçi, tavuk, deve, tavşan ve balık eti yemiştir.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Safiyye (ra) ile evlendiğinde düğün yemeği olarak sadece hurma ve kavrulmuş un çorbası ikram etmişti. Karpuzu hurma ile yerdi. Salatalığı severdi. Birgün Muavviz b. Afrâ’nın kızı hurma ile salatalık getirmişti. Bazan ekmekle hurma yediği de olurdu.
Soğuk suyu çok severdi. Bazen katıksız süt içerdi. Bazen de içine biraz su karıştırarak içerdi. Kayısı, hurma ve üzüm dânesini suda kaynatır, bir süre sonra da suyunu içerdi. Yemek kaplan arasında tellerle bağlanmış olan tahtadan bir çanak vardı. Rivayet bu şekildedir. Ama bu çanak kırılmış olduğundan tellerle bağlanmış olabilir.
Sofraya gelen yemeği eğer beğenmezse elini uzatmazdı. Ama hiçbir zaman kötü demezdi. Önündeki yemeğe elini daldırıp eliyle karıştırmazdı. Başkalarını da bundan menederdi. Hiçbir zaman bir yere dayanarak veya yastığa yaslanarak yemek yemez ve bunu sevmezdi. Masa veya yemek tablasında da yemek yemedi. Sofrası, yerden birazcık yüksek olan sini olurdu. Acemler onun üzerine yemeği koyarak yerlerdi. Bu belli bir Övünme ve imtiyaz alameti; yani zenginlere ve gösteriş düşkünü kimselere özgü olduğundan Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem onun üzerinde yemek yemeyi pek sevmezdi. Yemeği sadece üç parmağıyla yerdi. Eti bazen bıçakla keserek yerdi. Sahih-i Buhârf de böyle bir rivayet vardır. Ebû Dâvûd’da, “Eti bıçakla kesmeyin, çünkü bu acemlerin âdetidir” diye bir hadis vardır. Ama Ebû Dâvûd bu hadise zayıf demektedir. Bu hadisin râvisi, Buhârf nin “Hadisi inkâr edilen biridir” dediği Ebû Ma’şer Nüceyh’dir.