YİYİP İÇMEK MİKTARI VE EDEPLERİ
• Ölmeyecek kadar yiyip içmek farzdır. Çünkü böyle bir yemekle insan oruç tutmaya ve ayakta namaz kılmaya güç kazanır. Öyle ki, insan canını helak olmaktan kurtaramayacak kadar helal bir şey bulamazsa, haram olan bir şeyden ölmeyecek kadar yiyebilir. Yine, boğazında kalan bir lokmayı gidermek için başka bir su bulamayınca, yeteri kadar haram bir içkiden içebilir. Fakat fazlasını yiyip içemez, Çünkü zaruretler, kendi miktarlarına göre değerlendirilir.
• Bir insan ibadet etmek ve Allah’a kulluk etmek için kuvvetlenmek ve kuvvetini artırmak sebebiyle doyuncaya kadar yiyip içebilir, bu mubahtır.
• Doyduktan sonra yiyip içmek ise haramdır. Bunun ölçüsü, mideyi bozacağına üstün kanaat hasıl olacağı miktardır.Bununla beraber ikram için veya ertesi gün tutacağı oruca kuvvet kazanmak için biraz fazla yiyip içmekte bir sakınca yoktur.
• Müsafir için veya her birinden bir miktar yemek suretiyle ihtiyaca yetecek şekilde gıda alabilmek için,sof rada çeşitli yemek bulunmasında bir sakınca yoktur. Bununla beraber gereğinden fazlası israf sayılacağından uygun olmaz.
• Sofrada çeşitli yemişlerin bulunmasında da bir sakınca yoktur. Fakat yapılmaması daha iyidir. Fazla çeşitli şeyler mideyi bozabilir.
• Mubah olan şeyleri bir ihtiyaç olmaksızın çoğaltmak da israf sayılır, bundan kaçınılmalıdır. Sofra üzerinde gereğinden fazla ekmek bulundurmak da böyledir.
• Ayakta su içilmemesi daha iyidir. Fakat yürürken su içilmesi zaralı olduğundan uygun olmaz. Suyu bir nefeste içmek sağlık bakımından zararlı görülmektedir.
• Farz olan ibadetleri yapamayacak şekilde yiyip içmeyi azaltıp riyazette bulunmak caiz değildir. Fakat orta bir şekilde yapılacak bir riyazet-perhiz mubahtır.
YİYİP İÇMENİN EDEPLERİ:
• Yemekten önce ve sonra eller yıkanmalıdır. Bir hadis-i şerifte buyurulmuştur: “Yemekten önce el yıkamak bir hasenedir.Yemekten sonra ise iki hasenedir,iki kat sevabtır.“
• Cünüb olan erkekler ve kadınlar için, ellerini ve ağızlarını yıkamadan yiyip içmek mekruhtur. Adet görmekte olan kadınların da yemekten önce ellerini ve ağızlarını yıkamaları güzeldir.
• Yemeklerin başında “Besmele” okumalı, sonunda da “Elhamdülilah”demelidir. Bu nimeti bize veren, bu nimetten yararlanma kuvvetini bize ihsan eden merhameti geniş ve ikramı bol olan Allah’ımıza bu sebeble hamd ederk şükretmelidir. Yemeğin başında Besmele unutulursa,hatırlanınca “Bismillahi ala evvelihi ve ahirihi” denilmelidir.
• Yemeğe başlarken,Besmeleyi sofra başında bulunanların işitebileceği şekilde okumalıdır. Bu bir uyarma ve hatırlatma olur. Fakat yemek sonunda işitilecek bir sesle “Elhamdülillah” denilmesi uygun değildir. Ancak sofradakilerin hepsi yemeklerini tamamlamış ise söylenir.
• Yemeklere az bir tuzla başlamak ve tuz ile tamamlamak faydalıdır ve sünnettir.
• Ekmek kırıklarına hürmet etmeli, ekmeğin üzerine bir şey koymamalı, parmakları ağzı ve bıçakları ekmekle silip atmamalıdır. Yemekler pek sıcak olarak yenmemelidir. Yemekler, koklanmamalı, yemeklere ve sulara üflenmemelidir. Bunları yapmak edebe aykırıdır.
• Yemek yerken konuşulmaması mekruhtur. Yemek yerken iyi kimselerin halleri anlatılmalıdır. Güzel bir şekilde konuşulmalıdır. Müsafirlerin yanında ev sahibinin susması hiç doğru değildir. Ev sahibi müsafirlerinin yanından ayrılmamalı, bizzat onlara hizmet gayretinde bulunmalı ve hizmetçisini müsafirlerinin yanında azarlamamalıdır.. Yemek arasında israr etmeksizin “buyurunuz”demek müstehaptır.
• Ev sahibi, müsafirlerini rahatsız edecek kimselerle beraber bulundurmamalıdır. Müsafirler de ev sahibinin rızası bilinmedikçe başkalarını beraberlerinde davete getirmemelidir. Ziyafetten sonra ev sahibinden izin istemeden ve Allah’a ısmarladık, Allah’a emanet olunuz gibi sözler söylemeden çıkıp gitmemelidir.
• Kadın ve erkekler için altın ve gümüş kaplarda yemek, içmek, yağlanmak ve güzel koku sürünmek caiz değildir.
• Düğün yemeğine veya ziyafete davet edilen kişi gittiği yerde oyun veya musiki ile karşılaşırsa oturup yemesinde bir beis yoktur. İmami Azam Hazretleri “-Ben bununla bir defa musibetlendim ama sabrettim” demiştir. Sebebi ise davete icabet etmenin sünnet olmasıdır. (Hidaye)
TAVUK MESELESİ
• Kesmeye ehil bir kimse tarafından şeriata uygun olarak boğazlanmış fakat barsakları çıkarılmamış olan tavuk kaynar suya atılarak yolunursa asla temiz olmaz ve bu tavuk necistir. (Bilhassa son zamanlarda fabrikasyon olarak hazırlanan tavukların tamamı maalesef bu şekilde yolunduklarından yenmeleri haramdır. Bazı ticaret erbabı ise tavuklarının islami usulle kesildiğinden bahsederek laf oyunu yapmakta ve yolunma şeklini gizlemektedirler. Müslümanların bu hususa dikkat etmeleri gerekir.)
• Tavuğu sıcak suya atmadan içini temizlemek,tüylerinde pislik varsa onları da yıkamak, eğer sıcak suya batırılacaksa ondan sonra batırmak lazımdır. Tavuk ancak bu şekilde helal olur. En güzeli ise tavuğu kuru olarak yolmaktır.
• Tavuğun boğazlanan yerinde donmuş kan varsa onu da yıkamak icabeder.
• Çiroz ve sardalya balıklarının içi çıkarılmadan kurutulması ve salamura edilmsi caizdir. Balığın tersi de kanı gibi necis olmasa gerektir.
•İşkembeyi yıkamadan sıcak suya atmakda tavuk misalidir.Yani su kaynama derecesine varmış ve işkembe dahi suyu çekecek müddet suyun içinde bırakılmış ise asla temiz olmaz.