Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
Para ile imanın kimde olduğu bilinmez
* İman her şeyden önce içsel, yani kalbî bir olaydır. İnsanların imanlarını sözle dile getirmeleri mümkünse de, bunu çıkar için yapıyor olabilirler. Dolayısıyla gerçekten kimin iman ettiğini bilmemiz imkânsızdır. Para için de aynı şey söz konusudur. Kimse kolay kolay parasının olduğunu söylemez, gizleme yoluna gider. Kimi cimri olan ve yoksul bir hayat yaşayan insanların çok zengin, kimi cömert ve eli açık insanların da parasız olduğu çok görülmüştür. Bu bakımdan para ile imanın kimde olduğu pek bilinmez.
* Para, herkese gösterilen şeylerden değildir. İmanda esasen kalp işi olduğundan kişinin içindedir. Bundan dolayı kimin ne kadar parası bulunduğunu, kimin ne denli Allah’a yakın olduğunu kimse bilemez.
* Kimin paralı, kimin gerçekten inanan bir kişi olduğu gizliliklerinden ötürü bilinmez. Para açıkta taşınan bir varlık değildir. Kimi cebinde, kimi cüzdanında taşıdığı gibi kimi de başka yerlerde saklar. Bu nedenle kimin ne kadar parası olduğu tam olarak bilinemez. Bir gizliliği vardır. îman da paranın görünmediği gibi görünmez. Kişinin kalbinde saklı olup, kişi ile tanrı arasında bir konudur. Kimsenin, başkasının imanının ölçüsünü bilmesi mümkün değildir. Bu nedenle kimin gerçekten iman sahibi, kimin imanlı veya imansız olduğunu kimse bilemez. İmanının büyük bir ölçüde olduğunu bize değişik yollarla anlatmaya kalkanlara da inanmamak gerekir. Çünkü gerçek ölçüyü ancak tanrı bilebilir.