Ali Rıfat Çağatay kimdir? Ali Rıfat Çağatay Hayatı, Ali Rıfat Çağatay Biyografisi, Ali Rıfat Çağatay eserleri, Ali Rıfat Çağatay hakkında bilgi, Udi Rıfat Bey Kimdir? Udi Rıfat Bey Hakkında bilgi..
Ali Rıfat Çağatay (1869-1935)
İstiklal Marşının ilk bestecisi Ali Rıfat Çağatayİstiklal Marşının ilk bestecisi olan Ali Rıfat Çağatay 1869 yılında İstanbul”da dünyaya gelmiştir. Ölümü 3 Mart 1935′dir. Udi Rıfat Bey olarak da tanınır. Türk udi, bestekar, yorumcu, eğitimci ve çellisttir. Ancak Ali Rıfat Çağatay”ın asıl bilinilirliği Milli Marşımız olan İstiklal Marşının ilk bestecisi olmasıdır. 1921 yılında kabul edilen İstiklal Marşının ilk bestesini kendisi yapmış ve yapmış olduğu beste 1930 yılına kadar Osman Zeki Üngör”ün bestesi ile değiştirilinceye kadar kullanılmıştır.
Doğumundan ölümüne kadar istanbul”da yaşayan Ali Rıfat Çağatay çocukluğundan itibaren çok özel bir eğitim aldı ve döneminin ünlü musiki hocalarından dersler aldı. Kemenç ve viyolensel çalmayı öğrendi ve bu çalgı aletlerinde ustalaşarak kemençezen ve viyolensel ünvanlarını kazandı. Ayrıca genç yaşında İstanbul”da ud virtüözü olarak nam saldı.
1914 yılında açılan devlet konservatuarında (Darülelhan – Nağmelerin Evi) öğretim elemenı olarak yer almıştır.Şark Musiki Cemiyeti ile Türk Musikisi Ocağı”nı Ali Rıfat Çağatay kurup yönetmiştir. Türk müziği ile Batı Müziğini harmanlayarak yeni tanımlar da bulunmuş ve bu şekilde 50 kadar beste üretmiştir.
Ailesinde”de ünlü kişiler bulunmaktadır. Fenerbahçe Spor Kulübünün efsane isimlerinden sayılan Ali Cafer Çağatay oğludur. Şari Oktay Rıfat Horzcu “nun ise müstakbel amcaları olurlar. Ağabeyi Samih Rıfat Horozcu ise şari ve dil bilimcidir.
Ali Rıfat çağatay”ın Eserleri
“Meyl edip bir gül-i zâre” (nişaburek makamı), “Zülfün görenlerin hep bahtı siyah olurmuş” (nihavent beste), “Verdim ateş dillere suzidil-i âvâreden” (suzidil beste), “Gördüm yine bir âfet-i nadide-edayı” (nihavent ağırsemai), “Sarahaten acaba söylesem darılmaz mı” (nihavent makamı), “Edalı bir yosma kararım aldı” (hüseyni şarkı) ve “Meclis-i vaslında giryan olduğum mazur tut” (yegâh şarkı) en ünlü yapıtlarındandır.
Meyl edip bir gül-i zâre
Meyl edip bir gül-i zâre
Döndüm aşkıyla hezâre
Başladım feryâd-ı zâre
Döndüm aşıkınla hezâre
Sinenin ey şûh-i gülşen
Farkı yoktur yâsemenden
N”olsa senden geçemem ben
Aşıkım âşık ne çâre
Sarahaten acaba söylesem darılmaz mı
Sarahaten acaba söylesem darılmaz mı
Darılmak âdeti bilmem ki çapkının nâz mı
Desem ki ben seni… Yok dinlemez ki hiddet eder
Niçin, bu sözde ne var sanki, hiddet etse ne der
Desem ki ben çok… Ya kızar konuşmazsa
Derim bu çektiğim insâf edin eğer azsa
Desem ki ben seni pek çok… Hayır, kızar bilirim
Tereddüdüm acaba hiddetinden az mı elim?
Desem ki ben seni pek çok… Sakın gücenme emi
Sakın gücenme eğer anladınsa sevdiğimi