Aşık Hasan (Tamaşvarlı Gazi) Kimdir? Tamaşvarlı Gazi Aşık Hasan Hayatı? Aşık Hasan hayatı, Tamaşvarlı Gazi Aşık Hasan eserleri, Aşık Hasan ile ilgili bilgi.
Aşık Hasan; Saz şairidir (17. yüzyıl). Çeşitli araştırmacıların derlediği şiirlerden yaşadığı çağı, olayları, karıştığı savaşlan öğreniyor; dilinin, üslubunun özelliklerine bakarak askerliği meslek edinmiş, sınır boylarında savaşmış bir ordu şairi olduğunu anlıyoruz. İkinci Viyana Kuşatması (1683), bu yenilginin ardından Tamaşvar, Uyvar, Eğri, Estergon”un yitirilmesi, şiirlerinin kırgın ve biraz başkaldıran edası içinde dile getirdiği konular ve toplumsal acılardır. Budin”in (1686) ve Belgrad”ın düşmesi (1688) üzerine yarattığı ürünler uzun süre dillerde gezmiş izlenimini vermektedir. 1699 Karlofça Antlaşması”ndan sonra ordudan çekilip Tamaşvar yakınlarında çiftçilikle geçindiğini belirleyen kayıtlar vardır. Cönklerde adının geçtiği şiirlerinin bir bölümü. Hasan Dede, Kul Hasan, Sefil Hasan gibi Bektaşi şairlerinin ürünleriyle karıştırılmıştır.
Aşık Hasan eserlerinden Birkaç tanesi:
EŞREFOĞLU AL HABERİ
Eşrefoğlu al haberi
Bahçe biziz gül bizdedir
Biz şah-ı Merdan kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir
Adem vardır cismi semiz
Alır abdest olmaz temiz
Halkı dahleylemek nemiz
Bilcümle vebal bizdedir
Erlik midir eri yormak
Irak yoldan haber sormak
Cennetteki sekiz ırmak
Akan coşkun sel bizdedir
Arı vardır uçup gezer
Teni tenden seçip gezer
Zahid bizden kaçıp gezer
Arı biziz dal bizdedir
Kimi süfi kimi hacı
Cümlemiz Hakk’a duacı
Rasul-i Ekrem’in tacı
Aba hırka şal bizdedir
Dervişlerin kökçeğiyiz
Tekkelerin çiçeğiyiz
Hacı Bektaş köceğiyiz
Edeb erkan yol bizdedir
Kuldur Hasan Dede’m kuldur
Manayı söyleyen dildir
Elif Hakk’a doğru yoldur
Cim ararsan dal bizdedir
BİLMEM SARHOŞ MUDUR UYKUDAN KALKMIŞ
Bilmem sarhoş mudur uykudan kalkmış
Taramış zülfünü gerdane dökmüş
Beyaz ellerine al kına yakmış
Dedim öpüşelim dedi ki yok yok
Dedim servi nedir dedi boyumdur
Dedim bu güzellik dedi soyumdur
Dedim bu cilveler dedi huyumdur
Dedim koçuşalım dedi ki yok yok
Dedim ölüm yok mu dedi aynımda
Dedim öz vebalım dedi boynumda
Dedim turunçların dedi koynumda
Dedim koklaşalım dedi ki yok yok
Dedim yanakların dedi gülümdür
Dedim kakülün dedi sümbülümdür
Dedim Garip Hasan dedi kulumdur
Dedim sarmaşalım dedi ki yok yok
ŞUNDA BİR CANANE GÖNÜL DÜŞÜRDÜM
Şunda bir canane gönül düşürdüm
Yanakları dönmüş nar danesine
İnmiş inmiş mah yüzüne dökülmüş
Asılsam zülfünün herdanesine
Tenhaca bulup da halim arzetsem
Dertliyim derdime bir çare kılsam
Ol kiraz dudağın ağzıma alsam
Pek tutup sarılsam gerdanesine
Yüzünü göreli oldum serseri
Sır gümüşüne benziyor her yeri
Meydana getirmiş şöyle dilberi
Aferin doğuran merd anesine
Der ki Hasan yar hayalın görürken
Naz ile bir danem yolda giderken
Şunda bir dilberin methin ederken
Hicabından döktü ter tanesine
SENİN YAZIN KIŞA BENZER
Senin yazın kışa benzer
Bir sevdalı başa benzer
Çok içmiş sarhoşa benzer
Duman eksilmeyen dağlar
A dağlar ah ulu dağlar
Eşinden ayrılan ağlar
Selviye benzer meşesi
Del’olup aşka düşesi
Top top olmuş menevşesi
Burca burca kokan dağlar
A dağlar ah ulu dağlar
Eşinden ayrılan ağlar
Mor menevşe boyun eğmiş
Yapracığı suya değmiş
Yazın kışın kemha geymiş
Kışın sade giyen dağlar
A dağlar ah ulu dağlar
Eşinden ayrılan ağlar
Ben bu dağdan geldim geçtim
Boz bulanık suyun içtim
Ben yarimden ayrı düştüm
Gördünüz mü bakan dağlar
A dağlar ah ulu dağlar
Eşinden ayrılan ağlar
Yükseklerde yurdun mu var
Şahinlerin kurdun mu var
Bencileyin derdin mi var
Gözyaşları akan dağlar
A dağlar ah ulu dağlar
Eşinden ayrılan ağlar
BUGÜN BEN BİR GÜZEL GÖRDÜM
Bugün ben bir güzel gördüm
Gül cemali ala benzer
Çıkmış bahçede salınır
Boyu selvi dala benzer
Boyu uzun beli ince
Memeler benzer turunca
Yanak lale ağız gonca
Kaşları hilale benzer
Bahçenizde biter badem
Sanma ki ben sana yadem
Eğil gerdanından tadam
Ab-ı şeker bala benzer
Bahçenizde biter üzüm
Sensin benim iki gözüm
Gerdanına yoktur sözüm
Bağdadı merale benzer
Bahçenizde bülbül öter
Aşık Hasan yanıp tüter
Siyah kakül gerdan örter
Lebi kevser bala benzer
NE ÇEKER KULLARIN SERHAT İLİNDE
Ne çeker kulların serhat ilinde
Bilinmez hünkarım görülmeyince
Bunca memleketin kafir elinde
Kaldı inanmadın ayrılmayınca
Kimi şehit oldu kimi giriftar
Kafirin elinden inler zar ü zar
Estergon’la Budin Eğre’yle Uyvar
Ele girmez Şahım yorulmayınca
Gaziler başına takıp çelengi
Kırardı Nemçe’yi Macar Fireng’i
Neylesin kulların edemez cengi
Hal ü hatırları sorulmayınca
Hasan der göklere çıkmıştır ahım
Huda’m bağışlasın çoktur günahım
Tamaşvar kalesin bil padişahım
Vermeyiz kafire kırılmayınca