Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
Köprüyü gecene kadar ayıya dayı demek
* Kişi işini gördürünceye kadar yardım beklediği kimseye dil döker, onu över, ne kadar kötü de olsa onu göklere çıkarır. Ancak işini gördürdükten sonra bu tavrı birdenbire değişir. Karşısındaki kimse, sanki o övdüğü kimse değildir. Kuşkusuz bu tavır iki yüzlü kimselerin tavrıdır ki namuslu insanlar bundan uzaktırlar.
* Yardımına muhtaç olduğumuz değersiz insanlara, yardım süresince katlanmak zorundayız. Kişinin aşağılık diye bilinen kişilere muhtaç olmaması arzu edilir. Ancak bazı anlarda işimizin çözümü böyle kişilerin elinde olabilir. Amacımıza ulaşmamız için böyle kişilerin kötü kişiliklerini yüzlerine vurmamamız gerekir. Aksi bir davranış bize hiçbir şey kazandırmaz. İşimiz sonuçlanana kadar öylelerini oldukları gibi kabullenmeli, hatta gerekirse övmekten geri kalmamalıyız. Bütün bunlara rağmen, onların kötü olduklarını unutmamalı, bir daha onlara muhtaç olmamak için elimizden geleni yapmalıyız.
* Kişi, kendisinden yardım beklediği aşağılık kimseye işi bitinceye kadar “iyisin, hoşsun” diye dil döker. Dikkat edilirse, bu durumda sadece “köprü geçilinceye kadar” normal karşılanır. Yoksa, bir hayatı “köprü” kabul etmek ve “ayıya sürekli” dayı demek doğru değildir. Böyle düşünenlerin çoğunluğu oluşturduğu bir toplum gün gelir, “orman kanunu ile” yönetilir.