Gazi Osman Paşa Kimdir? Gazi Osman Paşa hayatı, Gazi Osman Paşa biyografisi, Gazi Osman Paşa zaferleri, Gazi Osman Paşa tarihteki yeri hakkında bilgi. Gazi Osman Paşa hakkında bilgi…
Gazi Osman Paşa; Osmanlı askeridir. (Tokat 1832-İstanbul 1900). Küçük yaşta ailesi İstanbul’a göçtü. Beşiktaş Rüştiyesi’nden sonra Askeri İdadi’ye girdi. Harbiye’den üçüncülükle çıktı (1853), mülazım-i sani (teğmen) rütbesi ile kurmay sınıfına ayrılacağı sırada, Kırım Savaşı başladığı için kurmay sıfatı ile Rumeli’deki askeri birliklerde görev aldı. Kırım Savaşı’nda ilk yararlıklarını gösterdi, 8 Eylül 1855′te Sivastopol alındıktan sonra da burada kaldı, İstanbul’a 1857′de dönebildi. Yüzbaşı olarak Genelkurmay Dairesi’nde çalışmaya başladı.
1858′de önyüzbaşılığa (kolağası) yükseldi. 1861′ de Rumeli Yenişehir’deki ordunun kurmay heyetine katıldı, 1862′de 4. Alayın 2. Taburu’na komutan atandı, binbaşılığa yükseldi (1862). Lübnan’da ayaklanan Yusuf Kerem’i sindirdi. 1866′da Girit’te Rum ayaklanmasının bastırılmasında görev aldı, başarılarıyla saygınlığı arttı. 1867′de kaymakam, 1868′de de miralaylığa (albay) yükseldi.
3. rütbeden Mecidi nişanını kazandı. 1868 Yemen Ayaklanması sırasında yedek erlerin katılışıyla oluşan tümende görev aldı, çabası ve başarısıyla mirliva oldu, hastalanınca İstanbul’a geldi (1871). 1873′te Karadağ ve Sırbistan sınırlarındaki tümen komutanlığına getirildi. Eğitime özen gösterdiğinden ordu komutanı Derviş Paşa’nın değerlendirmesi ile ferikliğe yükseldi.
Aynı yılın aralık ayında İşkodra Komutanlığı’na atandı, 1875′te Niş’teki 1. Tümen Komutanlığı’na gönderildi, Vidin’deki güçleri savaşa hazırladı. Sırpların, Vidin ve Yenipazar’a giriştikleri saldırılara, Karadağ Prensliği de katılınca Osman Paşa, Sırp sınırlarını ansızın geçerek İsvar Zaferi’ni kazandı (18 Temmuz 1876). Kısa bir süre sonra da Zayçar’a yüklendi. 7 Ağustos 1876′daki kanlı çatışmalardan sonra Sırpları ağır yenilgiye uğrattı, rütbesi mareşalliğe yükseldi.
24 Nisan 1877′de Rus birlikleri, Romanya, Bulgaristan ve Karadağ’ın da katılmasıyla Osmanlılara karşı savaşa başladılar.
Osman Paşa, Serdar Abdülkerim Nadir Paşa’nın buyruğuyla 18 Temmuz’da Plevne’ye girdi, savunma hazırlıklarına başladı. 19 Temmuz günü de Plevne Savaşları başladı. Tabyaları bulunmayan Plevne’yi topraktan yaptırdığı istihkâmlarla sağlam bir kale haline getirdi, 16 Temmuz 1877′den 10 Aralık 1877′ye kadar yaklaşık beş ay, dünyayı şaşırtan başarılı bir savunma yaptı.
Çok üstün kuvvetlerle, Plevne’yi üç kat saran Ruslar, hiçbir yardım alamayan Osman Paşa’yı yenemediler. 7-12 Eylül günlerindeki savaşlarla Üçüncü Plevne Zaferi’ni kazanan Osman Paşa’ya II. Abdülhamit, Gazilik rütbesini verdi. 10 Aralık 1877′de hiç erzak kalmadığı, askerin de dayanma gücünün kırıldığı bir sırada, yarma hareketine geçti, Rus çemberinin iki katını yarıp, üçüncü çemberinde savaşırken yaralandı ve tutsak düştü. Savaş alanına gelen Çar II. Aleksandr, Osman Paşa’ya saygı gösterdi ve kılıcını belinden almadı. Çar’ın karargâhında bakımı yapıldı ve Harkof a götürüldü.
Savaştan yenik çıkan Osmanlı Devleti, Ayastefanos’da ağır bir antlaşma imzaladı. Özel bir görevle Petersburg’a giden Rauf Paşa’nın ricasıyla serbest bırakıldı ve Mart 1878′de Rauf Paşa ile birlikte İstanbul’a geldi. Yıldız Sarayı’ nda Paşayı kabul eden padişah, kendisini hassa müşirliğine atadı.
9 Haziran 1878′de mabeyn müşiri, 5 Kasım 1878′de de, önceki görevi üzerinde kalmak koşuluyla Serasker oldu. 1885′e kadar bu görevde kaldı. 1897′de Yunan Savaşı sonrasında Selanik yöresine müfettiş olarak gitti. Ölünceye kadar saray mareşali olarak kaldı, II. Abdülhamit’in yakınında bulundu.