Durdu durdu turnayı gözünden vurdu anlamı
* Uzun süre bir şey yapmadan bekleyip sonunda çok büyük kâr elde eden kimse.
* Bekledi, beklemesini bildi. Sonunda istediği çok güzel şeyi elde etti.
* Bir işte uzun süre sabredip sonunda kazanç sağlamak.
Örnek: Onun gibi sabırlı olmak gerekir. Durdu durdu, turnayı gözünden vurdu.
Örnek 2: Mesut durdu durdu turnayı gözünden vurdu.
Turnayı Gözünden Vurmak Deyiminin Hikayesi
Eskiden avcıların toplanıp sohbet ettikleri bir mecliste her biri, güya başından geçmiş gibi bir sürü hayali av hikâyeleri anlatırmış. İçlerinde en yaşlıları olan Avcızâde Sayyad Bey hiç lâfa karışmaz, anlatılanları, sessizce dinlermiş. Onun bu sessiz hâli, günlerden bir gün ötekilerin dikkatini çekmiş.
“Yahu üstad,” demişler. “Bunca yıllık av hayatın var. Senin başından hiç bir olay geçmedi mi? Sen de bir hatıra anlat ki, dinleyelim. Hep bizler konuşuyoruz..” şeklinde, ısrar etmişler.
Avcızâde Sayyad Bey, şöyle bir içini çekmiş: “Ahhh…” demiş. “Ne olur beni konuşturmayın. O hazin hatıramın, yürek sızlatan acısını bana hatırlatıp derdimi tazelemeyin.”
Diğer avcılar kulak kesilmişler. Büyük bir merak ve heyecana kapılmışlar. Demek ki ortada çok acıklı bir av hikâyesinin hatırası var demişler. Bu sefer ısrarlarını daha da artırarak kıdemli avcıya yüklenmişler.
Beriki yutkunmuş, kendine şöyle bir çeki düzen verip, söze başlamış:
“Efendim, avcılığa henüz başladığım gençlik yıllarımdaydı. Bir gün, tüfeğimi ve köpeğimi aldım, tek başıma Sapanca Gölü”nün kenarında av ararken, gökte bir turna gördüm. Şunu zararsız yerinden, ayağından vurayım dedim. Fakat ben tetiği çektikten sonra, zavallı hayvan, gagasıyla ayağını kaşımaya yeltenmez mi? İşte o anda, olan oldu. Saçmalardan birisi, hayvanın sol gözünden girip, sağ gözünden çıkmasın mı? Kırk elli metre kadar ötemizde, bir yere düştü. Köpeğim aldı getirdi. Hayvancağızın her tarafı sağlamdı. Yalnız gözlerinden kan akıyordu. Ben büyük bir pişmanlık ve şaşkınlık içinde, donup kalmıştım.
Hayvancağız çırpınıyor, ben de içim sızlayarak düşünüyordum. İşte asıl hadise o zaman oldu. Gökten beş altı tane turna, üstümüzde dönerek uçtular, ötüşe ötüşe ve hışımla aşağı doğru inip, kör turnanın yanına kondular. Ben büsbütün şaşırıp kalakalmıştım. Kendi dilleriyle ötüşüp anlaşarak, kör turnayı aralarına aldılar ve şimşek gibi havalandılar. Onların bu bağlılık ve sadakatine aşağıdan hayretler içinde baka kalmıştım.
İşte dostlarım, o günden sonradır ki, turnalar katar halinde uçmaya başladılar ve aralarına aldıkları kör turnayı, ses vermek suretiyle uçuş istikametine yönelttiler. Bu haber, dünyadaki bütün turnalar arasında yayıldı. Daima toplu ve katar hâlinde uçmalarına ilk defa ben sebebiyet verdim…” diye, palavrasını bitirince, dinleyip gülüşen avcılardan birisi:
“Ehhh!.. Üstad, durdun durdun, amma, Turnayı gözünden vurdun, pes doğrusu” demiş.
DEYİM NEDİR?
Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı ya da söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler.
Diğer bir deyişle Deyim; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarına “deyim” denir.