Amine’nin Rasulullahı Doğurduğunda Meydana Gelen Olaylar
Amine şöyle demiştir; Muhammed’in doğduğu gece Şam saraylarım aydınlatan bir ışık gördüm. Bu ışık sayesinde o sarayları gördüm.
Amine şunu da anlatmıştır: Doğum sancısı tuttuğunda, yıldızlara bakmaya başladım. Yıldızların sarktıklarını görüyor ve üzerime düşecekler” diyordum.
Amine, Rasulullah’ı (s.a.v.) doğurduğunda, ondan evin aydınlandığı bir ışık çıktı ve o ışıktan başka birşey göremez olmuştu.
Eş-Şifa Ummu Abdirrahman şöyle anlattı: Muhammed doğunca ellerini yere dayamış yüksek sesle bağırmıştı. Onun Rabbin sana merhamet etsin, dediğini duydum.
Es-Şifa şunu da anlattı:
Doğuyla batının arası benim için aydınlandı. Öyle ki Şam’ın bazı saraylarını gördüm.
Daha sonra yattım. Devamlı, karanlıkta kalma korkusu ve titreme hissediyordum. Sonra sağımda bir aydınlık oldu. Birisinin: Onu nereye götürdün? dediğini duydum.
O kişi: Onu batıya götürdüm, dedi. Korku, karanlıkta kalma ve titreme hissi bana tekrar geldi. Daha sonra solumda bir aydınlık oldu. Yine birinin: Onu nereye götürdün? dediğini duydum.
O kişi: Onu doğuya götürdüm, asla dönmeyecek diye cevap verdi.
Bu anlattıklarım zihinlerden çıkmadan Allah Rasulünü gönderdi. Ben ilk müslümanlar arasındaydım.
Amine şöyle demiştir: Onu (Muhammed’i) dizleri üzere çökmüş, semaya bakar bir halde doğurdum. O, yerden bir avuç toprak aldı. Secde etmek üzere eğildi. Göbeği kesik olarak doğdu. Onun üzerine bir kap koymuştum. Süt getirmek için baş parmağım emerken kabın onun için yarılmış olduğunu gördüm.
Rasulullah (s.a.v.) doğduğunda, Mekke’de bir yahudi vardı. Sabah olunca yahudi:
-Kureyşliler! Bu gece, sizlerden birisinin çocuğu doğdu mu? diye sordu. Kureyşliler:
-Bilmiyoruz, dediler. Yahudi:
-Bu gece Arapların peygamberi doğdu. Onun iki kürek kemiği arasında kırmızımtırak, üzerinde tüyler bulunan-bir ben vardır, dedi.
Kureyşliler evlerine döndüklerinde ailelerine: Abdulmuttalib’in oğlu oldu mu? diye sordular. Aileleri:
– Evet, dediler. Bunun üzerine yahudi:
– Peygamberlik İsrail oğullarından gitti, dedi.
Ebu Umame’den rivayet edildiğine göre, Rasuluüah (s.a.v.) şöyle demiştir: Annem, kendisinden, Şam saraylarının aydınlandığı bir ışık çıktığım gördü.
Ikrime’nin rivayet ettiğine göre: Annesi Rasulullah’ı doğurduğunda onu bir çanağın altına koydu. Çanak onun için yarıldı. Onun, çanağın yarığından gözünü semaya dikerek baktığını gördüm.
Vehb Ibn Zem’a’nın halası şunu anlatmıştır: Amine Rasulullah’ı (s.a.v.) doğurunca, Abdulmuttalib’e haber gönderdi. Müjdeci geldiğinde Abdulmuttalib, Hıcr’da oğlu ve kavminden bazı kimselerle birlikte oturuyordu. Ona Amine’nin bir erkek çocuğu doğurduğunu haber verdiler. Abdulmuttalib buna çok sevindi. Kendisi ve oradakiler hemen kalkıp Amine’yi görmeye geldiler. Amine gördüğü her şeyi kendisine söylenen ve emredilenleri ona anlattı. Abdulmuttalib çocuğu alıp Ka’be’nin içine götürdü. Orada Allah’a dua etmek ve bu ihsanından dolayı şükretmek üzere ayağa kalktı.
îbn Vakıd; Bana Abdulmuttalib’in o gün şu şiiri söylediği haber verildi demiştir.
“Bu, elbisesi hoş çocuğu bana veren Allah’a hamdolsun. O, daha beşikteyken çocuklara efendi olmuştur. (Hacer-i esved v.s. gibi) rükünleri olan Beyt (Kabe) onun sığınağı olsun.
Ta ki ben onu yetişmiş görünceye kadar kötülerin şerrinden korunsun.
Tutarsız hasetciden korunsun.”
El-Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (s.a.v.) sünnetli ve göbeği kesik olarak doğmuştur. Dedesi Abdulmuttaiib şaşırarak: Benim oğlumun önemli bir durumu ve şanı yüce olacak, dedi.
Abdurrahman ibn Avf şöyle demiştir:
Rasulullah (s.a.v.) doğduğunda aslında mezarlık olan ve Kureyşlile-rin elbiselerini yıkadığı Hacun’da, Ebu Kubeys’in tepesinde cin şöyle dedi:
Yemin ederim! Zühre oğullarından övünç sahibi ve birçok şerefli kabile arasında Rabbiyle konuşanı doğurduğu gibi hiçbir insan dişisi onun gibi birisim doğurmamış tır.
O, insanların en hayırlısı Ahmed’i doğurmuştur. Bir çocuk ikramda bulundu ve onun babasına ikramda bulunuldu.
Ebu Kubeys’teki şu şiirleri de söyledi:
Ey Mekke sakinleri, hata yapmayın! (Bu) işi, daha önceki hareketle ayırın.
Zuhre oğulları, geçen meselede, sizin ve bedevilerin en iyilerindendi.
O, sizden birisidir. Bize, daha önceki insanlar ve şimdikiler arasından, çocuğu Allah’tan korkan peygamber gibi olan ve onlara benzemeyen birisini getir.
Rasulullah Göbeği Kesik Ve Sünnetli Olarak Doğmuştur
Enes’ten rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Benim sünnet edilmiş olarak doğmam ve hiçbir kimsenin ayıp yerlerimi görmemesi şerefli oluşumdandır,”
Eğer şöyle denilirse; Niye şeytanın nasibinden temiz kalpli olarak doğmadı da göğsü yarılıp kalbi çıkarıldı?
İbn Akil şu cevabı verdi: Çünkü Allah Teala, iki temizliğin en düşüğü olan, ebe ve doktorun yapmasıyla gerçekleşenini sakladı. Bunların en şereflisi olan kalp temizliğini açığa vurdu. Güzelleşme alametlerini ve vahiy yollarında masum olmaya (günahsız olmaya) gösterilen itinayı gösterdi.